Prof. Dr Ahmet Maranki, Kastamonu ve çalışmaları ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Maranki’nin değindiği konular ana başlıklar halinde şöyle:
“Kastamonu’da 3 şey tam yapılmazsa tam kalkınma olmaz”
“Kastamonu’nun tam olarak kalkınması için yollarının tamamlanması lazım. Otoban yol Kastamonu’ya bağlanmaz, havaalanı uluslararası şekilde açılmaz, 1900’lerde 7 tane geminin yanaştığı İnebolu limanına bir gemi yanaşmazsa Kastamonu’nun kalkınması diye bir şey söz konusu olmaz.”
“Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri hizmette Kastamonu’yu unutmuştur”
“Son 10 yıl içinde bir takım çalışmalar var ama bu ilimiz için çok geç kalmış, gecikmiş ve uzun yıllar önce yapılması gereken çalışmalardır. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri Kastamonu’yu unutmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin varoluşunda Kastamonu’nun, İnebolu İstiklal Yolu’nun önemi büyüktür ama TC Hükümetleri unutmuştur. Son 10 yıldaki çalışmaların hızlanarak artmasını ve aradaki açığın kapatılmasını diliyoruz.”
“Yol yüzünden sanayi ile ilgili büyük bir potansiyelimiz yok”
“Kastamonu sanayi ile kalkınamıyor. Maalesef sanayi ile ilgili büyük bir potansiyelimiz de yok. Bunun olması için yerlerimiz, mümbit arazilerimiz var, Kastamonu, Tosya ve Seydiler Organize Sanayi Bölgesi, Devrekâni ovası sanayi için uygun yerlerimiz var. Fakat yol, ulaşım ve 14 metrelik tırların, konteynırların dönecekleri yollar ve yüzde 7 eğimin altındaki yollar olmadığı sürece kimse kesmeyi aldatmasın bu yapılacak olan işler mümkün değil. Bu daha yeni bir şekilde yapılmaya başlandı. İnebolu limanından konteynır taşımacılığı olmadığı sürece asla kata ve katiyetle Kastamonu’nun kalkınması da mümkün olmaz.
Şayet İnebolu limanı konteynır taşımacılığına Kastamonu İnebolu yolunun yüzde 7 meyilinin altına yani tırların rampalardaki gidişine uygun hale getirildiği takdirde bütün bölge bundan istifade edecek ve bölgenin kalkınması bu sayede bir anda artacaktır. Bilindiği gibi Ankara ile Konya arası mesafe 500 km, ama Ankara İnebolu arası, yarı yarıya bir yol. Buna rağmen biz yol konusunda çok sıkıntı yaşıyoruz. Onların yol mesafesi 2 kat olmasına rağmen bizden önce istedikleri yere ulaşıyorlar. Biz bir de Avrupa ülkelerine ihracat yapacağız. Bugün Bulgaristan, Romanya, Moldova, Rusya, Ukrayna gibi ülkelere ancak Karadeniz limanından ihracat yapılabilir. Bugün büyük ihracat bu bölgeden yapıyor, bunun da tek kapısı var oda İnebolu Kapısı olabilir. Bunlar olmadığında bölgenin kalkınması katiyetle de mümkün değildir. Kimse kimseyi de aldatmasın. Uluslararası dışa açılım için bu mutlaka vacip olan da bir şeydir.”
