Hayatın koşuşturmacası içinde bir dakikalığına da olsa durdurur herkesi, nefes aldırır mis kokusuyla, yeniler insanı.
Ülkemizin bazı bölgelerinde yetişen ve efsanevi bir hikâyesi olduğu kadar kokusuyla da büyüleyen nergis “AŞK ÇİÇEĞİ” olarak bilinir. Nergisin anlamı güzelliktir, en güzeldir. Hatta bazen kendine zarar verebilecek kadar güzel olmaktır.
İnebolu’da ise adı ZELLANGADEF’tir.
Aralık ve Ocak aylarında yoğun olarak İnebolu pazarında boy göstermeye başlar.
Köylerimizde, dağda, bayırda, ormanda kendiliğinden yetişen Zellangadef çiçeği demet yapılarak satışa sunulur. Özellikle bilenler tarafından kendine has kokusu sebebiyle tercih edilir ve evlerimizde vazoları doldurur.
Evet, İnebolu’muzda doğal ortamda kendiliğinden yetişen pek çok ürünümüz var. Böğürtlen, kuşburnu, mumgile, dağ çileği, kestane gibi… Belki yetiştirmek için çaba sarf edilmese de, toplayarak ve pazar oluşturarak verilen emek göz ardı edilmemeli bence.
Yine de gönlümden geçen ve yazımın başlığındaki gibi temenniden ibaret olan İnebolu’muzu Zellangadef cenneti yapabilecek üretimin halkımız tarafından benimsenerek icraata geçirilebilmesi…
Doğanın gözümüze soka soka sunduğu bu topraklarda mükemmel derecede Zellangadef yetiştiği gerçeğini görmezden gelmeyip, nergis yetiştiriciliğini bir gelir kapısı haline getirebiliriz elbette.
İzmir’in Karaburun ilçesini örnek alabiliriz mesela.
Hatta İnebolu ile benzer yönleri de var bu ilçenin. Uzun yıllardır bir geliş-bir gidiş bol virajlı yolu olması ve sit uygulamaları nedeniyle yapılaşmaya uygun açık alan bulmanın zor olduğu bu ilçe diğer İzmir ilçeleri gibi turizmden yeterli payı alamamış.
Fakat Karaburun adını her yıl Ocak ayı içinde Nergis Festivali yaparak ve nergis yetiştiriciliğini yaygınlaştırıp ilçe ekonomisine yeni kazanımlar sağlayarak duyurmayı başarmıştır.
Her yıl Aralık ayı başlarında çiçek açmaya başlayan nergis tarlaları Şubat sonuna kadar görülmeye değer bir şölen sunar Karaburun’da...
Peki, Pazar potansiyeli olan bu çiçek bilinçli ve yaygın biçimde İnebolu’da üretilse, önce kendi bölgesinde sonra Türkiye çapında pazarlansa ne kaybederiz?
Üretimi gayet kolay olan ve çok bakım gerektirmeyen Zellangadef soğanları her sene 3-5 yavru verir. Bu yavrular Ağustos ve Kasım ayları arasında ekilerek üretim yapılır. Çok yıllık bir bitki olmasından dolayı her sene ürün vermesinin yanı sıra sürekli yavru soğanlarla çoğaltma işlemi sağlanır.
İlçemizde tarımın gelişmesi için canla başla çalışan ve tarıma yön veren en yetkili kurum olan İLÇE TARIM MÜDÜRLÜĞÜ yetkililerinden İnebolu halkı adına binlerce nergis soğanı temin edip ücretsiz dağıtılmasını talep ediyor, ilçemizin gelecekte rengârenk nergis çiçekleriyle mis gibi kokmasına katkı verecek herkese şimdiden şükranlarımı sunuyorum.
Not: Bu haftaki yazımın konusunu Kastamonu Gazetesi Yazarı Murat Karasalihoğlu’nun İnebolu’muzdan güzel sözlerle bahsederek yazmış olduğu “Zellangadif Baharı” başlıklı yazısından esinlenerek seçtiğimi belirtmekle beraber, Nisan 2017’de Türkiye’nin Nobel Barış Ödülü olarak kabul edilen “Uluslararası Özkan Mert Onur Ödülleri” kapsamında kültür kategorisinde “Kent Yazıları” ile ödüle layık görülen Kastamonu Valiliği Kent Tarihi Müzesi Sorumlusu ve Kastamonu Gazetesi Yazarı Murat Karasalihoğlu’nun yazılarını büyük zevkle takip ettiğimi ve faydalandığımı ifade ediyor kendisine en içten teşekkürlerimi sunuyorum.