Sene 1921. İnebolu çok hareketli günler yaşamaktadır. İstanbul’dan depolardan çalınıp kaçırılan, Rusya’dan Trabzon'dan gizlice getirilen cephaneler, İnebolu’ya çıkartılıp, kağnılarla İstiklal yolundan Kastamonu, Çankırı, Ankara güzergahından cepheye ulaştırılmaktaydı. Buna engel olmak isteyen Yunanlıların denizden tehditleri karşısında İnebolu’da Esliha ve Cephane komisyonu ve Mevkii Komutanlığı kurulmuş ve başına emekli asker Binbaşı Sami Zeki Bey getirilmiştir.
Düz tarlada (Meteorolojinin olduğu yer) askerlere talim yaptıran Binbaşı Sami Zeki Bey olası bir çıkartma harekatı için askerleri hazırlamakla beraber, kafasında bir harp hilesi de tasarlamıştır. 9 Haziran 1921 günü Yunanlıların Kılkış zırhlısı ile Panter Torpitosu İnebolu önlerine gelip silahların teslimi için ültimatom verdikten sonra, kabul edilmemesi üzerine İnebolu’yu bombardıman etmişler.
Bu güne kadar Kel Seymen tepesindeki topumuzun karşı atış yaptığını ve isabetliye yakın gülleler attığını biliyoruz. Tarih araştırmalarıma devam ederken bir resim, beni hayretler içinde bıraktı, çok hoşuma gitti ve İnebolu adına gururlandım.
İsmi gibi kendisi de Zeki olan Binbaşı pek az duyduğumuz bir harp hilesini uygulayıp Yunanlıları şaşırtarak, kafalarını karıştırıp geri çekilmelerine sebep olmuştur.
Nurettin Peker’in “İstiklal Savaşında Kastamonu ve İnebolu Havalisi” kitabının satır aralarında okuduğum soba borularından top yapıldığı ,Düz Tarlaya, Batırıyoz’a yerleştirildiğinin gerçek olduğunu resimde görmüş oldum.
Kel Seymen Tepesindeki top ateşlendiğinde koordineli olarak gerçek top görüntüsü verilmiş soba borularının ağzından da dışarıya alev çıkmaktaydı. Düşman gemilerinden dürbünle bakıldığında görülen top aslında tam bir taklit idi. Düz tarlada askerlerin talimi esnasında tüfek çattıklarında çekilen resimde görülen ayrıntı şuydu. Resmin sağ ve sol iki yanında bebek arabasının ortasına yerleştirilmiş mitralyöze benzeyen soba borusu belli olmakta.
Düşman bu hileyi fark etse bile dikkatli olmak zorunda. Dürbünle baktığında uzaktan aynı top gibi görünmekte. Bir tanesi gülle atıyor ama hangisi. Her taraftan bir patlıyor .
Bu konuyu kendisi ile paylaştığım torun Tuncer Cebecioğlu dedesiyle ilgili bu ayrıntıyı duymadığını, bu resmi görmediğini söyledi ama babası Foto Sabri Cebecioğlu’nun kayınpederi, Sivas kongresinde Kastamonu’yu temsil eden Sami Zeki Bey ile ilgili şu bilgileri verdi :
1863 yılında Tırnova’da doğmuştur. Bursa Askeri Rüştiyesi İstanbul Harbiye Mektebi Piyade sınıfından mezun olmuştur. Yemen Erzurum ve Oltu’da Hudut komutanı olarak görev yapmıştır.
1.Dünya savaşı sırasında Pülümür ve havalisi komutanı. Erzincan Küçük Zabit Mektebi Müdürü. Sivas ve Çerkeş Şube Başkanlığı yapmıştır.
Binbaşı iken emekliye ayrılmış, eşi Hürmüs hanımın İnebolu’lu olması nedeniyle emekliliğinde İnebolu’ya yerleşmiştir.
Kurtuluş savaşının başında Mustafa Kemal Paşa’ya ilk destek olanların başında yer almıştır. 4 Eylül 1919 tarihinde toplanacak olan Sivas Kongresine Nuri Bey’le birlikte Kastamonu Delegesi olarak seçilmişlerdir.
Sivas Kongresi’ne Tüccar kıyafetinde İnebolu’dan vapurla Samsun’a, Samsun’dan karayoluyla Sivas’a gelmişlerdir.
Sami Zeki Bey, İnebolu’nun Kurtuluş Savaşı’nda yaptığı önemli görevlerden sorumlu asker kişidir. İnebolu’ya dönüşünde 10 Aralık 1920’den itibaren Esliha(silah) ve Cephane Komisyonu Başkanlığı ve Menzil Nokta Komutanlığı yapmıştır.
İstiklal Madalyası sahibi Sami Zeki Bey, Fransızca, Rusça, Arapça bilirdi. Güzel sanatlarla da yakından ilgilenmiş, piyano ve flüt çalışmış, resim yapmıştır. 25 ocak 1926 tarihinde İnebolu’da vefat etmiştir. Avara mezarlığına defnedilmiştir.
Sami Zeki Bey’in çocukları:
-Oğlu: Sami Çevik (Samsun’da Polis Memuru iken yakalamak istediği asker kaçağı tarafından şehit edilmiştir.)
-Oğlu: Veysi Çevik.Torunları: Nihal Eren, Zuhal Er, Günal Sayın, Güngör Şerbet
-Kızı: Neziha Cebecioğlu .Damadı Sabri Cebecioğlu .Torunları:Ergün Cebecioğlu, Reyhan Gürsoy, Yılmaz Cebecioğlu, Tuncer Cebecioğlu.
Vatanı, Milleti ve İnebolu için çalışmış, asker olarak önemli katkılarda bulunmuş, gök kubbede hoş sada bıraktığı halde unutulmuş tüm vatanseverleri bir kez daha hayırla yad ediyor, mekanlarının cennet olmasını diliyorum.
Not: Verdiği bilgiler için Tuncer Cebecioğlu'na teşekkür ederim.
Yerel Tarih Araştırmacısı
Diş Hekimi
Mustafa Sıtkı FAKAZLI