İnebolu sokaklarında eskiden mis gibi kokusuyla insanı cezbeden pişmiş kestanenin yapılıp satıldığı günler tarihe karıştı.
Hatta pişmiş kestanenin adını bile unuttuk
Çünkü eski tabirle "kestane kebap" yapan kimsenin kalmayışı bu işin de unutulacağına dalalet...
Son bir kaç yıldır yaşlı bir amca el arabasıyla İnebolu caddelerinde dolaşıyor "kestane kebap" satmaya gayret ediyordu. O'da kayboldu !
Yaşça bizden büyük olanlar Yığma'nın sattığı kestanenin lezzetini unutamazken, bizim zamanımızda ise Fıstıkçı Ahmet ve Fıstıkçı Şakir sezonu geldiğinde kestane kebap yapıp satarak farklı bir nostalji yaşatırlardı. Hepsine Allah rahmet eylesin.
O günleri unutamayan ve o lezzetleri günümüzde bulamayan büyüklerimizin "hey gidi günler hey" diyerek iç geçirmelerine hep beraber şahit oluyoruz.
Kaloriferli evlerde oturanlar, sobanın üstünde pişirilen kestanenin tadına hasret kalırken, "Ababura" yaparak bir nebze de olsa o lezzeti yaşamaktalar.
Gerçekten İnebolu'muzun kuzu kestanesi lezzetiyle dillere destandır.
Orman köylüsünün geçim kaynaklarından birisi olan İnebolu kestanesi özellikle İstanbul'da yaşayan hemşehrilerimizin yoğun talebi olan nadide ürünlerimizdendir.
Çocukluğumuzun farklı lezzetlerinden birisi de çuvaldızla ortasından delik açarak ipe dizilen pişmiş kestanenin pazarda satışa sunulmasıydı. Merak edip aldırır, halka şeklinde boynumuza asardık.
Fırında ve suda pişirilerek tüketilen kestanemizin genellikle küçük oluşu kestane şekeri için elverişli olmadığı şeklinde yorumlansa da, son yıllarda BAŞOĞLU ŞEKERLEME'nin başarı ile piyasaya sunduğu kestane şekeri beğenilerek tüketilmektedir.
Kestaneden bu kadar bahsedince bilgi sahibi olmak için faydalarını da öğrenmemizin doğru olacağı kanaatindeyim.
Kestane kabuklarının kaynatılıp suyu içildiğinde sinirleri yatıştırıcı ve ateş düşürücü özelliğini biliyormuyduk?
İhtiva ettiği nişasta vitamin ve minerallerin yanı sıra çok besleyici ve kalori değerinin yüksek olduğunu, diğer kabuklu ürünlere göre yağ oranının ise düşük olduğunu, bu özellikleri ile kestanenin kış mevsiminin olumsuz şartlarına, fiziksel ve beyinsel yorgunluklara karşı mükemmel bir sağlık iksiri olduğunu duymuşmuyduk?
Ayrıca kalp ve kas sistemini uyarıp su dengesini düzenlediği, kasları güçlendirdiği, özellikle çocukların beyin ve retina gelişimine etki ettiği bilgisine ulaşmışmıydık?
Biliyorsakta tekrarlamış olduk.
Şu günlerde kestane sezonunun sonuna yaklaşmışken, geçmişteki nostaljinin yaşatılması ve unutturulmaması temennisiyle yazımı noktalıyorum.