İnebolu Çarşısının 1881 ve 1885 yıllarında iki büyük yangın geçirdiğini;
1885’teki yangından sonra Kastamonu Valisi Abdurrahman Nurettin Paşa’nın yanında getirdiği Vilayet Başmühendisi Baronoveski’ye İnebolu Çarşısı için yeni bir plan çizdirdiğini;
Çizilen plana göre ahşap yerine kagirden yapıldığını;
Tamamı denize bakan caddelerinin genişliğinin 6-7,5 metre arasında planlandığını;
Dükkanların çok ucuz ve kolay bulunan malzeme olan kereste yerine pahalı bir malzeme kagir ile inşa edilmek istenmesine çarşı esnafının karşı çıktığını;
Abdurrahman Nurettin Paşa’nın dayatması üzerine plana harfiyen uyulduğunu;
Bunun üzerine esnafın Vali Abdurrahman Paşa’nın kararından pişmanlık duyması için bedduacı kadınlar tutup, paşanın geçtiği yollarda bekletip ona beddua ettirdiğini;
Paşa’nın “Şimdi beddua edersiniz ama sonra dua edersiniz” diye karşılık verdiğini;
Nitekim kısa bir süre sonra bir dükkanda çıkan yangının diğer dükkanlara zarar vermemesinden dolayı Vali’ye dua edildiğini;
Abdurrahman Paşa’nın 9 yıllık Valilik döneminde İnebolu’ya bir hükümet konağı, tüm dükkanları ve caddeleriyle tam bir çarşı, bir cami, bir hastane, bir Rüştiye Mektebi, bir gazhane, bir medrese, 3 sübyan mektebi ve bir ilkokul inşa ettirdiğini;
İnebolu’nun 1880’li yıllarda önemli bir ticaret merkezi olarak kayıtlara geçtiğini;
Çorum, Çankırı, Kastamonu ve Bolu havalisinde üretilen ürünlerin Avrupa pazarına İnebolu’dan nakledildiğini;
Haftada 4 vapurun ticari amaçla İnebolu’ya uğradığını;
Vapurların kıyıya yanaşamayıp açıkta demirleyerek ticaret mallarının kayıklarla vapurlara taşındığını;
Denizin fırtınalı olduğu dönemlerde ticaretin sürekli aksadığını;
Vali Sırrı Paşa tarafından bir liman inşaasının gerekli olduğu;
Padişah İkinci Abdülhamid’in teşvikleriyle 1882 yılı sonlarında liman inşaasının başladığı;
Aşama aşama devam edip birinci kısım limanın hizmete açılmasıyla haftada 4 vapurun uğradığı İnebolu’ya günde 8 vapurun gelmeye başladığını;
İskenderiye’ye yılda 1 milyon okka elma, Marsilya ve Barselona’ya her 15 günde 14 bin sandık yumurta (Her sandık 1500 adet) ihracatı yapıldığını;
1884 yılında Anadolu’nun ilk Frengi Hastanelerinden biri olan İnebolu Frengi ve Gureba Hastanesi’nin açıldığını, hastaneye devrin en uzman frengi doktorlarının atanarak bölgede frengi hastalığının kökünün kazandığını;
1886 yılında İnebolu’da kadastro ve şehir planı çalışması yapıldığını;
1890 yılında İnebolu’da un fabrikasının faaliyette olduğunu;
1894 yılındaki nüfus sayımında İnebolu merkez nüfusunun 15 bin civarında olduğunu, bu nüfusun 1811’ini Rumlar’dan oluşan gayrimüslümlerin oluşturduğunu;
1880 yılında Viktorya adıyla İstanbul’da açılan ilk lokantanın sahibi Abdullah Efendi’nin İnebolulu olduğunu;
1905 yılında İnebolu’da Ticaret Lisesi açıldığını;
1918 yılında Belediye Başkanı Karagülleoğlu Hüseyin Efendinin girişimleriyle İnebolu’ya elektrik getirildiğini; O tarihlerde değil, diğer ilçelerde Kastamonu’da hatta Samsun’da bile elektriğin olmadığını;
1922 yılında İnebolu’da kurulu tiyatro ekibinin müsamereleriyle halkın eğlence kaynağı olduğunu;
1928 yılında İnebolu’da 38 kişilik kadrosuyla tam teşekküllü bando mızıka takımı bulunduğunu;
Adına İnebolu halkı tarafından anıtmezar yaptırılan ilk tıp şehidi, Dr. İsmail Hakkı Ayaroğlu’nun varlığını;
1911 yılında İnebolu’da Osmanlı Bankasının bulunduğunu;
İnebolu’da Mondros Mütarekesi’nin kışkırttığı Rumlara karşı Türklük bilincini yaymak üzere 1918 yılında “İnebolu Gençler Mahfeli” adında bir cemiyetin kurulduğunu;
Kurtuluş Savaşı yıllarında İnebolu civarında genç yaşlı, kadın erkek, çoluk çocuk herkesin topyekün milli mücadeleye katıldığını, fakat Civa Hüseyin ve Kel Raif adında iki haydudun eşkıyalık faaliyetinde bulunduğunu; İnebolu’dan Ankara’ya doğru yola çıkan 40 subayı ve ailelerini Çuha Doruğu mevkiinde soyduklarını; Akabinde yakalanarak İnebolu’da kurulan Mustafa Necati Bey idaresindeki İstiklal Mahkemesi heyetinin verdiği idam kararı sonrası Yahya Paşa Camii (Orta Cami) önünde idam edildiklerini;
Dünya çapında bir bilim adamı ve Türkiye Bilimler Akademisi Şeref Üyesi Farmakoloğumuz Prof. Dr. Oğuz Kayaalp’in İnebolulu olduğunu;
Bu Vatan Kimin şiiri ile ünlü Orhan Şaik Gökyay’ın ve Tutunamayanlar romanı ile ünlü Oğuz Atay’ın İnebolu doğumlu olduğunu;
Biliyor muydunuz?