Geçen hafta cuma günü işyerimizi aynı saatte açtım. Komşularımızla selamlaşıp rutin işlerim bitince yerel gazetelerin başlıklarında göz gezdirirken bir anda Mustafa Fakazlı’nın Seymenoğlu cümlesi dikkatimi çekti.
Yazıyı tekrar tekrar okudum. Sevincimi paylaşmak için amcam Erdoğan Seymenoğlu’nun eczaneye yanına gittim. Kadir beyin Yeni İnebolu Gazetesini okuyup okumadığını sordum. O da okumadığını söyledi. Ben de büyük Mehmet dedemin ve ailemizden iltifat edilerek bahsedildiğini söyledim. Yazıyı okumamı söyledi. Okudum duygulandı, hoşuna gitti. Mustafa Fakazlı’yı bizzat makamında ziyaret ederek teşekkürlerimizi sunalım dedi. Fakazlı’nın ofisine geldik, hal hatırdan sonra amcam Erdoğan Seymenoğlu ile birlikte ailemiz adına teşekkürlerimizi sunduk. Sanki tarih yeniden canlanmıştı. Erdoğan Seymenoğlu dedesinin o yıllarda saygın iş sahibi dükkanı olan bir esnafken, seferberlik yıllarında üç çocuğundan en büyüğü 13-14 yaşlarındaki oğluna bırakarak evde bir de yaşlı annesi ve üç çocuğu olmasına rağmen kendi isteğiyle 36 yaşındayken milis olarak kendi imkanlarıyla silahını şubeden alıp cephelere gittiğini, yedi yıl gelmediğini, yedi yılın sonunda hasta yorgun olarak geldiğini, İstiklal madalyasıyla taltif edildiğini teferruatıyla anlattı. Ölümü yağmurlu bir günde sanki doğanın ağladığını, o zamana kadar etrafta gözükmeyen değişik türdeki kuşların cenazesinde kanat çırparak alkışladığını amcam Ali Seymenoğlu ve Erdoğan Seymenoğlu’ndan tekrar tekrar dinlemiştim. Fakazlı notlar aldı. Bu esnada çaylarımız gelmişti. Çaylarımızı yudumlarken Fakazlı milli mücadele tarihindeki İnebolu’nun yeri ve önemini yaptığı gösterdiği yararlılıkları belgeleriyle tutanaklarıyla anlattı. Kayıkla kağnının destan yazdığını, düşmanın olmaz dediği kağnı arabalarıyla teknolojiyi nasıl yendiğini, İnebolu’nun silah sevkiyatının cephelere lojistiğinin durdurulması için hedef alındığını, cephe gerinde kadınların ve çocukların nasıl can siperane ve özverili mücadele ettiğini, zor şartlara rağmen cephanelerin cephelere ulaştırıldığını, belki de savaşın kaderinin İnebolu’da belirlendiğini bizzat söyledi. Savaş sonunda İnebolu’nun İstiklal madalyasıyla taltif edildiğini, Atatürk’ün İnebolu’ya gelişinin tesadüf olmadığını, kahramanlıklarının bir teşekkürü olduğunu vurguladığı bilgileri bize soluk soluğa akıcı bir üslupla belgeleriyle anlattı.
Hayalen o günlere gittim. Ben şahsen Fakazlı anlattıkça ilçemizin tarihini ne kadar tanıyorum diye hayıflandım. Böylesine değerli ilçemiz sevilmez mi, hele hele uğrunda şehitler ve büyük mücadele verilmişse. Bizler bu vatanımızı atalarımızdan bedava bulduk. Bu büyük mücadelede kaçımızın aile büyüklerinin canına mal olup sakat kaldığını düşünmemiz lazım. Bizim onlara karşı bir vefa borcumuz var. Fakazlı anlattıkça geçmişi atalarımızı düşünüyorum. Çekilen zorluklar, sıkıntılar, mücadeleler ve savunulan bir ülke ve sonuçta başarı, zafer.
Şimdi düşünüyorum, Fakazlı’nın mesleğinin haricinde hobi olarak araştırmalarıyla belgeleriyle arşiviyle bir kitapta kurtuluşu destansı mücadeleyi esere dönüştürürse gelecek yeni nesillere bu mücadele anlatılarak evlatlarımıza ilçemiz ve ülkemiz adına bir ÜLKÜ birliği oluşturarak faydalı olur diye düşünüyorum. O zaman şehitlerimizin de ruhları şad olur. Bu esnada kapı çaldı personeli müşterilerinin sırada beklediğini hatırlattı. Fakazlı konuya kendini o kadar kaptırmıştı ki, konu İnebolu olunca heyecandan çayını bile içemedi. Konuşulacak çok şey var, daha lafım bitmedi zaman o kadar hızlı geçmiş cuma selası okunmaya başlamıştı. Biz de müsaade isteyerek teşekkürlerimizi sunduk. O da bizi perşembe günü yapacağı konferansa davet etti ayrıldık. Vatanımızla ve atalarımızla gurur duyduk.
Mevlam devlet büyüklerimize feraset basiret ve belagat versin. Doğru kararlar almayı nasip etsin. Bizleri iç karışıklıklar ve istilalarla gücümüzü zayıflatmasın. Başka devletlerin vatandaşları gibi işsiz güçsüz bırakıp ayaklar altında süründürmesin. Vatansız bırakmasın
Dünyada şunu bilsin ki Türkler büyük bir millettir.
Geçen hafta KADİR YILDIRIM beyin gazetesinde MUSTAFA FAKAZLI’nın kaleminden aile büyüğümüz şahsında İnebolu’nun ve kahraman insanlarının kurtuluşa giden yolda vatan müdafaası ve mücadelesini anlatan Fakazlı’ya Bir büyük teşekkür. Selam ve dua ile sağlıcakla kalın...