ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYANLAR, ATEŞTEN GÖMLEK GİYMİŞ OLURLAR!

Yine önüme düştü bir kıssadan hisse...

Acaba hangimiz üzerine çıkaracak bu konudan bir hisse...

Aslında vurgulamak istenen aklımıza düşse...

Belki de bu konu hakkında yaparız beste.

O zaman önce okuyalım, sonra tâbi tutalım teste...!

Padişah yolun ortasına büyükçe bir taş koyuyor.

Diyor ki; bakalım bu taşı görenler ne yapacak...

Bekliyor...

Önce Vezir geliyor, taşı görüyor ve Sultanımla konuşayım, yolun ortasında ki taşları kaldıracak bir kadro kuralım, ya da birini alalım, çalıştıralım diyor. Yani kendisi kaldırmıyor taşı, bir başkasına kaldırtma çabasına düşüyor.

Sonra Komutan geliyor, vezirle konuşalım da, bu taşı buraya kim koyduysa bulalım ve ceza yazalım diyor. Komutan da ceza yazma peşinde !

Şair geliyor, taşa bakıyor ve taşa şiir yazıyor. O da marifetini konuşturma çabasında.

Sonra köylü geliyor; sırtında taşıdığı küfeyi indiriyor ve yolun ortasında gördüğü taşı "Ya Allah Bismillah" diyerek yolun kenarına kaldırıyor. Küfeyi tekrar sırtına alıyor, tam gidecekken, taşı kaldırdığı yerde bir kese görüyor. Alıyor eline keseyi, açıyor içinde bir sürü altın ve bir de not yazılmış kâğıt var. Okuyor yazılı notu. Sultan şöyle yazmış. "Bu kesenin içindeki altınlar elini taşın altına koymasını becerenler içindir."

"Elini taşın altına koyma" işi buradan çıkmış yani...

Ama gerçek şudur ki;

İnsanlar yolun ortasındaki taşı kaldırmadıkça...

Kalplerinin içindeki taşları, akıllarının içindeki taşları, hayatlarındaki taşları ayıklamadıkları sürece güzelleşemiyorlar.

Evet bu kıssadan o kadar çok hisse çıkarabiliriz ki...

Meselâ...

Seçilmişleri masaya yatıralım.

Bir köye ya da mahalleye muhtar...

Bir beldeye, il yada ilçeye belediye başkanı

Bir sürü sektör temsilcisi, oda başkanı, spor kulübü yöneticisi seçiyoruz.

"Ateşten gömlek giyme" ya da "Ağrımayan dişine kerpeten vurma" tâbiri vardır hani...

O kadar zor görevlere talip olur ve seçilirler ki...

İşte bunlar taşın altına elini koyanlardır...!

Seçimle gelinen bu görevler Allah rızası gözetilerek yapılırsa, mükafatı Allah tarafından verilir. Halkta aldığı hizmetten dolayı; hizmeti yapanı ömür boyu takdir eder.

Hizmet Allah rızası için yapılmalıdır.

Bulunduğu makâmın hakkını verenler, yani taşın altına elini koyanlar, "Halka hizmet Hakka hizmettir" düsturunu benimserler.

Çünkü bilirler ki...

Hangi konumda olurlarsa olsunlar...

Bulundukları "MAKAMLAR GELİP GEÇİCİDİR."

| Bu haber 1836 defa okunmuştur.