Günümüzde şehirler adeta bir marka gibi kendi reklamını yapmak için çeşitli yollar izliyorlar. Kimileri ulusal düzeyde kimileri ise hedeflerini daha da genişleterek uluslar arası alanda seslerini duyurmaya, coğrafyalarını tanıtmaya özen gösteriyor.Çeşitli festivallerde şehirlerinin tanıtımını yapmak için katılım sağlıyorlar. Bazıları da sosyal medya uzmanlarından teknik destek alarak sosyal mecralarda hesaplarını takip edilebilir düzeye çekmeye çalışıyor. Bu yazımızda şehirlerin tanıtımına büyük katkı sağlayabilecek bir oluşumdan bahsedeceğiz.
Cittaslow 1999 yılında İtalya’da ortaya çıkan,nüfusları 50.000’in altında bulunan şehirlerin katılabileceği bir belediyeler birliğidir.İtalyanca citta (şehir) ve İngilizce slow (yavaş) kelimelerinin birleşimiyle oluşan bu kelime “Sakin Şehir” anlamını ifade etmektedir.
Bir şehrin bu birliğe katılması için; bir tarihi dokuya,mimariye, gelenek ve göreneklerinin olmasına ve yerel yemeklerinin bulunmasına özen gösterilir. Şimdi sırasıyla bir anlam çıkaralım: Tarihi doku denince İnebolu açısından bir itirazı olan yoktur. Sadece şehir için değil ülke için önemli bir tarihe sahip olan İnebolu’nun bu konuda eksiği değil fazlası bulunmaktadır. Mimari alanda “Aşı Boyalı İnebolu Evleri” kente ilk defa gelenleri adeta kendine hayran verici düzeyde olup, bunun içinde adalet sarayı,otogar gibi alanlarda bu mimariyi yaşatma çalışmaları sürmektedir. Yemek konusuna ise değinmeye gerek olmadığını sabah 6’da açılan lokantada 10 olmadan İnebolu güvecini bittiğini örnek vererek geçiyorum.
Türkiye Belediyeler Birliği kaynaklarında Cittaslow üyeliği için şu sözler söylenmiş:
Bir şehrin Cittaslow olması, o şehrin dokusunun, renginin, müziğinin ve hikâyesinin uyum içinde, şehir sakinlerinin ve ziyaret edenlerin zevk alabilecekleri bir hızda yaşanması anlamına gelmektedir. Yerel zanaatı, tatları ve sanatları sadece eskilerin hatırlayabildiği kavramlar olmaktan çıkarmak için bunları yeni nesillerle ve kenti ziyaret eden misafirlerle paylaşmaktır. Hayatın tek amacının bir yerlere yetişmek olmadığını, doğaya zarar vermeden de kentlerin gelişebileceğini ve içinde bulunan andan zevk alınması gerektiğini insanlara hatırlatmaktır.
Bu ifadeler size de İnebolu’yu çağrıştırmıyor mu?
Şu ana kadar İnebolu’nun Cittaslow’a girebilecek potansiyelinin olduğunu anlamış olduk.Bir de şehirlerin bu oluşuma girebilmesi için belirli kriterler var. Toplam 59 maddeden oluşan bu kriterleri 7 ana başlıkta toplayabiliriz. Bunlar çevre politikaları,altyapı politikaları,kentsel yaşam kalitesi politikaları,tarımsal,turistik,esnaf ve sanatkarlığa dair politikalar,misafirperverlik, farkındalık ve eğitim için planlar,sosyal uyum ve son olarak ortaklıklardır.
Tek tek maddelere incelersek her biri İnebolu’yu birkaç adım ileri götürebilecek projelerden oluştuğunu görmekteyiz.
Ülkemizde bu oluşuma üye olan 17 ilçe bulunuyor. İlk üye olabilen İzmir-Seferihisar iken, tanıdık bir ilçe olan Sinop-Gerze’de 2017’de üyeliğe hak kazanmıştır.Bu ilçelerden bir kaçına gitmiş olan birisi olarak şunu söyleyebilirim ki; Bizim hiçbir eksiğimiz yok.
Bizler bu şehrin,ilçenin, çıkarları için artık uluslar arası da düşünmemiz gerektiğinin farkında olmalıyız. Elimizin altında bir maden olduğunu biliyoruz ama nasıl işleyeceğimizi bilmiyoruz. Kastamonu ili bir büyükşehir değil. Yani Kastamonu Belediyesi ilçemize yatırım yapma veya belediyecilik faaliyetlerinde bulunma gibi bir durumu yok. Ama bu ilçenin gelişimi bütün Kastamonu’nun gelişimine yol açacak olduğunu da sıkla ifade etmeliyiz.
Tek hedefimiz değil, hedeflerimizden birinin bu oluşuma katılmak olması dileğiyle…