“Bölgenin kalkınması için otoban yolun yapılması gerekir”
“Bölgenin kalkınması turizm açısından da mutlaka otoban yolunun Kastamonu’dan geçmesi gerekli, duble yol da yetmez. Gerede’deki duble yolun Samsun’a eğimli bükümlü Tosya yolundan değil de Kastamonu üzerinden Karabük, Araç, Kastamonu, Daday, Azdavay üzerinden Sinop’u ve Samsun kapsayacak sahil yolu statüsü, sahilimiz de bozmalarını istemiyoruz, bunu yaparken sahilimizi de bozmasınlar. Sahile 20 kilometre yakınında geçecek bir otoban yapılması Batı Karadeniz’in tamamının bir altın çağı olacaktır. Çünkü buradan hem Abana’ya, Cide’ye, Bozkurt’ta, İnebolu’ya, Çatalzeytin’e hem de Türkeli’ye ve Bartın’a kısa 5-10 dakikalık inişlerle olacak ve bu ilçelerde bu vesile ile büyük hareketlilik ve canlılık da yaşanacaktır. Ben bir bilim adamı olarak sahil yolu istemiyoruz, otoban yolu istiyoruz, bu çok önemli.”
“İnebolu ve bölgesinin sağlık turizmi ile kalkınacağına inanıyorum”
“Karadeniz’e başta İnebolu olmak üzere bir 5 yıldızlı sağlık otelinin yapılması lazım.
İstanbul Kasder toplantısında 1 sene önce ben 50 bin TL’ye yakın para harcayarak yaptırdığım büyük projelerimi anlattım. Bir işin başı olan projelerimiz hazır durumda. Kastamonu Valiliğine ve İl Özel İdaresine de müracaat ederek bölgeyi ruhsatlandırdık. Şu an termal su arama ruhsatı benim üzerimdedir. Bu işler için 50 bin TL kadar para harcadık, Bakanlıklardan projelerimizi geçirdik. Proje mimarlarını, jeoloji mühendisleri odasından onaylattırdık, getirdik. Biz şu anda yapacağımız projeler için sahilde, İnebolu, Abana, Çatalzeytin, Cide arasında yer aramaktayız. Bu konuda Kaymakam ve Belediyelerden de davetler aldım. Bu konuda bir çalışmamız var. İnebolu ve bölgesinin sağlık turizmi ile kalkınacağına inanıyorum. İlerideki çalışmalarımızla ilgili şirketler grubumuzun da bir kararı var. Bu bölgede bir sağlık oteli açmayı düşünüyoruz. Yatırımcı davet edildiği yere gider, bizi kimse davet etmezse de gitmeyiz. Yatırımcı sakin liman, destek, güven ve sevilmek ister. Karşısındaki muhataplarının da güvenli olmasını ister. Bir gün vakti geldiğinde ben Karadeniz Bölgesine, Kastamonu’ya sahilde bir yere sağlık otelini kesinlikle yapmayı planlıyorum. Bu otel işi yapacağımız projelerin içinde de var.
Maranki Şirketler Grubu olarak 15 milyon dolarlık yatırım gücümüzü orası için koymuştuk. Vakti geldiğinde de bir gün bu projeyi hayata geçirmeyi şartlar oluştuğu takdirde planlıyoruz.”
“Maranki Frenkşah Yaşam Merkezi”
Ş uanda 751 patentli ürünü var. Kastamonu Nasrullah Meydanına da bu ürünlerimizin yer aldığı Frenkşah hamamını da Maranki Frenkşah Yaşam Merkezi olarak açtık, hizmete girdi. İnşallah resmi açılışını da Haziran aylarında havaalanının açılışı ile birlikte Sayın Başbakanımıza yaptırmayı planlıyoruz. Burası da Türkiye’de ilk ve tek olan çok önemli bir yer Frenkşah Hamamını yaşatıyoruz. Buraya da 250 bin TL’ye yakında para harcadık. Nasrullah Meydanı’nda da çok güzel işler yapmak istiyoruz.
