Geçen hafta yayınlanan Yeni İnebolu Gazetesinin “İnebolu Turizm Anlamında Gelişemiyor” başlıklı bir haberi tüm okuyucularımızın dikkatini çekmiştir.
Haberin içeriği aynen şöyle:
Kastamonu Kent Konseyi’nin 13. Olağan Genel Kurul toplantısında Kastamonu milletvekili Murat Demir bir konuşma yapıyor, konuşmasında hitap ettiği kesimin tatil için başka illere gitmek yerine Kastamonu’nun sahil ilçelerinin kalkındırılmasının gerektiğine dikkat çekerek şu ifadeleri kullanıyor:
“15-20 dakika fazla yol gidelim Cide'ye, Doğanyurt'a, Abana'ya, Çatalzeytin'e gidelim. Önce biz kendimizi kalkındıralım. Sahil ilçelerimizde muazzam bir yoğunluk var. Ulaşım konusunda belli sıkıntılar olduğu doğrudur. İlçelerimizi il merkezimize bağlayan yollarımızda biraz iyileştirmeler yaparsak belli sorunları kısmen de olsa çözmüş oluruz. Artan nüfusa paralel olarak bizim de yatırımlarımızı hızlandırmamız gerekiyor. İnebolu ilçemizde geçmişten gelen bir sıkıntı var. Dışarıdan İnebolu'ya gelen misafirlerimiz bu sıkıntıları görüyorlar ve tepki gösteriyorlar. Bu yüzden İnebolu turizm anlamında gelişemiyor. Yerel yönetimler olarak bakışımızı değiştirmemiz gerekiyor. Diğer ilçelerimiz özelikle yaz aylarında nüfusunu 10'a, 15'e katlarken İnebolu bunu yapamıyorsa biz kere düşünülmesi gerekiyor. Bazı eksikliler var. Kurumlarımız çalışarak eksiklikleri gidermeye çalışıyor. Lakin turizm konusunda en ciddi sıkıntı fırsatçılık yapılmasıdır. Antalya'nın fiyatlarının üzerinde bir fiyat bizim ilçelerimizde ortaya çıkıyorsa bir sorun var demektir. Böyle fırsatçılar ortaya çıktığı zaman turist gelmiyor diye dövünmenin de bir anlamı yok. Sezon başlamadan önce belediyelerimiz, ilgili kurumlarımız bir araya gelerek sorunlara köklü çözümler üretmeli ve gelen misafirleri kaçırmayacak radikal kararlar almalıdır.”
Turizmde geldiğimiz noktayı sayın vekil kısaca özetlemiş. İnebolu dışındaki diğer sahil ilçeleri nüfusu 10’a, 15’e katlarken, İnebolu’ya gelen misafirlerin bu sıkıntıyı gördüklerini ve tepki gösterdiklerini söylüyor.
Demek ki başımızı öne eğip, kendimize çeki düzen verme zamanı gelmiş. Acil eylem planıyla İnebolu turizmini kurtarmak şart olmuş.
Hatta önlemi alınmazsa öyle bir duruma geliyoruz ki, Sayın Vekil kendi ilçelerimizi kalkındıralım, tatile başka yerlere gitmek yerine Cide, Doğanyurt, Abana, Çatalzeytin’e gidelim diyerek (İnebolu’nun adını zikretmeyerek) turizm yöresi, tatil kenti olmaktan da çıkıyoruz, belki de çıktık, kaderimizle başbaşa kaldık. Acil olarak çözüm üretmezsek İnebolu turizmi için tehlike çaları çalıyor diyebiliriz.
Turizmde en ciddi sıkıntı fırsatçılık yapılmasıdır ve Antalya’nın üzerinde bir fiyat bizim ilçelerimizde de ortaya çıkıyorsa, fiyatları da acil olarak aşağıya çekelim ki turist gelsin.
İnebolu’ya dışarıdan gelen yerli ve yabancı tüm misafirlerimizin başımızın üstünde yeri var. Misafirperverliğimizi en üst seviyede gösterip, tekrar gelmeleri için elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız. Benim gibi düşünmeyen ticaret erbabı ya da turizm sektörünün çalışanları lütfen esnaflık yapma ilkelerini öğrensinler ve uygulasınlar.
Misafirlerimiz olağanüstü bir fırsatçılıkla karşılaştıklarında lütfen haklarını sonuna kadar arasınlar. İlgili kurumlar gereğini mutlaka yapacaktır. Hakkımızı aramayıp sağda-solda yorum yapmak hiç kimseye fayda sağlamayacaktır.
Yılın 12 ayı, 365 günü, 4 mevsimi İnebolu’da yaşıyor, kışının çilesini çektiğimiz gibi, yazının sefasını süremiyoruz. Çünkü çalışıyoruz, hizmet ediyoruz. Bundan da şikayetçi değiliz. Fırsatçılık yapan bir iki esnafın yüzüne tüm İnebolu’da ticaret yapmaya çalışanların lekelenmesine asla müsaade etmeyiz ve etmeyeceğiz.
Turizmi bacasız fabrika gibi görüyor ve güneşin denizden doğup denizden battığı İstiklal Madalyalı tek ilçe İnebolu’ya tüm misafirleri bekliyoruz.