Ocaklar tütmez oldu, tatsız tuzsuz aşımız;
Karadeniz'in belki, yarısı gözyaşımız.
İstiklal Madalyalı, İnebolu Ata’dan;
Ya gelin görün bizi, ya silin haritadan.
Dünya artık çok küçük.Ömürler yıl olarak uzasa da çok kısa.
Fatsa’da yaşayan bir edebiyat öğretmeni Ahmet Duran internetten araştırmış, bana ulaştı ve dedi ki: İnebolu ile ilgili bir şiirin iki kıtası var. Siz yerel tarih araştırıyormuşsunuz. Bu şiir kime ait? Eksik kıtalarını bulabilir misiniz?.
Şiir 80'li yıllarda ortaya çıkmış. Gazeteci Hasan Pulur şiiri gazetesindeki köşesinde okurlarıyla paylaşmış. Fatsa’lı söz yazarı Dursun Ali Akinet o yıllarda şoförlük yapmakta olup diyar diyar gezerek şairlerle bir araya gelip şiire ilgi duyarmış. O sıralarda içinde İnebolu yazan bir şiir dikkatini çekmiş iki kıtasını hafızasına almış ve ezberinde. 35 yıldır unutmamış.İki kıtasını hatırlıyor ve tamamını merak ediyor.Adeta diline dolanmış. Öğrencisi Ahmet Duran hocasına yardımcı olmak için araştırma yapmış ve sonunda bana ulaştı.
Dursun Ali Akinet şairlerin edebiyatçıların tanıdığı önemli biri. Ben de yeni tanıdım. Birçok sanatçı onun verdiği sözlerden bestelenmiş eserleri seslendirmişler. Sanatçılardan bazıları: Musa Eroğlu, Muazzez Abacı, Zara, Yavuz Bingöl, İbrahim Tatlıses, Yıldız Tezcan, Alişan, Bülent Serttaş, Şükriye Tutkun, Mahzun Kırmızıgül.
Ben edebiyatçı değilim. Ama İnebolu söz konusu olunca bu soruya da cevap bulmalıydım. Bu tarz bana Yeni İnebolu Gazetesinde şiirleri yayınlanan yerel şairimiz Ömer Yılmaz’ı hatırlattı. Bu şiiri kesin İnebolu’lu birisi yazmıştır. Ömer Yılmaz olabilir dedim. Gazeteci arkadaşımız Kadir Yıldırım’ı aradım. İki kıtayı okudum. Hiç düşünmeden evet bu Ömer Yılmaz şiiri dedi.
Bu arada Ömer Yılmaz şiirlerinden 5-6 tanesine ulaştım ve gönderdim. Kimdir nedir nerede doğmuş ne iş yapmış diye sordular. Kendisini şiirle anlatmış..
“Herkes gibi, farkı şu: sesi fazla yahut az
Feryad ederek gelmiş dünyaya, Ömer Yılmaz
Onlara evlat olmak benim için büyük nam,
Babam Salih Yılmaz’dı, Hoca Fatma da anam.
Doğumum İnebolu, bin dokuz yüz yirmi beş.
Birde peşten gelince olduk üç erkek kardeş.
Hiç durmadan seneler birbirlerini itti.
İlk ve ortaokullar İnebolu’da bitti.
Her an sıla hasreti acı acı vursa da,
Sonra Orman Okulu bitirildi Bursa’da.
Meslek ormancılıksa memurluk dağ başında.
Böylece uçup gitti dördü beşi yaşında.
Bin dokuz yüz elli bir, bir dönem daha bitti.
Evlendim ve elbette sultanlık elden gitti.
Ebe Hanife ve Hasan Emmi adları,
Oldum o ailenin ikinci damatları.
Ticaret içindeyim yirmi otuz senedir.
Henüz öğrenemedim para kazanmak nedir?
Biri kız dört çocukla ekledi iki torun,
Sonumu Allah bilir ne söylerim ne sorun.”
İşte gök kubbede hoş sada bırakmak bu olsa gerek. Daha dün vardı. Arada sırada yazdığı şiirleri okurduk. Bu gün aramızda yok. Ama kendisini hatırlatacak bir şeyleri bırakmış. Ömer Yılmaz’ı hayırla yad ediyor Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyoruz.