Güzel İnebolumuzun güzel insanlarına soruyorum? Kaçıncı sınıf insan olduğunuzu biliyor musunuz? Peki merak ediyor musunuz? Ya da o kadar önemli mi diyorsunuz?
Toplumu bire bir ilgilendiren sorunları gördüğüm, duyduğum veya yaşadığım anda okuyucularımla paylaşmanın sorumluluk bilinciyle hareket ediyor ve herkesin aynı duyarlılıkta olmasını bekliyorum.
Geçtiğimiz günlerde İnebolu’daki bankalardan birine gittim. Bankanın bana verdiği kredi kartıyla sıra numarası aldım. Benden önce sırada 3 kişi vardı. Aktif halde olan iki bankonun birinin önünde bankaya girdiğimden beri 2 kişi işlem yaptırıyordu ancak işleri bir türlü bitmiyordu. Diğer bankoda sıra numarası yanıyor benden önce orada bulunan 3 kişi sırayla işini bitirip bankadan çıkıyordu. Tam sıra bana geldi derken içeri biri girdi. Cart diye kartından sıra numarası aldı. Daha oturmadan onun sırasının geldiği gerçeğine şahit oldum. Ben bankadan içeri gireli yaklaşık 20-25 dakika olmuştu. Benden çok sonra gelip hemen sırası gelen vatandaşın bankanın hatırlı müşterisi olduğunu düşündüm bir an. 5-6 dakika sonra bankaya bir kişi daha girdi. Kartıyla cart diye sıra numarası almasıyla sırasının gelmesi bir oldu. Ağzım açık kaldı. Sinir kat sayım tavan yaptı. Maalesef bankanın gözünde 3. Sınıf vatandaş olduğumu anladım.
Peki ne yapılmalıydı? Koskoca bankanın sistemini değiştirmeye gücümüz yetmeyeceğine göre kaderimize razı olmaktan başka yapılacak hiçbir şey yoktu.
İnsanları sınıflandıran, ya da insanların arasında ayrımcılık yapan bankalarda hemen hemen her gün benim durumuma düşen onlarca insanın olduğunu, herkesin psikolojisinin aynı olmadığını, sinirlenip “Bir daha bu bankaya adım atarsam ayaklarım kırılsın” diyenleri, beddua eden yaşlı teyzeleri, bankayla zaten az olan ilişkisini tamamen bitirenleri, benim zaten acelem yok sıcak sıcak oturup bekliyorum diyerek kaderine razı olanları, gittiği bankanın hatırlı müşterilerinin kimlik bilgilerini bir şekilde ele geçirip öncelikli sıra alan uyanıkları, dinsizin hakkından imansız gelir mantığıyla insanların üçkağıtçılığa itildiğini görüyorum.
Biraz araştırdığımda İnebolu’da bir bankanın ise kapıdan giren herkese sırayla numara verdiği, insanları sınıf sınıf ayırmadığı ve kendi müşterilerinin ise farklı bir birimde işinin görüldüğü bilgisine ulaşıyorum. Olması gerekenin bu olduğunu ifade etmeye çalışıyorum. Herkesin çok paralı iş adamı olması mümkün değil. Herkes potansiyel bir esnaf veya tüccar olamaz. Köylü, kasabalı, işçi, memur, emekli, öğrenci, ev hanımı, genç yaşlı, her insanı sınıflandırarak ayrım yapıldığını hissettirmektense özel müşterileri farklı bir şekilde mutlu etmenin çaresine bakılmalı.
NOT: 1 Ocak 2017 tarihinden itibaren ülke çapında Nüfus Müdürlüğünde verilmeye başlanan çipli kimlik kartları İnebolu Nüfus Müdürlüğünde de yetersiz personel ile verilmeye çalışılıyor. Yoğunluğu ve birikimi engellemek için takviye personel gerekliliği aşikardır.