Yöresel lezzetleri günümüze kadar yaşatan lokantaları...
Saymakla bitmeyen zanaatkârları.
Üreten ve ürettiğini de tüketen bir çarşı İnebolu çarşısı.
Günümüze oranla daha yoğun bir ticaret.
Eskiden büyükler küçük yaşta çocuklarını "eti senin kemiği benim" diyerek teslim ederdi meslek erbablarına...
Çıraklar ise kendisini meslek sahibi edecek ustalara büyük hürmet gösterir saygıda kusur etmezlerdi.
Bu ustalardan biri de Şekerci Ali Küllü'ydü
Rahmetli babamın da 9 yaşında köyden inerek çıraklık ve kalfalık yaptığı ilk ve tek ustasıydı Şekerci Ali Küllü...
Bir dönem hepimizi "prenses" adındaki özel lezzetle tanıştıran Şekerci Mehmet Er abimizin de ustasıydı Ali Küllü...
Gerçekten farklı lezzetlerin damağımızda unutulmaz tatlar bıraktığı bir şekerci dükkanıydı.
Köyünden herhangi bir sebeple çarşıya inenlerin uğrak yeri olan Köprübaşı'ndaydı bu şekerci dükkanı...
Kış aylarında hakiki salep içtiğimiz tek yerdi...
Tahin-reçel yiyerek hem karın doyurma hem de enerji depolama adresiydi.
Diğerlerinden çok farklı aromasıyla yoğun talep gören Ali Küllü'nün dondurması yaz aylarının vazgeçilmeziydi. Aklımda kaldığı kadarıyla dükkanın arka tarafında yeşillikler içindeki küçük bahçesi özellikle dondurma yemek için tercih sebebiydi.
Çeşit çeşit rengiyle müşteriyi cezbeden akide şekerlerinin tadına doyum olmazdı.
Köy yumurtası ile yapılan revani tatlısının lezzeti sanki günümüzdekilerden çok farklıydı.
Dikdörtgen biçiminde içi peynirli bir börek satın aldığımı hatırlıyorum rahmetli Ali Küllü ustadan.
Saymakla bitmeyen farklı lezzetlerle bir döneme damga vuran bu şekerci dükkanı Ali Küllü ustanın çocuklarını okutup farklı mesleklere yönelmesiyle kapandı ve artık sadece anılarda yaşatılan bir müessese olarak kaldı.
Bizlere de İnebolu'ya hizmet etmiş ve ahirete göçmüş Şekerci Ali Küllü büyüğümüzü hayırla yad edip, ardından 3 İhlas 1 Fatiha göndermek kaldı.