İnternet ortamında İnebolu Limanı ile ilgili bir şeyler araştırırken Levent Zihnioğlu’nun www.safalan.com isimli sitesinde “Kastamonulu birbirini sevmiyor” başlığıyla kaleme aldığı Mehmet Yaman’la yapılan bir röportajdan ilgi çeken kısımları okuyucularımla paylaşmak istedim.
Röportaj yapılan Mehmet Yaman Kastamonu’da köklü bir aileden gelen uzun yıllar eğitim, ticaret ve siyasetle uğraşmış biridir. Mehmet Yaman’ın Kastamonu ve Kastamonulular ile ilgili tespitlerini aynen kendi anlattığı gibi aktarıyorum:
Kastamonu kalkınması sadece iki şeyle başlatılabilir. “İnebolu Limanı ve Karadeniz Sahil Yolunun bir an evvel yapılması.” Bu iki şey gerçekleşirse ancak başlangıç noktasına gelinebilecektir.
Mehmet Yaman’a göre İnebolu Limanı ve sahil yolu hakkındaki düşüncüler 1987 yılında Vehbi Koç ile yaşadığı bir anekdot sonucu şekillenmişti. Koç bayilikleri ile gelişen dostluk sonucunda Vehbi Bey Kastamonu’ya gelmiş ve Yaman ailesinin konuğu olmuştu. Vehbi Bey bu ziyaret sırasında Mehmet Yaman’a şöyle demişti: “Beni İnebolu’ya götürün!”
Mehmet Yaman devamını şöyle anlatıyor: “İnebolu’ya gitmek isteyince şaşırdım. İnebolu’ya gidince sordum, neden İnebolu’ya gelmek istediğini. Vehbi Koç geliyor diye herkes hazırlık yaptı İnebolu’da. Geziyoruz İnebolu’yu. ‘Ben burada bir otelde kalıyordum 1919-1920 yıllarında. O oteli bulun bana, dedi. Oteli bulduk, otel harabeye dönmüş. Peki ne yapmaya geliyordunuz İnebolu’ya dedim. Ben ithalat yapardım. Ve mallarım buraya gelirdi.’ O yıllarda Türkiye’nin bütün malının İnebolu’ya geldiğini, o kadar kötü yollarına rağmen oradan Anadolu’ya dağıldığını öğrendim. Ve dedim ki İnebolu Limanı eski haline dönerse Kastamonu’ya bir şeyler olur. Çocukluğumda hatırlıyorum 50’li, 60’lı yıllarda Kastamonu’da Dodge, Desoto, Ford bayisi vardı. Şimdi ise otomobil firmalarına bayilik almak için gittiğinde vermiyorlar. O dönemde Kastamonu ve İnebolu’da gemi acenteleri vardı. Kastamonu’ya yetişen buğday yetiyordu. Hayvancılık para kazanıyor, ormancılık çoğu köylüye geçim kaynağı oluyordu. Kastamonu’da ayakkabı fabrikası, İnebolu’da gazoz fabrikası, Tosya’da elma suyu fabrikası, tele fabrikası, dokumacılık var. Bunlar neden var, İnebolu limanı işliyor ve oradan gelen mal geçişleri var. Tüccarlar geçiyor. Mutlaka Kastamonu’da İnebolu’da yatıyor, barınıyor, konaklıyor. Mal alıyor satıyor. Dolayısıyla yol güzergahı olması dolayısıyla Kastamonu da işliyor. Peki şimdi Türkiye’nin şartları ne? Ne yapmak lazım? Yol yapmak lazım, limanı işletip bağlantı yolları yapmak lazım. Sonuçta ben herşeyi İnebolu Limanına bağlıyorum. Şimdi çok büyük bir şans var. Karadeniz Otoyolu. Bu yol ile birlikte İnebolu Limanı da büyütülürse korkunç güzel şeyler olur.
Mehmet Yaman’ın tespitleri bu kadarla bitmiyor. Hepsini yazmaya kalksam buraya sığdıramam.
İşin özü, bir memleketin kalkınması önce kendi içimizde birlik ve beraberliği sağlamaktan ve birbirimizi sevip sayarak yaşamayı öğrenmekten geçiyor.
Gerçekten öğünecek şanlı bir tarihimiz var. Ecdadımızın alın teriyle aldığı bir İstiklal Madalyamız var. Geçmişi unutmadan, geleceğe sağlam adımlarla yürüyüp ilçe olarak hak ettiğimiz yerlere ulaşabilmemiz için çok çalışmalı, üretmeli ve ecdadımızdan aldığımız bayrağı gelecek nesillere en tepede teslim etmeliyiz.