ÇOCUKLUĞUMUN SOKAĞI


Açıklama: İşyerimden çıktım, o anda yapmak zorunda olduğum işe odaklanmış halde deniz tarafına doğru yürüyordum.
Kategori: İNEBOLU
Eklenme Tarihi: 09 Haziran 2021
Geçerli Tarih: 29 Mart 2024, 00:30
Site: Yeni İnebolu Gazetesi
URL: http://www.inebolugazetesi.com/haber_detay.asp?haberID=1842


İşyerimden çıktım, o anda yapmak zorunda olduğum işe odaklanmış halde deniz tarafına doğru yürüyordum. Çok fazla uzaklaşmamıştım ki, eski komşularımız Nuran teyze ve kızı Berrin abla ile karşılaştım. Ayak üstü kısa bir hâl-hatır sorma faslının ardından sohbet köşe yazılarıma geldi. Zevkle okuduklarını ifade ederken çocukluğumun geçtiği sokağı yazmam konusunda fikir beyan ettiler.

Hiç kırarmıyım, aklıma düştü bir kere, anılar film şeridi gibi geçti gözümün önünden bir anda...

1976 yılının Kasım ayında taşındığımız ve 1984 yılının ilk aylarına kadar yaklaşık 8 sene ikamet ettiğimiz, çocukluğumun geçtiği sokağın güzelliklerini yazmalıydım elbette. 

Çarşı merkezinden Değirmen sokağına doğru giden tatlı rampayı bitirip Müftü yokuşu denilen dik merdivenlerin ters istikametinde kısa bir yokuş vardır aşağıya doğru, Rıza ustalar konağına iner...

İşte o sokakta geçti çocukluğum.

İlkokul 3.sınıf öğrencisiydim. Yavaş yavaş tanıyordum mahalle komşularımızı. Birbirinden değerli, güzel insanlardı her biri.

Yokuşun başında soldaki aşı boyalı ahşap evde Sabri Cebecioğlu ve eşi Nezihe teyze otururdu. Hani Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 25 Ağustos 1925 tarihinde İnebolu'yu ziyaret ettiğinde fotoğraflarını çeken Sabri Cebecioğlu. Evin bir katında da oğlu Ergün Cebecioğlu ve eşi Güler teyze otururdu. Evin alt tarafında bakımı Sabri Cebecioğlu tarafından yapılan güzel bir bahçe ile üstü kapalı bir araçlık araba garajı vardı. Okuldan çıkınca soluğu bu araba garajının önünde alır, tahtadan yapılmış garaj kapısının iki tarafına kale yapmak için taş koyar ve arkadaşlarla futbol oynardık. Çocukluğumuzu yaşadığımız en önemli yerdi bizim için o garajın önündeki düz alan.

Fırıncı Rıza ustaların evi de hemen top oynadığımız yerin yanındaydı. O evin çocukları Haluk ve Hakan Dilek kardeşler gelir ekseriyetle onlarla oynardık. Anneleri Nuran teyze, Babaları Ruhi Dilek, Dedeleri İhsan amca ve eşi, halası Nuran Ulugün ve kızı Berrin abla o konakta yaşarlardı. En zor mesleklerden biri olan fırıncılık işiyle iştigal edilir, Rahmetli İhsan amca işin başında dururdu. Rıza ustaların fırını İnebolu'nun en meşhur fırınıydı. Yine O evin oğlu Salih Dilek ve eşi Sacide hanım  Garanti bankasında memurluk yapar, Salih Dilek banka mesaisi dışında fırında yardım ederdi. Rıza ustaların konağının alt tarafindaki bahçeye Salih Dilek güzel bir ev yaptırıyordu o dönemde.

Yine Satı Mehmet Baş'ın 4-5 katlı bina inşaatı devam ediyor, biz çocuklar için farklı bir oyun alanı vazifesi görüyordu.

Yokuşun başında sağdaki ev Fikriye teyzenindi. Üst katında ise Ortaokulda matematik öğretmenimiz Raşit Yılmaz ve ailesi Fikriye teyzenin kiracısıydı.

Yokuşun bitiminde ise 4 katlı apartman vardı. 1. katında Ziraat bankasında memurluk yapan Raşit Gökdemir eşi Emel teyze, kızı Canan abla ve birlikte top oynadığım arkadaşım Taner'den oluşan aile ikamet ederdi. İkinci katta Özer Ormanlı ve ailesi, üçüncü katta Salih Dilek ve ailesi, dördüncü katta ise ortaokul müdürümüz Mahmut Nedim Arıkan ve ailesi otururdu.

Her biri birbirinden değerli komşularımızla uyum içinde geçen o günler gerçekten farklıydı. Yardımlaşma, dayanışma ve komşuluk ilişkilerinin çok iyi olduğu bir dönemdi o günler.

Kışın kar yağdığında bizim sokağın yokuşu kayak pisti gibiydi. Kızağı olanlar kızakla, olmayanlar ise poşetle kayarlardı.
Kar yağmasını dört gözle  beklerdik.

Gerçekten çocukluğumu geçirdiğim sokak ve o sokakta yaşayan güzel insanlar sadece anılarda kaldı. Aramızdan ayrılıp Rahmeti Rahman'a kavuşan büyüklerimize Allah rahmetiyle muamele etsin İnşallah. Hayatta olanlara da sağlıklı uzun ömürler diler saygılar sunarım.