Geçtiğimiz günlerde bir sohbet ortamında hiçte iç açıcı olmayan bir istatistikle karşılaştım.
10 yıl önce Hamit köyünde 800 büyükbaş hayvan varken günümüzde bu sayı 80'e kadar düşmüş. Yani hayvancılık bitme noktasına gelmiş. Diğer köylerinde farklı bir durumda olmadığı ifade ediliyor.
Bu rakamlar besiciliğin yüzde ona düştüğünü gösterse de köylerimizin aynı oranda boşalmadığı biliniyor.
Dolayısıyla bu durum köylerdeki nüfusun azalması ile de ilişkilendirilmeyebilir.
Maliyetlerin yüksek oluşu köylerimizde hayvancılığın bitişinin en önemli sebebi olarak gösterilebilir.
İnebolu'da bir balya saman 20-25 liradan satılırken, aynı samanın Çankırı'da 6-7 liraya alıcıya ulaşması asıl irdelenmesi gereken bir durum değil midir?
Besicilik yapan köylümüz desteklenmiş olsa bu oranda düşüş yaşanır mıydı?
Hatta sütü için hayvan yetiştiren köylümüze süt toplama noktasında bir hizmet verilseydi bu duruma gelinir miydi?
Günümüzde köylerimizin boşaldığından yakınıp, üretimin azaldığı ve dışarıya bağımlı hale geldiğimiz konuşulurken bu durumu tersine çevirmek için neler yapılıyor acaba?
Köylerde hayat standardı eskiden daha yaşanılabilir halde değil miydi?
Bir dönem her köyde okul ve öğretmen varken taşımalı eğitimle köylerdeki öğrenciler merkezi okullara getirilerek eğitim seviyesinin artması planlandı belki ama köylerin de boşalmasının önü açılmış oldu.
Yine merkezi köylerin sağlık ocağına kavuştuğu bir dönemi yaşadık. Ebesi, hemşiresi ve doktoruyla köylümüzün ayağına sağlık hizmeti götürülmüştü. Günümüzde geldiğimiz nokta ise kapatılan sağlık ocaklarının da köylerin boşalmasında pay sahibi olduğudur.
Kuş gribi nedeniyle köylerde "gezen tavuk" kalmazken, çiftlik tavuğu ve yumurtasına bağımlı hale geldik. Artık köylere de hazır yoğurt, pastörize süt, yumurta, ekmek çarşıdan gider oldu.
Velhasıl kelam köylerde yaşayanlar bir nevi göçe zorlandı...!
Göçmeyenin hatırı kaldı.
Tarım Bakanlığı ise göçüpte büyük şehirlerde işsiz kalan gençleri Milli tarım projesi kapsamında köye dönüş projesi ile istihdama katmayı hedefliyor. Köyüne dönüp orada yaşayacak gençlerin meslek sahibi yapılarak milli ekonomiye katkı sağlanması ve üretimin artırılması için 30 bin lira hibe desteği veriliyor. 500 büyükbaş damızlık düve ile hayvancılığa başlayanlara yüzde elli hibe desteği verilmesi için çalışmalar yapıldığı ifade ediliyor.
Geçte olsa "zararın neresinden dönülürse kârdır" diyerek çeşitli projeler üretiliyor. Fakat gidenlerin pekte dönmeye niyetinin olmadığı görülüyor.
Tek gerçek şudur ki; artık kolay para kazanma tercih ediliyor. Bedenen çalışarak üretme ve toprakla ya da hayvanla uğraşma zor geliyor.
Yani zorla güzellik olmadığı gibi, zorlayarak üretim olmayacak gibi duruyor.