“Bitki işleme fabrikası kuracağız”
Anadolu bitkilerini kapsayan şirketler grubumuzun bir birimi de Yalova’da hizmet veriyor. Bizim bu bölgede bitki işleme fabrikamız var. Kastamonu, Çankırı, Zonguldak orman bölgelerinden topladığımız ürünleri orada işliyoruz. Biliyorsunuz ki lojistik çok pahalı. Bunu için en büyük yatırımımızda Kastamonu’da bir bitki işleme fabrikası kurmak. Dağlarımızda bulunan doğal ürünler olan, ahlat, alıç, tıbbi naneleri, kantaron otu, kuşburnunu ve diğer yetişenleri toplayarak, bunların tıbbi nane ve diğer bazılarının ekimlerini de yaptırarak Kastamonu’da bitki işleme fabrikasını kuracağız. Bununla ilgili basına da çok demeç verdim. Organize Sanayi Bölgesinde yetkililer bize de bir yer ayırırlarsa hemen oraya da Türkiye’nin ikinci en büyük bitki işleme fabrikasını kurmaya hazırım. Diğer büyük fabrikamızı Yalova’ya kurduk. Kastamonu’da bize müsait yer yok, yerin altyapısı olan, yeterli gazı, elektriği, suyu olan yerde organize sanayi bölgesinde. Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) çok sayıda boş yer var. Ama bize şu ana kadar hiç teklif edilen bir yer yok. Sadece orada olan birkaç yatırımcı gel ortak olalım diyor. Biz böyle bir işe girmeyiz. Devlet bize bir yer verirse, bizi davet ederse biz de oraya en güzel şekilde yatırımızı gerçekleştiririz. Kastamonu’da Sayın Valimizde çok güzel işler yapıyor. İnşallah böyle bir işe de imza atar, bize yer konusunda destek verir. Böyle bir bitki işleme fabrikasını da Kastamonu’ya kazandırır diye düşünüyorum.
Şu anda 4-5 ilçe belediye başkanımız gel bizim ilçede bu fabrikayı kur diyor. İnşallah ama bunun merkezi Kastamonu. Kastamonu’da bize OSB’den 10 dönüme yakın bir yer verilirse biz hemen orada böyle bir yatırıma girmeyi de planlıyoruz. 10 dönüm yere kapalı alanı en azından ilk etapta 5 bin metrekare yer yapılacak olup bu yerde bize ilk planda yeterli olur. Bu kapalı alanda ilk aşamada bitki işleme, bitki kurutma alanlarını da hemen oluşturmayı düşünüyoruz. Bunun alt yapısı var. Biz zaten bu işleri yapıyoruz.
“Yatırım konusunda hiçbir davet almadım”
“Ahmet Maranki boş konuşmuyor. Maranki olarak ben ne Valiliğinden, ne Belediyesinden, ne de hiçbir kuruluşundan bu güne kadar bu yatırım konusunda hiçbir davet almadım, hiç kimse şu yerimiz var buraya bu fabrikayı kurun demedi. Ama bugüne kadar Türkiye’nin 64 İlinin valiliklerinden ve belediyelerinden pek çok gönüllü kuruluşundan yatırımı bizim ilimizde yap diye davet aldım. Osman Çapalı Yalova Valisi iken bizi davet etti, gittik hemen Yalova Anadolu Bitkileri Fabrikasını oraya kurduk, şu anda da çok güzel çalışıyor, hizmet veriyor. Bölge ekonomisine de katkı veriyor. Yatırımcı davet bekler, ama ben davet beklemeden Kastamonu’ya gittim, böyle bir pazarı olmadığı halde Yaşam Merkezlerinin birincisini Kastamonu’nun en büyük meydanına kurdum, bunu ben davet beklemeden yaptım, çünkü Kastamonulu hemşerilerimin de sağlıklı yaşamaya, sağlığa ihtiyacı var. Orada İnşallah Türk kültürünü yaşatacağız. Kastamonu el ürünlerini, detoks merkezini, renk ve tuz odalarını da kurduk. Kastamonu’da ilk etli ekmeği, ilk pastırmalı pidenin yapıldığı yerdir burası. Bunu tekrar modern bir hale dönüştürüp, Karadeniz’e gelecek turları kendim göndereceğim. Turizm dernekleri ile bu konuda çok güzel çalışmalarımız oluyor. Onlarla faydalı işler yapmaya da devam edeceğiz. Aslında hiç kimseye de sitemim yok. Kastamonu bizim, biz davet de beklemiyoruz, birinci adımımızı Frenkşah’la yaptık. Yer arıyoruz, bulduğumuz takdirde oraya bitki işleme fabrikamızı da kuracağız.”
