Yarın 9 Haziran...
Şeref ve Kahramanlık günümüz...
İzmir'in 9 Eylül'ü...
Çanakkale'nin 18 Mart'ı...
Samsun'un 19 Mayıs'ı...
Ne denli önemli ise, bizim için de 9 Haziran o kadar önemlidir.
Ülkemizde kurtuluş gününü kutlayan il ve ilçe sayısı 246 dır...
Ama "Şeref ve Kahramanlık günü " adı altında kutlama yapan tek ilçe İNEBOLU'DUR.
Evet Yarın 9 Haziran;
Düşman ayaklarıyla toprağı kirlenmeyen, ülkemizin pay edilmeye çalışıldığı o kara günlerde işgal görmeyen, halkının kahramanlıklarını tarihe altın harflerle yazdırdığı İNEBOLU 'muzun bombalarla imtihanının yıl dönümü...
İstiklâl mücadelesi sırasında, işgal ordularının el koyduğu Osmanlı'ya ait silah ve mühimmatın bin bir güçlükle İstanbul'dan deniz yoluyla İnebolu'ya getirilişi...
Akabinde bu kutsal emanetlerin İnebolu halkı tarafından genç - yaşlı, kadın - çocuk demeden, öküzlerin mandaların ve atların çektiği kağnı arabalarıyla, günümüzde "İSTİKLAL YOLU " olarak nitelendirilen ağır yol şartlarında 3 yıl boyunca Ankara'ya Kuvayi milliye güçlerine ulaştırılışı...
İnebolu'daki hareketliliğin düşman tarafından dikkat çekişi...
9 Haziran 1921 Çarşamba sabahı Yunan savaş gemileri Panter ve Kılkış'ın bombalarına hedef olan Kahramanlık ruhunun direnişi...
Karşılaşılan imanlı, azimli savunma ve mücadele karşısında düşmanların karaya çıkamadan defolup gidişi...
Evet;
Kısaca özetlemeye çalıştığım zorlu süreç, hafızalara kazınması ve silinmemesi gereken bir dönem olarak hatırlanmalıdır.
Bunun için de milli mücadele yıllarındaki İnebolu halkının vatan sevgisi, fedakarlık ve kahramanlıklarını yaşatmak ve unutturmamak adına her yıl 9 Haziran günleri İnebolu'da çok özel yaşanan, resmi programlarla bayram havasında geçen önemli bir gün olarak kutlanır.
Üzülerek belirtmek isterim ki;
Son 40 yıldır kutlanan 9 haziranları yaşayan birisi olarak her geçen yıl törenlerin daha sönük geçtiğini, halkın katılımının azaldığını, özellikle o gün tavan yapması gereken duygu ve coşkunun her nedense hiç yansıtılamadığını gözlemlemekteyim.
Bunun sebeplerinin araştırılarak tespit edilmesi, çıkan sonuçların çözümü için de acilen bir şeyler yapılması kanaatindeyim.
9 Haziran kutlamalarına devlet kademesinin en üst düzeyde katılımını sağlamak için birkaç ay önceden girişimlerin yapılmasını belirtmekte yarar görüyorum.
Atılması gereken en önemli adımın ise tarihimizi ve milli mücadele yıllarındaki İnebolu halkının kahramanlıklarını çocuklarımıza ve gençlerimize anlatıp öğretmeye çalışan bir müfredatın ders kitaplarına girmesi olduğunu sürekli ifade ediyorum.
Milyonu aşkın baskısı ile herkesin okuyarak milli mücadele yıllarında İnebolu halkının kahramanlıklarını öğrendiği "Şu Çılgın Türkler " kitabının yazarı Turgut Özakman tarihimiz konusunda gelinen noktayı kitabının önsözünde şu şekilde ortaya koymuştur :
"Gençlerimize uzun zamandır milli mücadeleyi gerektiği gibi anlatmıyoruz. Bu yüzden şimdiki orta yaşlılarda yakın tarihimizi iyi bilmiyor. Bilmemek oranı gittikçe artıyor. Cumhuriyetimiz o mücadelenin ürünü ve kaçınılmaz sonucu olarak ortaya çıkmış, yeni devletin kuruluş felsefesini o mücadele belirlemiştir. Anadolu'nun aydınlanması, birliği ve yurttaşlık bilinci o büyük mücadeleyle başlamıştır. O dönemi öğrenmeden bugünü okuyamayız, yarını ise hiç göremeyiz."
O günlerle ilgili yaşanmış pek çok ilgi çekici anılar duymuşuz yada okumuşuzdur. Bunlardan birisi ile yazımı noktalıyor, duygu yoğunluğunun ve coşkunun tüm İnebolu halkını sardığı 9 Haziranlar yaşamayı temenni ediyorum.
İşgal kuvvetleri içinde Fransız üniforması ile hizmet veren Cezayir'li Yüzbaşı Mehmet efendi, beraberinde bir makineli tüfeği de alarak Türklerin safına geçer.
Kastamonu'da görevlendirilir.
Ağır başlılığı ile çevrenin takdirini toplar ve Tebhirhane memuru Ziya Bey'in kızı Hatice ile başgöz edilmeleri uygun bulunur.
Ziya Bey eli dar, basit bir memurdur. Ama aile kızları için imkanları zorlar, güzel bir gelinlik yaptırır.
Hatice Türk ordusu yarı çıplak savaşırken bu süslü gelinliği giymekten utanır. Gelinliği giymez ve 30 liraya satar. Parayı ise yaralı gazilere harcanmak üzere Kızılay'a verir. Düğününde basma entari giyer.
KAHRAMANI OLMAYAN BİR ULUSUN, GELECEĞİ DE OLMAZ.