HACI HALİT TAŞLIGİL KÖPRÜSÜ


Açıklama: Hacı Halit Taşlıgil İnebolu’nun yetiştirdiği en değerli insanlardan birisidir. Yüz yıla yakın süren ömrünün büyük bir bölümünü İnebolu’nun iyiliğine harcayarak geçirmiştir. İnebolu’nun imarı, gençlerin eğitimi gibi konularda kafa yormuş; fakir fukaranın durumunu sürekli gözetmiştir. Burada saymakla bitiremeyeceğimiz pek çok hayır işine öncülük etmiş ve bütün bunları kendine dert edinmiştir.
Kategori: İNEBOLU
Eklenme Tarihi: 27 Ocak 2023
Geçerli Tarih: 28 Mart 2024, 23:34
Site: Yeni İnebolu Gazetesi
URL: http://www.inebolugazetesi.com/haber_detay.asp?haberID=2013


Hacı Halit Taşlıgil İnebolu’nun yetiştirdiği en değerli insanlardan birisidir. Yüz yıla yakın süren ömrünün büyük bir bölümünü İnebolu’nun iyiliğine harcayarak geçirmiştir. İnebolu’nun imarı, gençlerin eğitimi gibi konularda kafa yormuş; fakir fukaranın durumunu sürekli gözetmiştir. Burada saymakla bitiremeyeceğimiz pek çok hayır işine öncülük etmiş ve bütün bunları kendine dert edinmiştir.

Ömrünün son senelerinde dükkânından çıkar, deniz kenarına iner; alttaki köprüden geçip karşıdan dolaşır, diğer köprüden çarşı içine dönerdi. Çoğu zaman çay içi ve köprüde olup bitenleri takip ederken yollarımız kesişirdi. Köprü üzerindeki her karşılaşmamızda mutlaka hem geçmişi yad eder hem de İnebolu’nun gelecekteki ahvâline dair sohbet ederdik.

Çocukluğunun Hatıpbağı’nda geçtiğini anlatırken şöyle derdi: “İlkokula giderken sabah erkenden kalkardıım. Bir saat kadar Çay içinden taşıyabileceğim irilikte taşları kucaklar, bahçemizin kenarına dizerdim. Bazı seneler temmuz ya da ağustos aylarında sel olur, dikili bahçelerimize zarar verir, her şeyi (üç burunlu hatıpbağı biberi, hatıpbağı çay domatesi) alır götürür, ardında geriye sadece çamuru kalırdı. Yani senin anlayacağın dizdiğim taşlar pek kâr etmezdi. Ancak taş dizme işi bitince tarhana çorbasını içer, okula giderdik.

Uzun yaz günlerinde, okul çıkışı ya da tatillerde Pazar günleri de dahil babamın demirci dükkânına gider, ona yardım ederdim. Körük çekerdim. Çocuk olduğumdan boyum kısa kalır yetmez , ayağımın altına çivi sandığını koyar, üzerine çıkardım. Çok dikkat isteyen bir işti. Çiviyi kesecek sıcaklığı ayarlamak iki elinizin arasındaki körükten vereceğiniz havaya bağlı idi.

Hiç unutmam, bahçemizde on bir çatal (gövdeli) incir vardı. Çarşıdan, alışverişten at ya da katır üstünde dönen köylüler; incirlerimizden koparır, yiye yiye köylerine giderlerdi.”

Söz ettiği bahçenin bugünkü futbol sahasının hemen bitişiğinde,henüz yeni yapılan köprünün tam karşısında  İmam Hatip Okulu’nun yerinde olduğunu da yeni öğrendim. Çocuklarının aktardığı bilgilerden, 1980’li yıllarda bahçelerinin olduğu yere yapılan İmam Hatip Okulu’nun arsasını da onun bağışladığı anlaşılıyor.

Geçmişte Avara’dan inenlerle Hatıpbağı’nda oturanlar, Çay’ın içindeki taşların üzerinde sopalarla vura vura kilim ve çamaşır yıkarlardı. Çay’ın üzerinden karşıya geçmek için de bir ucuna halat bağlı uzun kalas kullanılırdı. Günümüzde aynı yerde oluşan köprü ihtiyacı, uzun bir planlama ve yapım süreci sonucunda geçen ay giderildi ve yeni bir köprü açıldı.

Hâl böyle iken Yeni İnebolu gazetesinde haftalık köşe yazıları yazan Bülent Yağcıoğlu kardeşimiz iki hafta önceki yazısında yeni yapılan köprüden bahsederek, yukarıdaki detaylardan haberi olmadan, içinden gelerek köprüye “HACI HALİT TAŞLIGİL KÖPRÜSÜ” ismi verelim fikrini ortaya attı. Ben de o yazıyı okuyunca güzel bir düşünce olduğuna kanaat getirdim ve bu yazıyı kaleme aldım.

Bence de bu, çok doğru bir karar olur. Yerel olarak, memleketimizdeki sokak, cadde, yapı vb.ne isim verirken Ay, Yıldız vs. ismi vermek yerine buralara memleketimizin yetiştirdiği onlarca değerli insanımızın ismini vermek çok daha isabetli olur diye düşünüyorum. Bu konuda bir kamuoyu oluşturup, gerekirse de anket yapıp bir kampanya başlatalım istiyorum.

Ne dersiniz?..