“Kastamonu’yu sağlık turizminde ayağa kaldıracağız”
“Sahilde de bir yer bulursak diğer büyük yatırımımız olan Sağlık Otelini de Kastamonu’nun sahil ilçelerinden birinde, başta memleketim olan İnebolu olmak üzere kurmaktır. Bu konularda tecrübeliyiz, bu hizmetleri zaten yapıyoruz. Başka illerde yapıyoruz. Bu hafta Afyon’a gidiyorum. Afyon Sandıklı’da Park Otelde hizmetlerimizi yapıyoruz. 32 kamp yaptım, bu alanda müşterim de hazır. Kamp için 200 kişiyi oraya getireceğime ben nerede isem oraya gelecek, İnebolu’ya, Cide’ye, Çatalzeytin’e Kastamonu’ya bu kişileri taşıyacağım. Bu alt yapıyı oluşturduğumuzda ilimize daha çok katkı ve destek vermeye de devam edeceğiz. Kastamonu’da bu hizmetlere ve çalışmalara da layıktır diyorum. Yine Valiliğimiz olsun, Belediyemiz ve kuruluşlarımız olsun güzel çalışmalar ve hizmetler yapıyorlar, onları Kastamonu’ya ivme kazandırıyorlar, takdirle izliyor ve görüyoruz tüm emeği geçenleri de kutluyor ve teşekkür ediyorum.
“Rize Çayını simgeleyen kaşkol takıyorum”
Şu anda boynumda yeşil Rize yazılı kaşkol var, neden Kastamonu değil de Rize kaşkolü takıyorsunuz derseniz de, Nurullah Çakır bizim eski valimizdi, çok da iyi bir dostumuz ve arkadaşımızdı. Bizi Rize’ye davet etti. Rize’de bir turistik otel yapılabilir mi. İkizdere’de bir Ridos Termal otelimiz var. Burayı hayata geçirmek için bir program düzenledi. Orada basın toplantısı yaptık. Vali bey bana Rize’nin çayını da tanıtacaksın, senden de ricam bu atkıyı boynunda taşımandır dedi. Valimiz Rize’de de güzel işler yapıyor. Oraya daveti üzerine gittik. Yeşil çayı da biz destekliyoruz, dünyanın en güçlü antioksidan’ı yeşil çaydaydı. Onun için bunu da programımıza ve sistemimize uyduğu için destekliyoruz. Belki bir gün Kastamonulular da boynumuza bir kaşkol koyarlar, onları da tanıtmaya devam ederiz, buna da gerek yok biz Kastamonulu olarak Kastamonu’yu ömrümüz oldukça tanıtmaya devam da edeceğiz.
“Kastamonu’da atıl kalmış yatırımlara destek vereceğiz”
“Kastamonu’da aslında çok atıl kalmış yatırımlarda var. Bunlara da destek vermeyi düşünüyoruz.
Biz bu yatırımları Kastamonu’ya neden yapıyorsunuz diyecek olursanız da, Biz Kastamonuluyuz, anamızın, babamızın, atalarımızın mezarları da burada, bu bölgede. Biz Kastamonu’yu seviyoruz. Türkiye’nin kurtuluşunun da tekrar Kastamonu ve İstiklal Yolu olan İnebolu’dan olacağına inananlardanız.
Bursa’da düzenlenen 2. Kastamonu Günlerine de İnebolu’nun ve ilimizin organik ürünlerini tanıtmak için stant açtık. Binlerce kişiye de sağlıklı yaşam konusunda bilgi verdik, bazı ürünlerin tüketimi konusunda da uyarılarda bulunduk.”
CENGİZ MUHZİROĞLU