Dini bayramlarımızın ilki olan Ramazan Bayramına kavuşmuş olmanın mutluluğunu, sevincini, huzurunu hep birlikte yaşıyoruz. Ramazan boyunca yüce dinimizin emrettiği şekilde oruç, namaz, fitre ve zekat ibadetlerimizi yapmaya çalıştık. Buna mukabil bayram etmeyi hak edenlerden oluruz İnşallah.
Günümüzde bayramla birlikte fırsat bu fırsat deyip çeşitli tatil beldelerine veya yurt dışı turlarına katılarak bir nebze de olsa büyük şehir stresinden ve gürültüsünden uzaklaşmak isteyenler çoğunlukta. Tabii ki büyüklerinin ellerini öpmeye gidemeyenler telefonla veya mesajla bayram kutlamasını ihmal etmiyorlar en azından.
İnebolu’da eskiden bayramlar nasıl yaşanırdı sorusuna cevap bulmak için marangoz Fahri Balta abimin dükkanına gidip kendisiyle 1 saat kadar sohbet ettim. İlgi ve alakasına teşekkür ediyor, kendisine sağlıklı ve hayırlı ömürler diliyorum.
Anlatılanları aynen aktarıyorum:
Bayramın birinci günü aile büyükleri dede, nine, bizim evde olduğu için misafir beklerdik. Akrabalar, konu komşu el öpmeye gelir önceden hazırlanan yemekler, börekler tatlılar gelen misafirlere ikram edilirdi. Gün boyu gelen giden devam ederdi.
Bayramın ikinci günü Patriyoz’un (Karadeniz Mahallesi) bayramıydı. Halamın evine giderdik. Saatçi Hasan Ersoy’un anneannesi benim halamdır. Orada da her evde olduğu gibi ikramlar göz kamaştırırdı. Caminin yanında insanlar toplaşır hoş sohbet ederdi.
Bayramın üçüncü günü Boyran bayramıydı. Boyran Bayramı çok güzel geçerdi. Şimdiki Belediye Düğün Salonunun olduğu yer Gazhane idi. Orada Çarkıfelek gibi oyun tablaları konur, çocuklar parayla bu çarkıfeleği çevirir ve çeşitli oyuncaklar kazanırdı. Şimdiki halı sahanın olduğu yere Dolapçı Yaşar dönme dolap kurardı. Bu dönme dolap insan gücüyle döndürülürdü. Çocukların bayramdaki en büyük eğlencesiydi. Yine köylerden eşeğini ve atını süsleyerek getirirler, küçük çocukları eşeklere, biraz büyük çocukları atlara bindirip Kızılkara çayına kadar gezdirirlerdi. Gün boyu bu eğlence sürüp giderdi. Bayramın tadını çocuklar çıkarırdı. Çocuklar babalarının yaptığı dev uçurtmaları keyifle uçurur, gökyüzü şenlenirdi. 3. bayram günü Boyran’da dolu dolu geçerdi.
4. bayram ölenler bayramıydı. Herkes mezarlıklara gider, ölen büyüklerinin ruhuna Fatihalar okur, dualar ederdi.
Kaymakam, Belediye Başkanı, protokol üyeleri halkla birlikte bayramlaşmayı eski belediyenin avlusunda yapardı. Orada fıskiyeli bir havuz vardı. Havuzun etrafında bayramlaşma olurdu, sohbet ve muhabbet edilirdi.
Günümüzde de bu bayram geleneklerinin bir çoğunun halen yaşatıldığını, büyüklerin ziyaret edildiğini, birlik ve beraberlik örneği pilav günü etkinliklerinin devam ettiğini memnuniyetle görüyoruz, bundan sonra da artarak devam etmesini diliyoruz.
Dargınların barıştığı, birlik ve beraberliğin, yardımlaşma ve dayanışmanın en üst seviyelere ulaştığı bir Ramazan Bayramı geçirmek dileğiyle tüm okuyucularımın bayramını kutlar, sağlık ve mutluluklar temenni ederim.