İnebolu da yaşamaktan mutlu olan ...
Hayata pozitif bakan...
Kültür ve Sanat'a değer katan...
Fotoğraf denildiğinde akla ilk gelen...
FOTO BAYSAL'ı marka yapan...
Hüseyin Baysal bu haftaki köşemizin konuğu.
Ne zaman doğdu, nasıl fotoğrafçı oldu, bilinmeyenleri ve merak edilenleri ondan dinleyelim.
"Ben Hüseyin Baysal. 1957 senesinin şubat ayında İnebolu'da doğmuşum. İlk, orta, lise tahsilimi İnebolu'da yaptım.
Ortaokulda Sosyal Bilgiler öğretmenimiz Esat Bilginsoy'un kurmuş olduğu fotoğrafçılık koluna girdim. İlk defa orada rahmetli öğretmenim sayesinde fotoğraf baskısı ve agrandizör (fotoğraf baskı makinası) ile tanıştım. Daha sonraki yıllarda fotoğraf çekmek bende hobi haline geldi.
O yıllarda küçük kutularla ilkel sinema makinası yapardım. Sinemadan aldığım film parçalarını arkasından ışık vererek bir mercek vasıtası ile beyaz perdeye düşürürdüm. Bu bana büyük bir zevk verirdi.
Bir gün Allah rahmet eylesin İnebolu'nun en eski fotoğrafçısı Atatürk'ün fotoğrafını çekme şerefine ulaşmış üstadımız Sabri Cebecioğlu amcamızın vitrininde bir lens gördüm. Satın almak istedim. Bana ne amaçla kullanacağımı sordu, söyledim. Ben sana başka bir makina vereyim perdeye görüntü kaliteli düşer dedi ve çok eski antika bir agrandizör verdi. Çok sevindim. Daha önce ortaokulda agrandizör görmüştüm. Makinayı satın aldıktan sonra fotoğraf baskısı yapmaya karar verdim. Fotoğrafçılıkla ilgili birçok kitap okudum. O antika agrandizör ile ilk fotoğrafımı başarı ile bastığımdaki sevincimi görmeliydiniz.
Evimizin odunluğunu karanlık oda haline getirdim. Önceleri kendi çektiğim fotoğrafları bastım. Lise yıllarımda ücreti karşılığında diğer öğrencilerin fotoğrafını bastım. Liseden mezun olduktan sonra da baskıya devam ettim. Bayağı tecrübe kazanmıştım.
İnebolu'da bir fotoğraf stüdyosuna ihtiyaç olduğunu hissettim. 1975 yılında abim Ergün Baysal, Resim Öğretmeni Kazım Tuncay beyle ortak stüdyo açmaya karar verdik. Çok zayıf olan maddi imkanlarımızla İstanbul'a malzeme almaya gittik. O zaman için bir stüdyonun olmazsa olmazı atölye makinası idi. 20.000 TL'ye Globica marka bir fotoğraf makinası almaya karar verdik. Taksitleri 650 TL idi. Ödeyebilir miyiz, ödeyemez miyiz diye tereddüt yaşarken firmanın sahibi, eğer bu taksitleri ödeyemeyecekseniz o stüdyoyu hiç açmayın deyince gaza geldik ve aldık.
Bugün eski Halkbank'ın arkasındaki pasajda bir dükkan kiraladık. Karanlık odası ve vesikalık tap kutusuna kadar her şeyi kendimiz yaptık. 1976 yılı Haziran ayında iş yerimizi açtık. 1984 senesinde Kazım Bey'in hakkını da satın alarak firmanın sahibi oldum. Yardımcı eleman olarak bir çok kişiyle çalıştım. 1991 yılında 10-15 yaşlarında iken bir genç işe ihtiyacı olduğunu, benimle çalışmak istediğini söyledi ve işe aldım, çalışmaya başladık. Çok yetenekliydi ve boynuz kulağı geçti. İşte bu gencin adı Muhittin Kara idi. O günden bu güne kadar beraber çalışıyoruz. Bu vesile ile ona da buradan teşekkür ediyorum.
İşte Stüdyo Baysal'ın serüvenini böyle "ANIYA, EMEĞE, SANATA RENK" sloganımızla sloganımızla devam ettiriyor, saygılar sunuyorum."
Evet;
Hemen hemen hepimiz anılarında FOTO BAYSAL imzası taşıyan albümlere sahibiz.
Çocukluğumdan beri tanıdığım, İnebolu çarşısında zaman zaman adres değişikliğine gitse de kaliteden ödün vermeden 41.5 yıldır hizmet vermeye çalışan işyeri komşum FOTO BAYSAL 'a 41.5 kere maşallah diyor, hayırlı işler diliyorum.