Bazı meseleleri çok fazla ayrıntıya girmeden, ipuçları vermeden üstü kapalı şekilde anlatmak yada yazmak gerekir. Anlayışlı kimseler bu tür yazılarla ne anlatılmak istendiğini gayet kolay algılar. Ama kavrayışı kıt insanlar ne kadar açık anlatılırsa anlatılsın, ne kadar anlaşılır biçimde yazılırsa yazılsın anlamakta güçlük çekerler. Bazı insanlar da yazılanları ve anlatılmak istenenleri anlamak istedikleri gibi anlarlar. Onların konulara baktıkları pencere farklıdır, ne yaparsan değiştiremezsin.
Peki genellikle İNEBOLU’yu anlatmaya çalıştığım köşe yazılarım nasıl algılanıyor?
Başlığına şöyle bir göz atıp içeriği okunmadan geçiliyor mu?
Yada konu ilgi çekici bulunursa mı daha çok okunuyor?
Yazılarım belli bir okuyucu kitlesine ulaşıyor mu?
Okuyucular üslubumu sıkıcımı yoksa akıcımı buluyor?
Bu soruların hepsinin cevabı bende mevcut.
Hemen hemen her gün 3-5 okuyucumla bir şekilde sohbet ediyor, olumlu yada olumsuz tepkilerini alıyor ve yazılarımla ilgili genel düşünceleri tahlil etme fırsatı buluyorum. Bunun yanı sıra yapıcı eleştirilere, tavsiyelere çok önem veriyor ve değerlendirmeye layık görüyorum.
Geçtiğimiz hafta “Evrenye in, İnebolu out” başlıklı yazımla ilgili pek çok olumlu yada olumsuz yorumlar yapıldı. Konu paylaşım rekoru kırdı. Okunma oranı en fazla olan köşe yazılarımdan birisi oldu.
Gözbebeği köylerimizden birisi olan Evrenye’ye yapılan hizmetleri ve köyün güzelliklerini okurken gururlanıldığını, akabinde İnebolu’da herkesin birbirine dert yandığı bazı olumsuzlukları da yazarak sessiz çoğunluğun sesi olduğumu bizzat gelerek ifade edenler olduğu gibi, sıkıntılara çözüm üretmek yerine klavye kahramanlığı yapan, facebook takipçilerinin çeşitli yorumlarına da şahit olduk. Sayıları bir elin beş parmağını geçmeyen bazı insanların ÖKÜZÜN ALTINDA BUZAĞI ARADIKLARINI gördük. Köşe yazılarımdan çıkarılması gereken sonucun her zaman kişisel çıkarlar değil de “toplum menfaati” olduğunu herkesin artık kavraması gerektiğini düşünüyorum. Yazılarımdan farklı sonuçlar çıkarıpta işine gelindiği gibi bir yerlere laf atmak, insanları aşağılamak, kurumlara saldırmak benim nazarımda ucuz kahramanlıktan başka bir şey değildir.
Atalarımızın tecrübe ederek, bizzat yaşayarak bizlerin de ders çıkarabilmesi için atasözü olarak kayıtlara geçen o kadar çok anlam ifade eden sözleri var ki bunlardan birisi ile yazımı noktalıyorum.
ANLAYANA SİVRİ SİNEK SAZ, ANLAMAYANA DAVUL ZURNA AZ!
Not: Kızılkara Mevkiinden çarşı istikametine doğru deniz tahkimatı projesi ile denize sıfır şekilde yapılan yürüyüş ve bisiklet yolu Karayolları şefliğinin önüne kadar mükemmel bir görünüm ve kullanım arz ediyor. Ama sonrası evlere şenlik. Halkımız bu yolun çarşıya kadar devamını talep ediyor. İnşallah yapılırsa da bu yolun adının “İnebolu Kordon Boyu” olmasını istiyor.
Boyran Mahallesinin başlangıç noktasında önceden çorbacı olan ama şimdi metruk bir halde terk edilmiş görünümdeki çirkinliklerin biran evvel kaldırılmasıda duyarlı halkımız tarafından talep ediliyor. Yetkililere duyurulur.