“Sen yeter ki bir şey yap. Ama iyi yap. Yaptığın şeyin meraklısı dünyanın öbür ucundan da olsa gelir” derler.
İnebolu’ya gelen iki yabancı arayıp tarayıp en sonunda muayenehaneme geldiler. Bir amaçları var. İSTİKLAL YOLUNDA kendi başlarına yürüyüş yapmak. Bilgi, belge, broşür ve yol tarifi arıyorlar. Globalleşen dünyamızda internet üzerinden araştırmışlar. Türkiye’yi seçmişler. Türkiye'de coğrafi işaretlenmiş tescilli 11 adet yürüyüş güzergahından da İnebolu ve İstiklal yolunu tercih edip gelmişler.
Yeni Zellandalı Richard Sage, Kars’tan göçüp Avustralya’ya yerleşen Türk ailenin kızı Nihal Daniş ile evli ve Avustralya’da yaşıyorlar. Yaklaşık 2 saat boyunca İnebolu’yu ve İstiklal yolunu harita ve resimler üzerinden anlattım. Çok mutlu oldular.
Ertesi sabah İnebolu’dan yola çıkıp işaretli güzergah üzerinden yürüdüler. Akşam üzeri Ecevit çorbası içmek üzere Ersizler’deki EMİN ABİNİN yerinde karşılanıp Erdal kardeşim tarafından ağırlandılar. Resim çektirdiler. Geceyi Küre’de geçirdiler. Fakat ertesi sabah yolun geri kalanını yürümekten vazgeçip Kastamonu’ya araçla geçtiler. Çünkü eskiden kalma yol yerine asfalt yoldan gitmeyi tercih etmediklerini söylediler. Aradıkları eski toprak taş soşe yol. Ayrıca oralarda konuya vakıf olup ilgilenen olmadığından aradıklarını bulamamış olacaklar ki: Beton üzerine birçok hikayeler resmetmişler. Bunun bizim için kıymeti yok dediler.
Bende bir eksikliğimizi fark ettim. Laf olsun diye değil gerçek bir broşür hazırlanıp tek tek yol, güzergah, konaklama yerleri, nerede ne yenir içilir bir kitapçığımızın olmadığını gördüm. Kültürümüzde başka başka memleketlere gidip oralardaki yürüyüş yollarında yürümek gibi bir alışkanlığımızın olmadığını anladım.
Yapıldıktan birkaç sene sonra Ilgaz Dağı’na gitmiş ve bir gece kalmış idim. Gündüz yabancı bir grup görmüş kim olduklarını merak etmiştim. Amerika’dan bir öğrenci grubu gelmiş orada kamp yapıyorlardı. Amerika nere Ilgaz dağı nere.
Anlaşılıyor ki siz bir şey yapın. Ama düzgün yapın. İnsanlar aradıklarını yaptığınız yatırımda bulabiliyorlarsa dünyanın öbür ucundan da olsa geliyorlar. Kim gelir diye merak etmeyiniz. Dağın tepesine çam ağaçları ve kışın kar’dan başka bir şey olmadığı halde insanlar geliyorsa acaba İnebolu’da ne yaparsak insanlar gelir diye gelecek hesabı yapmaya başladım.
İnebolu’nun geleceğinde ihtiyacı olacak trafoyu hayata geçirmek için İskelle‘deki deniz kenarındaki arazi yerine iki çaydaki araziyi önermiş ve İskelleye de bol yıldızlı bir otel önüne yüzme havuzu, çamların altına piknik yeri, yan tarafından deniz kenarına iniş ve özel plajı, toplantı salonlarıyla kongre turizmine de cevap verecek bir tesis yapılmasını hayal etmiştim. Çabalarımız sonucu o arazinin belediyeye tahsis edilmesi kararı alınmış ve tapusunu da almıştık. Bu anda piknik yeri olarak kullanılıyor. Hemen kim gelir dediğinizi duyar gibiyim. Cesaretli bir yatırımcı bu işi yapabilir neden olmasın.
“Sen yeter ki bir şey yap. Ama iyi yap. Yaptığın şeyin meraklısı dünyanın öbür ucundan da olsa gelir.”
Yerel Tarih Araştırmacısı
Diş Hekimi
Mustafa S. FAKAZLI