Geçtiğimiz hafta ATV ekranlarında İbrahim Sadri'nin sunduğu hafta sonu haberlerini izlerken bir anda İstanbul Kasımpaşa'daki İnebolu pazarına canlı bağlantı yapıldı...
İnebolu adı geçti ya...
Televizyonun sesini biraz yükseltip, bugüne kadar gitmediğim bu pazarı ekranlardan da olsa görmek için tüm dikkatimi verdim...
Bir de ne göreyim !
Dakika bir gol bir...
Bu yaşıma kadar İnebolu'da görmediğim ekmeği orada gördüm...
İnebolu ekmeği diye 7-8 kiloluk kocaman bir ekmek tezgahlarda alıcı bekliyor ve dilimlenmiş vaziyette kilosu 10 liradan satılıyordu...
İnebolu'da bizim delikli pide yada çörek diye bildiğimiz ekmekte yine normal ebatından biraz büyük yapılmış ve Kastamonu fırın simidi adıyla alıcı bekliyordu...
Olacak şey değildi...
Birileri İnebolu'da bu ebatlarda ekmek üretilmediğini söylemeliydi...
Pazar İnebolu pazarıysa gerçekten İnebolu'da üretilen ekmek ve delikli pide satışa sunulmalıydı...
Durum böyle olursa İnebolu'daki üretici kazanacak, gerçek İnebolu ekmeği haklı şöhretini devam ettirecek, alanda satanda mutlu olacaktı...
İnebolu'da üretilen tüm ürünler için büyük önem arzeden İstanbul'daki İnebolu pazarları ilçemizin tanıtımı açısından da bir o kadar önemliydi...
Sadece İstanbul'da yaşayan hemşehrilerimizin değil farklı yörelerden gelenlerin de alış veriş için tercih ettiği İnebolu pazarlarında satılan her ürün İnebolu'yu yansıtmalıydı...
Standartların bozulmaması adına pazarın kendi içinde bir denetim mekanizması kurulmalıydı...
Olması gerekenin bu olduğu gayet açık, net ve aşikardı...
Tabii ki anlayana...!
İnebolu Ticaret ve Sanayi odası meclisinde görev yaptığım dönemde verdiğim dilekçe ile İnebolu ekmeğine coğrafi işaret alınması için bir fikir atmıştım ortaya...
Çünkü İnebolu'ya herhangi bir sebeple gelen her insanın mutlaka gittikleri yere İnebolu ekmeği götürdüklerine herkes gibi ben de defalarca şahit olmuştum..
İnebolu ekmeği artık beğenilen, aranan, tavsiye edilen hatta bağımlılık yapan konumuna geldiğine göre, tescillenerek marka bir ürün halini alması için çaba sarfedilmesi gerekiyordu...
İnebolu dışında pek çok yerde üretimi denense de aynı kalite tutturulamamıştı...
İnebolu'muzun havası, suyu, nemi en önemlisi ise ekşi maya kullanımı İnebolu ekmeğini meşhur etmiş, yerli yabancı herkesin beğenisini kazanmıştı...
İstişare edilerek İnebolu ekmeğiyle birlikte kızılcık tarhanamızıda bu zorlu ve meşakkatli coğrafi işaret yolculuğuna dahil etmiştik...
İnebolu ticaret ve sanayi odası gerekli ön çalışmaları yaparak müracaat aşamasını tamamlamış, bu konuyla ilgili çeşitli toplantılarda görüş belirtmiş ve konunun takipçisi olarak üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır...
Hal böyle iken Kasımpaşa'daki İnebolu pazarında satılan 8 kiloluk ekmek İnebolu ekmeğini temsil etmemektedir, Olsa olsa Trabzon Vakfıkebir ekmeğini anımsatmaktadır. Onun da İnebolu pazarında satışa sunulması benim mantığıma göre doğru değildir...
Ama alan ve satan memnunsa bize hayırlı işler demek düşer...
Televizyon ekranlarında İnebolu adının sık sık duyulması, İnebolu pazarlarının organik halk pazarı olarak lanse edilmesi izleyen herkesin ilgisini çektiği gibi, her İnebolu'lunun gurur duymasına sebep olur...
Biz de sırası gelmişken tüm İnebolu halkı adına; İnebolu pazarlarındaki satıcılara, bu pazarlara ürün taşıyan nakliyecilere ve İnebolu ekonomisine ciddi anlamda katkı sağlayan üreticilere hayırlı işler ve bol kazançlı günler dileriz.