Geçtiğimiz hafta aramızdan ayrılan, dürüst kişiliği ve kaliteli esnaflığı ile hafızalara yer etmiş Ahmet UYSAL abimize ve dün ilçemizde toprağa verilen İnebolu sevdası ile tanınan “Beşik” isimli kitabından bazı köşe yazılarımda faydalanarak feyz aldığım emekli Albay Nazmi EĞDİRİCİ büyüğümüze Allahtan rahmet, kederli ailelerine baş sağlığı dileklerimi iletiyorum.
13 Mayıs 2016 tarihinde başladığım köşe yazısı yazma serüvenimde aralıksız her hafta 104 farklı yazı ile 2 yılı geride bırakmanın mutluluğunu yaşıyor, kalemim yazdığınca, düşündüklerimi kağıda dökebildiğim ve Allah nasip ettiği sürece siz değerli okuyucularımla birlikte olmaktan büyük keyif aldığımı ifade etmek istiyorum.
Her hafta yazılarımın takip edildiğini ve okunduğunu, olumlu tepkiler ve geri dönüşlerin yoğunluğundan anlıyor ve onur duyuyorum.
Benim için YAZMAK;
Bazen tarafken, tarafsız olabilmek
Yazdıklarımla gündem oluşturabilmek
Bazen istemeden, bazen isteyerek birilerini üzmek veya mutlu edebilmek
Bazen suya sabuna dokunmazken, bazen de hedefi tam 12’den vurabilmek
Kimi zaman çiçek böcek yazılarıyla köşeyi işgal ederken
Kimi zaman taşı gediğine oturtarak köşenin hakkını verebilmek
İnsanların düşündüklerine tercüman olabilmek
Sorunların görmezden gelindiği bir ortamda çözüm üreterek yetkili birimleri harekete geçirebilmek
Unutulmuş veya kaybolmaya yüz tutmuş ne varsa ortaya çıkartıp kayıt altına girmesini sağlayabilmek
Örf, adet, gelenek ve göreneklerimizi geçmişten geleceğe taşıyabilmek
Yöre kültürüne olumlu katkıda bulunabilmek
Aklımdan geçenleri yazıya dökebilmek
Yazdıklarımla topluma çeşitli mesajlar verebilmek
Anlamına gelir.
Peki toplum olarak okumaya ve yazı yazmaya nasıl bakıyoruz?
Çocuklarımızı yönlendirip teşvik ediyor muyuz?
Yoksa klavyenin esiri olan bizler kalemle yazı yazmayı unutuyor muyuz?
Çocuklarımızın bilgisayar ve cep telefonu kullanımının kalemle yazı yazmayı unutturduğu gerçeği ile karşı karşıya mıyız?
Yapılan araştırmalar sonucu el yazısının üretkenliği artırdığı, kalemle yazmanın metin üretmeye ve zihinsel becerileri geliştirmeye önemli katkılar sağladığı kanıtlanmıştır.
Klavye kullanarak yazı yazmaya göre kalem ile yazan öğrencilerin kendilerini daha iyi ifade ettikleri ve daha özgün düşünceleri dile getirdikleri saptanmıştır.
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen
Bu nice okumaktır
Anadolu Türkçesini yoğurup şiir dili haline getiren büyük ozan Yunus Emre ne güzel anlatmış değil mi?
İlim öğrenmek için çok okumanın gereğini ilim sahibinin mütevazi ve alçak gönüllü olmasını şiirinde kısaca özetlemiştir.
Çok okuyan ve yazı yazan bir toplum olma yolunda çocuklarımız yetiştirilmeli ve hayata hazırlanmalıdır.
Sadece okulda değil okul dışında da kitap okuyan, okuduğunu anlayan, düşündüklerini kâğıda dökebilen bir nesile sahip olmak için çaba gösterilmelidir.