Yetkililer tarafından pandemi döneminde kritik virajlardan biri olarak görünen bayram tatili, belirli bölgelerde yığılmaya neden oldu. Özellikle Kastamonu gibi iller bu süreçte oldukça ziyaretçi kabul etti. Tatilcilerin bazıları boş gelmedi. Yanlarında kolonya, şeker ve virüs de getirmiş oldu. Tabi bu durum sadece ilimiz ve ilçemiz için geçerli değil. Antalya, Muğla, Aydın gibi tatil bölgeleri yerli ve yabancı birçok turist bölgelere akın etti ve il veya ilçe merkezlerine girişlerde kilometrelerce trafikler oluştu.. İğne atsan yere düşmez tabiri bu dönemde de kullanıldı. Bu duruma Fahrettin Koca “Covid-19 sahillere indi” gibi bir ifade kullanarak haklı bir sitem etti.
Bayramlar, bayramlaşmalar, akraba ziyaretleri ve toplu halde bulunulan birçok yer ve eylemler bizler için vazgeçilmezlerimizdendir. Bunun yanında her gün karşımıza çıkan turkuaz renkli tablo üzerinde gördüğümüz sayılara bakınca da ister istemez “Gelme!” diyecek hale geliniyor. Ama birkaç kişi dışında evinin kapısına “Misafir kabul etmiyorum.” gibi bir ifade kullanabilen de olmuyor. Hatta ve hatta “Biz de zaten virüs yok” veya “Aman ne olacak?” gibi çok tehlikeli cümleler sarf edenleri de görünce bize bu sene gün yüzü görülmeyecek gibi düşünülüyor.
Caddelerde polis görünce maske takan, pazarlarda sosyal mesafeye dikkat etmeyen, düğünlerde ateşi yüksek çıkana “Git elini yüzünü yıka da gel, bir daha ölçelim” diyen, toplu taşıma araçlarında ayakta bile yolcu alan insanları görünce bir soru oluşuyor zihinlerde: Korona bitti mi?
Okulların açılmasını milyonlarca öğrenci bekliyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıklamasına göre 31 Ağustosta açılması planlanan okulların açılmasına üç hafta kaldı. Fakat uzmanların genel kanaati böyle bir kararın çok riskli olacağı yönünde. Açılması durumunda ise MEB aleyhine açılabilecek davalara hazırlıklı olmalı. Çünkü şimdiden veliler tarafından yürütülen bazı sosyal medya çalışmalarında ilgili dilekçelere rastlanabiliyor. Bunun yanında dünya çapında tanınmış Avrupa’da ve Amerika’da bulunan bazı üniversiteler daha önceden açıkladığı karara örgün eğitime 2021 yılında başlayacaklarını bu yılda online eğitime devam edeceklerini açıklamıştı.
Pandemi döneminde ara verilen ligler geçtiğimiz haftalarda nihayetine ermiş, şampiyonlar belli olmuştu. Süper Lig’e çıkan Anadolu takımlarının seyircileri oluşturdukları ortamla virüse davetiye çıkarmışlardı. En ilginç olan ise ilgili takımların bulundukları belediyeler maç izleme ekranları oluşturarak, stadyumları aratmamış ve bitti sanılan pandemi döneminde bakanlığa destek olacağına köstek olmuştu. 1. Lig’e çıkma mücadelesi veren ekibimiz Kastamonuspor maalesef Play-Off’larda elenmişti. Eğer çıkan taraf biz olsaydık hiç şüphesiz aynı manzarayla karşı karşıya gelecektik.
Fahrettin Koca’nın tabiriyle sahillere inen virüs ayrıca ilçemize, köylerimize ve mahallelerimize de inmiş bulunmakta. Uzun bir aradan sonra 1000’in altına düşen enfekte olan kişi sayısı tekrar yükselmeye başladı. Gürkan Yılmaz’ın haberine göre bayramın 2. Ve 3. günü Kastamonu’da 32 kişide virüs tespit edildi. Bu tür haberleri gördüğümüz de “Yoksa başa mı dönüyoruz?” gibi korkunç bir düşünce kaplıyor içimizi.
Bu zamandan sonra aslında her şeyi devletten beklememek lazım sözü karşımıza çıkıyor aslında. Maske ve mesafe kurallarına uymayanlara gerekli cezalar kesiliyor. Üçüncü kural olan temizlik kısmına gelince ise herkes kendisi dikkat etmeli. Yoksa devlet kimseye temizlik nasıl yapılır öğretmez veya temizliğini yapmış mı kontrol edemez. Virüs biraz da aslında bireysel bir şey olarak görülebilir. Sen kendine ne kadar dikkat edersen o kadar korunma oranın yükselir. Nitekim her koyun kendi bacağından asılır.
Maalesef hep üzüntü verici durumları paylaştım. Ama bunlar gerçekler. Yazımıza bir soruyla başladık, o sorunun cevabını vererek bitirelim: Korona bitmedi! En yakınımızda. Belki apartmandaki komşumuzda, belki marketteki kasiyerde... Onun için virüse karşı kenetlenirken birbirimizden biraz daha uzak duralım.COVID-19’la mücadeleyi hastalığa yakalanmış olanlara bırakmayın. Tedbir alın.