İki gün sonra İnebolu doğumlu yazarımız Oğuz Atay'ın ölüm yıldönümü 13 Aralık.
Kültür Bakanlığının oluruyla Kastamonu İl Halk Kütüphanesinin Oğuz Atay ismine kavuşacağı anlamlı gün...
15 Ekim 2020 tarihli Kastamonu gazetesinde "Oğuz Atay'ın İsmi Kütüphanede Yaşayacak" başlıklı haberi okuyunca öğreniyoruz, Kastamonu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün 16 Mart 2020 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığına gönderdiği teklif yazısıyla bu kararın alındığını ve 13 Aralık 2020 tarihinde düzenlenecek törenle Oğuz Atay İl Halk Kütüphanesi tabelasının asılacağını...
Haberin içeriğinde geçen "İnebolu'lu gurur kaynağımız büyük edebiyatçı" ifadesi aynı gazetede köşe yazısı yazan Nail Tan'ın dikkatini çekmiş. Hatta yine aynı gazetede köşe yazısı yazan Mustafa Afacan'ın bu konuyla ilgili memnuniyetini dile getirdiği yazısında Oğuz Atay'ın "İnebolu'lu" olduğunu belirtmesi de gözünden kaçmamış Sayın Nail Tan'ın..!
Akabinde "Ve nihayet Oğuz Atay" başlıklı bir yazı kaleme almış. Yazısında özetle "Yıllardır Kastamonu'lu en büyük romancı ve oyun yazarı Oğuz Atay isminin bir eğitim kurumuna verilmesi gerektiğini belirten yazılar yazdığını, fakat bu güne kadar bir gelişme olmadığını,Kültür Turizm Bakanlığının bu kararını ise memnuniyetle karşıladığını belirtmiş. Yalnız Oğuz Atay'ın Babası Cemil Atay'ın Ağır Ceza Reisliği görevi sebebiyle İnebolu'da bulunuyor olmasından dolayı Oğuz Atay'ın İnebolu'da doğduğunu, ailenin Devrekani Etçiler köyü nüfusuna kayıtlı olduğunu ve bu bağlamda yazarın İnebolu'lu değil Devrekani'li olduğunu herkese ilân etmiş. Bir cümle daha etmiş ki evlere şenlik ;13 Aralık'ta yapılacak tören sırasında Vali beyin konuşmasını hazırlarken AMAN HAAA İNEBOLU'LU DİYE YAZMAYIN SAYIN DEVLET GÖREVLİLERİ...!"
Ha Devrekani'li, ha İnebolu'lu; sonuçta Oğuz Atay Kastamonu'nun bir değeri değil mi?
Sayın Nail Tan 22 Eylül 2020 tarihli Kastamonu gazetesinde "İNEBOLU GİBİ BİR İLÇEMİZ VARKEN" başlıklı bir yazı kaleme alıyor ve yazı şu cümlelerle son buluyor. "İnebolu'lu olmak, bilenler için büyük bir onurdur. KEŞKE İNEBOLU'LU OLSAYDIM".
Bu güzel cümlelerin sahibinin Oğuz Atay İnebolu'lu değil, herkes bunu iyi bilsin, gazetede ki haberlerde ya da köşe yazılarında yanlışlıkla İnebolu'lu diye yazılmasın, düzenlenecek törenlerdeki konuşmalarda bu hataya düşülmesin demesi abesle iştigal oluyor.
Sayın Nail Tan tamamen iyi niyetle bu durumdan söz ediyor belki ama, durduk yerde kafalar karışıyor, kavram kargaşası ortaya çıkıyor.
Burada farklı bir pencereden bakılarak, bazı gerçeklerin de göz ardı edilmemesi gerekiyor.
Evet Oğuz Atay babasının görev yaptığı İnebolu'da doğmuştur.
İnebolu'da düzenlenen Oğuz Atay'ı anma programlarında hep bu ifade kullanılmış, Oğuz Atay İnebolu'ludur cümlesi hiç zikredilmemiştir.
Fakat şu da iyi bilinmelidir ki; İnebolu Oğuz Atay'ı sahiplenmiştir.
Unutulmaması adına hemen hemen her yıl çeşitli anma programları organize edilmiştir.
Doğduğu evin giriş kapısına "Oğuz Atay bu evde doğmuştur" tabelası asılmış, hemen yan tarafındaki sokağa "Oğuz Atay sokağı" ismi verilmiştir.
Belediye Meclis üyeliğim sırasında bizzat verdiğim önerge kabul görerek İnebolu Belediyesi hizmet binasının önüne Oğuz Atay'ın büstü dikilmiş, kaidesine ise ünlü yazarın biyografisi yazılmıştır.
Yine İnebolu Belediyesi kültür hizmeti olarak Davut Yılmazer ve Musa Kaya'nın yayına hazırladığı "İnebolu sokaklarında büyümüş iki çocuk; Oğuz Atay-Orhan Şaik Gökyay" isimli kitap basılmış ve okuyucuyla buluşturulmuştur.
Oğuz Atay İnebolu'nun bir değeridir ve gelecek nesillere de bu her platformda anlatılacaktır.
İnebolu halkı geçmişten günümüze kadar bağrından kopmuş değerleri unutmadığı gibi İnebolu'ya hizmet etmiş nice isimlere ahde vefa göstermiştir.
İnebolu'da doğan ya da doğmayan, İnebolu'lu olan ya da olmayan, İnebolu'ya atanmış ya da İnebolu halkı tarafından seçilmiş kimin hizmeti geçmişse, kim bir çivi çakmışsa unutmamış ve unutturmamıştır.
Oğuz Atay ise İnebolu'da doğmuş, bıraktığı eserlerle Türkiye'ye mâl olmuştur.