Doğum tarihi:1846
Ölüm tarihi:…..
İstiklal mücadelesi esnasında İstanbul’dan, Rusya’dan, Trabzon’dan gemilerle getirilen her türlü savaş malzemeleri Kahraman İnebolu denizcileri tarafından denk kayıkları ile karaya çıkartılıp, asker sivil demeden,yaşlı genç, ikiçay daki depolara taşınmış ve oradan da kağnılarla cepheye ulaştırılmıştır.
“9-Haziran-1921 deki bombardımandan sonra hızla silah yüklü gemiler gelmeye devam ediyordu. Silâh ve cephane yükü, denk kayıklarına yüklenir, çekek yerine gelindiğinde feleğe bastırılır, baştan kara sıralanır, ırgat ve yoma takımları ile dışarı posta edilirken, diğerlerini bekletmemek için asker ve halkın yardımı ile çabuk boşaltılırdı.
13/Haziran/1921 günü sabahleyin, Kastamonu Valisi Muhittin Paşa yine Yarbaşına gelmişti. Çekek yerindeki kaynaşmayı, kayıkçıların gayretini, halkın yardımını sevinç dolu gözyaşları ile seyrediyordu. Etrafındakilerin bombardıman hikâyelerini dikkatle dinliyorken Paşa’nın gözleri hayretle kıyıda bir noktaya takıldı kaldı.
Cephane yükünü boşaltan deniz boyalı büyük bir denk kayığının başında, lacivert zıpkasının paçalarını sıvamış, çırpıntıya kadar suya girmiş, başı âbânili, kırmızı yüzlü, beyaz sakallı, Trablus kuşaklı, uzunca lacivert paltosu ile iri gövdeli bir ihtiyarın kayıktan iki taraflı cephane sandıklarını omuzlayan İnebolu’luları“ Haydi oğullarım, birer sandık alın haydi kardeşlerim çabuk olun” diye bağırarak teşvik ettiğini gördü. Bu dikkat çekici ses bu fedakârlık tablosu, Paşa’yı kendine çekerek birden bire yanındakilerden ayrıldı. Yürüdü yarbaşı merdivenlerden indi. Heyecanlı idi zincirlerin üzerinden atlayarak cephane kayığının başına geldi. Arkası dönük işine ve seslenmeye devam eden ihtiyar deniz kurdu SAMATYALI OĞLU SÜLEYMAN REİS’İN sakalını okşamak ve bu örnek denizciye iltifat etmek istedi. Çizmeleri ile çırpıntıya kadar yürüyen Paşa, koca ihtiyarın sol omuz gerisinden sakalını okşamak isterken, ne olduğunu anlayamayan ve ihtimâl yersiz bir şaka sanan SAMATYALI OĞLU SÜLEYMAN REİS tanımadığı bu zâta, başını bile çevirmeden “Oğlum sakal sevmenin sırası mı? Ne duruyorsun bir sandıkta sen al” diye azarlaması ve paşayı tanıyınca tevazu ile ellerine sarılarak özür dilemesi Muhittin Paşa’yı büsbütün çoşturdu. Ve ağlayarak bu ihtiyarı kucakladı. Pamuk sakalını öptü.
Orada toplananlara: mevki kumandanı Nidai Bey, Liman Reisi Neyyir Bey, daha birkaç kumandanla, yaver yüzbaşı Halil Yaşar, Nurettin Peker, kayıkçılar kâhyası İlyas Kaptan ve ileri gelen yaşlı kayıkçılar, yetmiş beşlik SAMATYALI OĞLU SÜLEYMAN REİSİ ve Yarbaşı merdivenlerindeki yetmişlik HAMAMCI KADI SALİH REİSİ ve gözleri önünde cephane taşıyan ihtiyar anaları ve İnebolu’luları övdü. Ve coşarak düşmanı pek yakında yok edeceğiz, dedi ve gözyaşlarını silerek oradan ayrıldı.”
Olaylara bizzat şahit olan o esnada orada olan Nurettin Peker’den aldık bu bilgileri. Bizlere düşen İnebolu’da tarihte yerini almış şahsiyetleri bu günkü nesle aktarmak ve nasıl bir mirasa sahip olduğumuzu duyurmaktır.
Bu manada heyecanla çalışan Döne hanımı kutluyorum. Samatyalı konağını aldılar restore ettiler ve İnebolu’nun yemek kültürünü bu mekanda yaşatmak istiyorlar. İnebolu Belediyesi de bu tür mekanları turizme katkı sağlaması için hikayesinin yazılı olduğu plaketi kapılarına asma kararı aldı. Bu yazı da o maksatla yazılmıştır. Herkesi tarihine, atasına, geçmişine sahip çıkıp benzer çalışmaları yapmasını diliyorum.
Mustafa Sıtkı FAKAZLI
Diş Hekimi
Yerel Tarih Araştırmacısı