Anasayfa » İNEBOLU
16 Eylül 2022, 14:10 Editör:
KARADENİZ MAHALLESİNDE BİR CENAZE NAMAZI
Geçtiğimiz günlerde Karadeniz Mahallesinde bir kardeşimizin cenaze namazı ve akabinde defin merasimi vardı. Öncelikle Allah'ın rızasını kazanmak ve tanıdığımız, bildiğimiz rahmetlinin son yolculuğuna katılım sağlamaktı maksadımız.
Karadeniz Mahallesi Camii; avlusuna girişten itibaren, şadırvanı, yeni yapılan tuvaletleri, kamelyaları ve düzenli bahçesi ile huzur veren bir atmosfere sahipti.
Sihirli bir elin dokunduğu ilk bakışta anlaşılıyor, insana huzur veren, düşündüren ve farklı alemlere götüren bu ortamın hemen caminin bitişiğinde, cenaze namazının kılındığı bölümde de uygulandığı gözlerden kaçmıyordu.
Daha önce defalarca cenaze namazı kıldığım bu avludaki değişiklik ilk bakışta dikkat çekiyor, uzmanlık gerektiren tasarımıyla göz kamaştırıyordu.
Mevta musallada yatıyor, cenaze namazı bekleniyor, musallanın tam üst kısmını boydan boya kaplayan yazılar ister istemez okunuyor, cemaatin bir nevi kendisiyle hesaplaşması, bir kaç dakika nefis mücadelesine girmesi sağlanıyordu sanki.
Meselâ Hazreti Mevlâna'nın şu sözü yazılmıştı anlayıp ders çıkarabilene...
"Ölüm geldiğinde; Mal gider-Mülk gider, Eş gider-Dost gider, Ama İMAN kabre bizimle beraber girer."
Yine bizlerin gaflete düşmemesi, dünya hayatına dalıp ahireti unutmaması ile ilgili anlamlı sözler, ölümü hatırlatan ayet ve hadisler yeni tasarımın bir parçasıydı.
"Her nefis ölümü tadacaktır, sizi bir imtihan olarak iyilik ve kötülükle deneyeceğiz. Hepiniz sonunda Bize döndürüleceksiniz." Enbiya suresi, ayet 35
"Herkes ölüp gidiyor. Bir sen mi kalacaksın? Ha iki gün fazla, ha iki gün az yaşayacaksın. Ateşte kül, toprakta gül olacaksın. Mühim olan yaşarken İNSAN olacaksın."
"Mesajınız var; Ey insanoğlu kılınmamış namaz borcunuz gözükmektedir. Amel defterinizin günahtan kapanmaması için lütfen borcunuzu ödeyiniz."
Evet cenaze namazı esnasında farklı bir psikolojide oluyoruz ister istemez...
Ölümün ne kadar yakınımızda olduğu akla geliyor.
Belki; "bu musallada bir gün ben de yatacağım" diye düşünülüyor...
İç hesaplaşma yapılıyor elde olmadan.
Hazırlıklı gitmek isteniyor aslında ebedi hayata.
Fakat nefsani arzular ve şeytan bir türlü müsaade etmiyor hazırlık yapmaya.
Eğlenmek, gününü gün etmek istiyor pek çoğumuz. "Yaşlanınca kılarım namazımı, Aşırı sıcakta oruç mu tutulur? Kışa denk geldiğinde tutarım orucu" deniyor belki. "Hacca gitmek için daha çok erken, zekâtımıda biraz Mal-mülk yapayım, sonra veririm" diye düşünüyor çoğu kişi. Fakat bilmiyor ki yarına çıkmaya senedi yok.
Tüm bunlar birer birer akla geliyor, cenaze namazını kılmadan önce kendisiyle hesaplaşıyor insan. Orada okudukları beynini kemiriyor o anda ama, Cenaze merasimi bittiğinde okuduklarını unutuyor, normal hayatın akışına kendini bırakıyor.
Evet; Karadeniz Mahallesi Camisinde katıldığım bir cenaze namazı esnasında gözüme çarpan değişiklikler ve güzellikler vesile oldu bu haftaki köşe yazıma. Tabii ki bu yapılanlar da Karadeniz Mahallesi Camii İmam Hatibi Ali Siviş hocanın birebir çabası ve gayreti takdire şayan.
Bizler de bu hizmeti başka camilere örnek olması ve yetkililerin de olumlu değerlendirmesi için okuyanlara yansıtma çabasındayız.
Bazıları bakar ama görmez...!
Bazıları görür ama görmezden gelir...!
Bazıları ise sadece görmekle kalmaz teşekkür eder, takdir eder, hizmeti görmek istemeyenlerin gözünün içine sokar.
Bilmem anlatabildim mi?
| Bu haber 3984 defa okunmuştur.