Eskiden büyüklerimiz: ”Rızığın 10'da dokuzu ticarettedir” derlerdi. Yerel bir ticaret ifadesi de hamsi üzerinden yapılırdı.
-Tutan onmasın (fazla bir gelir beklemesin her zaman rastgelmez)
-Yiyen doymasın.(Lezzetlidir, her çeşit yemeği olur)
-Tutan pulum kadar para kazansın...! (Hamsiyi kim tutarsa tutsun her zaman alıp satan kazanır.
1914 yılında Fransa’da yayınlanan ticaret dergisinde: Karadeniz'in ortasındaki Liman İnebolu’dan bahsedilmekte ve Üsküdar’dan Samsun’a Kastamonu vilayetinin (Sinop, Bolu Çankırı sancakları dahil) tüm ihracat ve ithalatının İnebolu Limanından yapıldığı belirtilerek, İnebolu’daki tüm tüccarların ,eczacı, fırıncı ,doktor vs. kategorik bir şekilde isimleri yer almakta. Bir Fransız Bankası Bank Ağricole ve Bir Osmanlı Bankası Banque Ottamane’nin de banka olarak isimleri yazılı.
Aynı dergideki uluslar arası şirketlerin isimleri ve İnebolu’daki temsilcileri
1-Allenze Cie d’Assurance : Osmanzade Basri
2-Anadolu Harik et nakliyat : Banque Agricole
3Assicurazioni Generali di Trieste : Mehmet Sabri
4-İtimat Milli Harik et Nakliyat Assurences: Osmanzade Hasan Basri
5-La Fonciere : Tcholak zade Zihni
6-Lloyd İnternational : Tcholak zade Zihni
7-Union Nationale Ste Turque : Banque Ottamane
Hal böyle iken birçok esnafın Fransızca konuşabildiği, İspanyolca İtalyanca Almanca’nın ikinci üçüncü dil olduğu İnebolu, ticaretin sağladığı geçmişteki zenginliğinden bu günlere geldi.
Önceden olduğu gibi gelecekte de İnebolu’yu ticaret zengin edebilir.Bunu sağlayacak en önemli şey İnebolu’nun coğrafi konumudur. Kara, deniz ve üzerimizden geçen hava yolu bunun en önemli kanıtıdır. 1860 yılında Çankırı’nın tuzunu ihraç etmek için açılan 1907 yılında tamamlanan İnebolu-Ankara şose yolu bu günde günün şartlarına uygun duble yol ve tünellerle birlikte tamamlandığında İnebolu’yu çok güzel günler beklemekte. İçinde yaşadığımız çalkantılı günler geçtiğinde İnebolu’nun geleceği çok daha parlak olacak.
Türkiye’de Ticareti temsil eden TOOB Başkanı Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’nun İnebolu ziyaretini çok önemsiyorum. Geliş sebebi açılış da olsa dersine çalışarak geldiği İnebolu’da söylediklerini önemsiyor ve bazı söylemlerinin altını çizmek istiyorum.
“İnebolu Limanı konusu da bir an önce çözülmeli. Bu bölgede sanayileşmenin temeli bu liman. Bu iki iş biterse, İnebolu, İç Anadolu'nun kapısı olur. Karadeniz ülkelerine ihracatın yolu açılır. Açık söylüyorum; siz bile İnebolu'yu tanıyamazsınız. Güney ve Ege limanlarında doluluk var. Karadeniz limanları arasında da en yakın liman İnebolu Limanı”.
1920'li yıllarda Çolakoğulları ve Erzurumlu Nafiz ortak ticaret yapıyorlar. Birisi Kırım’dan diğeri Erzurum'dan gelmiş. İnebolu’da ortak mağazaları var. Öylesine zenginler ki dikkat çekiyorlar. Kırım’dan gelip İnebolu’daki ticaretten payını alan bu gün bile Türkiye zenginler sıralamasında 19. olan Çolakoğullarının (Çolakoğlu Metalurji, TEB Bankası) o günkü temsilcisi Nuri bey nakdi para yardımı yapıyor. Erzurumlu Nafiz de milli orduya iki adet uçak hediye edecek kadar varlıklı. (Erzurum Havaalanında Nafiz'in hatırasını yaşatmak için hediye ettiği İtalyan Fiat R-2 uçağının maketi sergilenmektedir).
İnebolu’da bu günlerde dışarıya mal satan tüccar yok, sadece küçük esnafımız var. İthalatı ve ihracatı Kastamonu yapıyor. İnebolu Ticaret Odası da geçmişin mirası olarak yaşatılmaya çalışılıyor. Odaya seçilen arkadaşlarımız biraz araştırma yaparak geleceğe hazırlanmalılar diye düşünüyorum. İş adamlarını bir araya toplayıp karşıya Rusya’ya gidip oradakileri de İnebolu’ya, Kastamonu’ya davet edip karşılıklı imkanlar değerlendirilmeli. Tarih tekerrürden ibarettir, geçmişini bilmeyen geleceğini de bilemez. Safranbolu’dan sonra ikinci sırada tarihi yapı ve eserlere sahip İnebolu’nun bu özelliğini göz ardı etmemek gerekir diye düşünüyorum. İnebolu’yu bize anlatmaya çalışan Sayın Hisarcıklıoğlu’na bizim İnebolu’nun tarihini, bu gününü ve yarınını anlatmamız gerekirdi.
Nitekim dayanamayıp yolda yürürken ilgili kişiden iki cümle söylemek için izin alıp: Kayseri’de ve İnebolu’da Osmanlı Bankası şubelerinin aynı sene (1910 yılı) birlikte açıldığını, kaynağımın Nuri Çolakoğlu olduğunu söyleyiverdim. Ne demek istediğimi hemen anlayan başkan bana kartını verdi : Sen bana bunu yaz, dedi. Ben de ayrıldım.
20 civarında fotoğraf ekleyerek yazdığım yazının giriş kısmı şöyle: “İnebolu’ya teşriflerinizden dolayı sizlere teşekkür ediyorum. Detayları çalışılmış konuşmanızdan ötürü bir İnebolu’lu olarak çok mutlu oldum. İnebolu’ya geldiklerinde “Sevgili İnegöllüler” diye bizlere hitap eden bazı insanlardan ve kişilerden farkınızı ve kalitenizi gördük. Kısaca ayak üstü bahsettiğim Osmanlı Bankası ve Ticaret konusunda arşiv paylaşmak isterim. Evet geleceğimize hazırlanıyoruz. Geçmişimizden de bir kesit sunuyorum.Konuşmanızda İnebolu denilince İstiklal harbi akla gelir dediniz. Bu söze birde TİCARET eklemek gerekir diye düşünüyorum”
Bir hafta sonra cevap geldi.
"Mustafa Bey,Öncelikle ilginiz ve güzel yorumlarınız için teşekkür ederim. Mailiniz beni çok mutlu etti. Kısa bir özetini göndermiş olduğunuz çalışmalarınızdan dolayı da kutluyorum sizi. Araştırmalarınız, tarihimiz ve kültürümüz açısından çok değerli. İşlerinizde kolaylıklar dilerim. M.Rifat HİSARCIKLIOĞLU -TOBB Başkanı"
Saygılarımla
Yerel Tarih araştırmacısı
Diş Hekimi
Mustafa Sıtkı FAKAZLI