Anasayfa » İNEBOLU
28 Mayıs 2022, 11:41 Editör:
BAKIŞ AÇISI
İki hafta önceki köşe yazımda, okumak ve yazmak üzerine çeşitli değerlendirmelerde bulunmuş, okuyucularımla bir nevi hasbihal etmiş, "313. Yazı Okuyanlar için" diye başlık atmıştım.
Yazı yazmaya başlayalı önüme gelen, ilgimi çeken ve okumaya değer bulduğum her türlü yazıyı okumak neredeyse adet halini aldı bende...
Bazen öyle güzel yazılarla karşılaşıyor, daha fazla insana ulaşması için köşemde paylaşma ihtiyacı hissediyorum.
Yine öyle bir yazı düştü önüme...
Haydi hep beraber okuyalım...
"Yazar evindeki çalışma odasına girer ve günlüğüne bir yıl içinde başından geçenleri not alır.
Geçen yıl cerrahi bir ameliyat geçirdim. Aylarca yatağa bağlı kaldım.
Atmış yaşına girdim.
Otuz yıl çalıştığım vazifemi terkettim.
Geçirdiği araba kazası nedeniyle, oğlum fakültede sene kaybına uğradı.
Ne kötü bir yıldı.
O sırada içeriye giren karısı, kocasının günlüğe yazdıklarını görür, dışarı çıkar ve bir müddet sonra geri gelir. Elindeki kağıdı kocasının yazdığı günlüğün yanına bırakır.
Adam kağıtta yazılanları okumaya başlar.!
Geçen yıl, uzun süre rahatsızlık veren hastalıktan kurtuldun.
Atmış yaşına sıhhat ve afiyetle girdin.
Yazmayı tasarladığın kitaplar için, zaman bulmak maksadıyla emekli oldun.
Oğlumuz trafik kazasında ölümden döndü.
Şükürler olsun, Allah bize çok ikramda bulundu.
Ne güzel bir yıldı."
Evet iki kişinin, aynı olayı farklı değerlendirdiği bu konuya BAKIŞ AÇISI farkı diyoruz.
Pek çoğumuz bizden alınana bakıyoruz da, bize verilene bakmıyoruz. Sahip olduklarımızla yetinmiyor, sürekli fazlasını istiyoruz.
Nice karı-koca; "eşim çok sinirlidir" der.
Nicesi de; "Elhamdülillah, eşim sinirli olsa da, çok anlayışlı ve geçimlidir" der.
Kimileri; "evim çok küçük ve dar" der.
Kimi de; "Hamdolsun, başımı sokacak bir evim var" der.
"Babam hürriyetimi kısıtlıyor" diyen kız çocuğu da vardır.
"Babam beni koruyup kollamak için, bazı kısıtlamalar getiriyor" diyerek pozitif bakış açısına sahip olan kız çocuğu da mevcuttur.
Demek oluyor ki "daima görünenin iki yüzü vardır."
Bunu idrak edebilmek erdemliktir.
Hayat kısalığına rağmen kesintisizdir. Tekrar eden olaylardan ibarettir. Düz çizgide seyretmez. İnişli-çıkışlı, sıkıntılı ve ferahtır.
Bu zikzaklı hayatta kalbimiz rahat olsun istiyorsak;
Allah Resulünün şu hadisine kulak verelim
"Varlık konusunda, sizden aşağıda olanlara bakın. Sizden yukarıda olanlara bakmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini inkar etmemek için, bu bakış sizin için daha hayırlıdır."
Maaşının yetmediğinden şikayet edenler bilsinler ki, bazı insanların hiç maaşı ve girdisi yok.
İşinden memnun olmayanlar, milyonlarca insanın işsiz olduğunu hatırından çıkarmasınlar.
Sağlıklı olanlar hastane köşelerinde derman arayanları düşünsün...
Özgürce, istediği zaman istediği her yere gidebilenler, cezaevinde ki mahkumları unutmasınlar.
Aslında bizim problemimiz, sınırı olmayan bir tatminsizlikten ibaret.
Dünyada bizi ancak KANAAT doyurur.
O doyurmazsa bir avuç TOPRAK doyurur.
Bilmiş olalım...
| Bu haber 2794 defa okunmuştur.