Geçtiğimiz hafta Yeni İnebolu Gazetesi’ndeki “İnebolu’nun Alex kadar kıymeti yok” başlıklı haberi hayli ilgimi çekse de bir o kadar da üzüldüğümü belirtmek isterim.
Haberin içeriğini biraz hatırlatmak gerekirse…
Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesindeki önemli üç lisenin organizesiyle “Yaşanılabilir bir çevre için alınması gereken önlemler” konulu bir konferans düzenleniyor.
300 civarında lise öğrencisinin, öğretmenlerin ve ilçe milli eğitim şube müdürünün dinleyici olarak katıldığı konferansta sigaraya karşı yürüttüğü kampanyalarla bilinen Prof. Dr. Orhan Kural kendi gözlemlerinden ve yaşamından yola çıkarak yaşanabilir bir çevre ve hayat için alınması gereken önlemler ve yapılması gerekenlerle ilgili bilgilerini paylaşıyor.
Konferansın bitiminde öğrencilere o günkü konu ile alakası olmayan ama genel kültür ağırlıklı sorular yönelten Prof. Dr. Kural, “İnebolu’nun milli mücadele dönemindeki önemi nedir?” sorusuna cevap alamayınca üzülüyor ve İnebolu’nun Türkiye’de İstiklal Madalyası alan tek ilçe olduğunu, İstiklal Savaşında ülkenin her yanı sarılmışken ordunun ihtiyacı olan cephane, erzak ve teçhizatını gemilerden zor koşullarda kayıklarla karaya çıkarılmasının sağlandığı, sonrasında ise erkekleri cephede olduğu için kadınlar tarafından karaya çıkarılan cephanenin Ankara’ya kadar taşınmasına öncülük eden Kahraman İnsanların ilçesi olduğunu anlatıyor.
Konferansın konusunun uzaktan yakından İnebolu’yla alakası olmadığı bir ortamda katılımcılara İnebolu’nun milli mücadeledeki yeri ve önemini anlatan Prof. Dr. Orhan Kural hocamıza minnettar olduğumuzu haykırmak isterim.
Kendisinin telefon numarasına ulaşıp aradığımda ne kadar mütevazi ve İnebolu sevdalısı bir insan olduğu hissine kapılmamın yanı sıra, 5000’e yakın konferans gerçekleştirdiğini ve hemen hemen her konferansında İnebolu’nun İstiklal Madalyası ve kahramanlıklarını, Ersizlerdere’nin hikayesini ve Şerife Bacı ile Kastamonu’yu anlatmaktan büyük mutluluk duyduğunu gururla anlatmasına şahit oldum.
Akabinde çocuklarımızın ilk ve ortaöğretim eğitimi sırasında ders kitaplarında ve milli eğitim müfredatında “İstiklal Savaşında İnebolu’nun stratejik öneminin ve halkının kahramanlıklarının” anlatılıp anlatılmadığı araştırmasını yaptım ve olumsuz bir sonuçla karşılaştım.
İvedi bir şekilde Milli Eğitim Bakanlığı’na bir yazı göndererek temel eğitim ve sonrasında mutlaka ilgili ders kitaplarına “milli mücadele yıllarında İnebolu’nun önemi” konusunun ayrıntılı bir şekilde girmesi için çaba göstermeye karar verdim.
Bir milyonu aşarak satış rekorları kıran Turgut Özakman’ın “Şu Çılgın Türkler” kitabıyla tarihinin en büyük tanıtım şansını yakalayan İnebolu’muzun farklı projelerle de tanıtılması için acilen bir şeyler yapılması fikrini İneboluluyum diyen herkesin taşıması gerektiğini düşünüyorum.
Önümüzdeki ders yılına başlanmadan müfredat değişikliğinin olacağı söylemlerinin dolaştığı şu günlerde şahsi olarak Milli Eğitim Bakanlığı’na “İnebolu’nun milli mücadele yıllarındaki önemi ve İnebolu halkının kahramanlıkları” konu başlıklı bir yazı göndereceğimi ve bu konunun ilgili ders kitaplarına girmesi için İnebolu’daki siyasi parti ilçe başkalıkları ve Ticaret Odası, Esnaf Odası, Ziraat Odası, Şoförler Odası gibi sivil toplum kuruluşlarının da birer dilekçe ile destek vermesinin faydalı olacağı inancı taşımaktayım.
Farklı fikir ve düşünceleri taşıyan insanların söz konusu İnebolu olduğunda bir araya gelmesi ve ilçemizin tanıtımı için elini taşın altına koyması gerektiğini düşünmekteyim.
İnebolu’ya sahip çıkarak gerçek İnebolulu olduğumuzu gösterme fırsatı her zaman önümüze gelmeyebilir.
Bu yüzden hep birlikte talebimizi en üst makamlara ulaştırmalı ve İnebolu’nun kahramanlıklarını Türkiye’nin öğrenmesine öncü olmalıyız.