Kalkınma ve gelişim güven ortamında mümkündür. Bölgesel kalkınma için ilgili kurumlar ve muhatap insanlar arasındaki iletişim sağlamlaştırılmalı ve yöre insanına güvenilip, destek verilerek taşın altına elini koyması sağlanmalıdır. Karşılıklı güven ve verimli iletişim sağlanabilirse gizli kabiliyet ve sermaye harekete geçirilerek yeni atılımlar gerçekleştirilebilir.
Yöre insanına güven, gizli kabiliyetin ortaya çıkması ve yeni atılımlar gerçekleştirmek demişken bu haftaki köşemde “İSTANBUL’DA YÖRE KÜLTÜRÜMÜZÜ YAŞATMAKTAN” bahsetmek istiyorum.
İstanbul’da yaşayan ve geçimini temin eden, ama İnebolu ile bağlarını hiç koparmayan iki arkadaş Saim GÜREL ve Mustafa KARATAY hafta başında işyerime gelerek ziyaretimde bulundular. Ziyaretin amacı İnebolu kültürünü İstanbul’da yaşatabilmek için neler yapabiliriz konusu ile ilgili Ar-Ge çalışması yapmak, görüş ve düşünceleri paylaşmak ve fikir alışverişinde bulunmaktı.
Arkadaşların İnebolu sevdasını çok iyi bildiğim için, çabalarını takdirle karşılıyor, sonuna kadar desteklediğimi tekrar buradan ifade etmek istiyorum.
Arkadaşlar amaçlarının öncelikle İnebolu kültürünü İstanbul’da yaşamak ve yaşatmak olduğunu, İneboluluyum diyen herkese ulaşarak, hizmet etmeyi hedeflediklerini, kâr etmeyi, para kazanmayı ikinci plana attıklarını ifade ettiler.
İnebolu yöresel ürünlerinin talep gördüğü bir İstanbul piyasasında ilave ürünlerle, sezonu geldiğinde kestane, kanlıca mantarı, ıspıt, dağ çileği, gül reçeli, kestane balı, deli bal, kızılcık tarhanası, hamur tarhanası, İnebolu’dan gelen palamut, hamsi, kalkan balığı, İnebolu ekmeği, İnebolu pidesi ve aklımıza gelmeyen onlarca ürünün “İNEBOLU’dan geldi” sloganıyla talep göreceğini ve iyi bir pazarının olduğunu düşünüyorum.
Zaten yıllardır İnebolu’da yetişen ve üretilen ürünleri haftanın belirli günlerinde kamyonlarla İstanbul’a götürüp oradaki çeşitli pazarlarda sadece İstanbul’daki İneboluluların değil herkesin hizmetine sunan, tonlarca doğal ve yöresel ürünlerin toplanması ile İnebolu ekonomisine değer katanları da takdirle karşılıyor, hayırlı işler diliyorum.
Yine İstanbul’da faaliyet gösteren İnebolu derneklerinin de çeşitli projelerle İnebolu’ya ve köylerine hizmet etme çabasında olduklarını görüyor her birini ayrı ayrı kutluyorum.
İstanbul’daki İneboluluların birlik ve beraberlik içerisinde olduklarını görmek, memleketlerine hizmet etmek için birbirleri ile yarıştıklarını duymak bizleri inanılmaz mutlu eder. Çünkü hepimizin nüfus kağıdında İNEBOLU yazıyor olması ortak paydamızdır.
ORTAK SEVDAMIZ İNEBOLU’dur.