İstanbul’daki Tıbbiye’yi başarıyla bitiren İsmail Hakkı Bey, Tosyalı Saatçiler ailesine mensuptur. İstiklal Harbi yıllarında, mezuniyeti sonrası doktor olarak tayin olduğu İnebolu Hastanesi’nde ilk görevine başlar. Çok kısa zamanda başarılı işler yapıp hastaneye Baştabip olur. Hatta ünü o kadar yayılmıştır ki M. Kemal Atatürk tarafından, askerler arasında baş gösteren ve bir türlü çare bulunamayan bit salgınını çözmek üzere Ankara’ya çağırılır ve kısa sürede sorunu çözer.
Bilindiği üzere İstiklal Harbi yıllarında İnebolu, deniz yoluyla gelen birçok insanın Anadolu’ya geçtiği, Kurtuluş Savaşı için silah ve cephanenin taşındığı kalabalık bir sahil yerleşim yeridir. Gelen gidenlerin zaman zaman yatacak yer bulamadığı ya da düşman gemilerinin tehdidi nedeniyle insanların evlerini terk edip tepe arkalarında kuytu yerlerde yatıp gecelediği ortamda düzgün beslenememe ve sağlıklı su tüketememe nedeniyle kolera, tifo salgını başlar. Diğer doktorların hastalardan uzak durduğu bir zamanda büyük bir özveriyle hastalarını tedavi etmeye çalışır. İnebolu karantinaya alınır. Girişler çıkışlar durdurulur. Halk evlerine kapanır. Birçok insan ölür ama İsmail Hakkı Bey çok başarılı bir doktor olarak bir hayli hastayı tedavi eder. Bu yetmezmiş gibi tam da bu sırada, Rusya’dan gelen altı yabancı ajan İnebolu’da bozgunculuk peşindedir. İnebolu’daki içme suyu depolarından birine zehir karıştırırlar. Dr. İsmail Hakkı Bey hastaneye gelen hastaların bazılarının sudan zehirlendiklerini tespit eder. Olay ortaya çıkar; bu altı ajan yakalanır; ibret olması için hastane bahçesinde infaz edilirler.
Ne yazık ki bu tifo mikrobu en sonunda Dr. İsmail Hakkı Bey'i de yakalar ve çok genç yaşta hayata gözlerini yumar. Bu doktoru çok seven İnebolu halkı, ailesinin istemesine rağmen naaşını Tosya’ya göndermez; İnebolu’da şube yanındaki Battal mezarlığına defneder. İnebolu halkı çok sevdikleri doktorlarına vefa borcunu ödemek için çarşıda, kendi aralarında para toplayarak hastane bahçesine, bu günkü sağlık ocağı girişine İsmail Hakkı Bey adına anıt dikerler.
Vazifesi başında ölen İlk Tıp Şehidi olarak tarihe geçen DR. İSMAİL HAKKI BEY İÇİN, VEFA DUYGUSUYLA HALKIN ANIT DİKİP, MEZARINI DA ANIT MEZAR YAPTIĞI TÜRKİYE’DEKİ TEK YER İNEBOLU’DUR. İnebolu halkının bu yiğit doktorumuz ve diğer doktorlarımız anısına ilk ve tek olarak diktiği bu anıtın üzerinde;
"KULLI NEFSİ HAYAT,
VAZİFE UĞRUNA HAYAT İLE AZİMKÂR BEKAA.
MÜSLÜMAN ETİBBAĞIN TEYİDİ NAMI İÇİN
ERBABI HAMİYYETİN İANESİYLE YAPILAN ABİDE"
(Yaşadığı sürece vazifesi uğruna hayat sürüp sonsuzluğa erişti. Müslüman halkın onun ününü pekiştirmek için yardımseverlerin katkılarıyla yaptığı abidededir. Ruhlarına Fatiha ediniz) yazmaktadır.
Geçmişe baktığımızda insanlık bir çok salgın hastalık geçirmiş milyonlarca insan ölmüş. Zamanla tıp ilerlemiş ilaç, aşı bulunmuş. 1935 yılında babaannem,tifoya yakalanmış. İlaç yok çare yok. Ateşler içinde yanıyor. Yapabildikleri tek şey ıslak çarşaflara sarmak. İlacı henüz keşfedilmediği için göz göre göre çaresizlik içinde 35 yaşındayken, geride en küçüğü 1.5 yaşında 6 çocuğu yetim bırakarak bu dünyadan göçmüş. Bu gün tifonun ilacı var. Bir kutunun içinde.
Eski insanların sözlerine değer veririm. Bu yaşanan olayların bizim kültürümüzde karşılığı var. Bir yazımda yangın için söylemiştim. Şimdi de sağlık için gerekti.
"SAĞLIĞINA GÜVENME BİR SİVİLCE YETER. MALINA GÜVENME BİR KIVILCIM YETER."
Ulusca zor günlerden geçiyoruz. Sağlığımıza dikkat edelim. Bana bir şey olmaz demeyelim. Uyarıları dikkate alıp gerekenleri yapalım. Tüm tıp camiasının ve meslektaşlarımın 14 Mart Tıp bayramını tebrik eder, herkese sağlıklı huzurlu günler dilerim.
Mustafa S. FAKAZLI
Diş Hekimi - Yerel Tarih Araştırmacısı