Geçen hafta bayisi bulunduğumuz bölge müdür koordinatörümüz İbrahim Bey sağ olsunlar ziyaretimize ilçemize İnebolu’ya geldiler.
Misafirimize ilçemizi tanıtma ve tanıştırma fırsatı buldum. Onu misafir etmekten onur duydum gurur duydum. Ertesi günü ilçemizin kaotik ortamından uzaklaşıp kahvaltıyı tarih ve doğa harikası Ersizler Dere Kanyonu’nda yaptık. Yol güzergahımız boyunca ağaç ve bitkilerin renk cümbüşünü, ahengini, değişim ve dönüşümünün yüce yaratanın kudret sanatında yoğrulup muhteşem icraatını keşfetme ve tefekkür etme fırsatını bulduk.
Mevsim sonbahar; düşündük, duygulandık, hüzünlendik…
Sonra doğada, doğal kahvaltı sofrasında uzun kahvaltımızı muhabbetle, sevgiyle yaparken özellikle büyük şehirlerde beton yığınları içerisinde kalmış hava kirliliğinden, şehirlerin gürültüsünden, egzoz gazlarından işlenmiş asitli yiyecek ve içeceklerin bizleri ne hale getirdiğinden sağlığımıza ve sinir sistemimizin nasıl bozduğundan bahsettik.
Kuş seslerini, böcek hışırtılarını, rüzgarın ıslık sesini, akarsuyun ışıltısını, uğultuyu, iniltiyi, fısıltıyı daha yakından keşfetme, gözlemleme fırsatını bulduk. Temaşa ettik Mevla’ya şükrettik.
Yaratıcının eserlerinde, sanatında, doğada, doğal ortamda huzur bulduk, sağlık bulduk, iş konuştuk, muhabbet ettik. Kısacası minikte olsa psikoterapi yaptık ruhumuzu dinlendirdik kendimizi ödüllendirdik.
Bu duygular içerisinde bir sonraki ziyarette görüşmek, buluşmak üzere vedalaştık, helalleştik, hüzünlendik.
Günlerden Perşembeydi Bülent Yağcıoğlu arkadaşımın yanına haftalık gazetedeki yazısının istişaresini, mütalaasını yapmak için iş yerine makamına ziyarete gittim. Muhabbet esnasında anımızdan bahsettim Bülent Bey’in hoşuna gitti. Bana yazıya döküp gazetede yayınlamayı önerdi. Ben de bu yazıyı onun sözü üzerine sizin için kaleme aldım, yazdım.
Doğayı; çünkü Allah’ı(c.c) anmak ve tefekkür etmek sessizliğinin içerisinde doğayla baş başa kalmak bir büyük ibadettir.
Sağlıcakla kalın.