Hani benim Recebim Recebim
Sarı lira vereceğim
Almazsan
Karakola gideceğim…
Ülke genelinde hemen hemen herkesin duyduğu, bildiği, diline doladığı, ünlü sanatçıların klibini çektiği “gemilerde talim var, bahriyeli yârim var” isimli türkünün İnebolulu Sarı Recep tarafından bestelendiğini biliyor muyduk?
Peki sarı lakaplı Recep Güray’ı tanıyor muyuz?
Kıydıvanın kızları türkümüzü Türkiye’ye duyuran, İnebolulu olmakla gurur duyan Orhan Dağlı’yı biliyor muyuz?
Değerlerimize sahip çıkıyor muyuz?
İsimlerini yaşatmak için caddeye, sokağa yada parka adlarını veriyor muyuz?
Kültür ve sanat programlarında İnebolu türkülerine yer veriyor muyuz?
Bu türküleri yıllarca radyolarda seslendiren sarı Recep ve Orhan Dağlı isimlerini anıyor muyuz?
Her yörenin kendine has türküleri vardır genellikle kimden aktarıldığı belli olmayan dilden dile dolaşan halk şiiri şeklinde anonim eserlerdir. Bunun yanında söyleyeni belli olan eserlerde vardır. Sılaya duyduğu özlemi, kederini sevincini sevdasını ve hayata bakış açısını ezgilere döküp türkü haline getirip yöre kültürüyle harmanlayan sanatçılarımız sarı Recep ve Orhan Dağlı’yı tanıyalım.
Sarı Recep 1938 yılında İnebolu’da kahvehane işletirken bir taraftan bağlama çalıp yöre türkülerini söyler, sesinin güzelliği ve bağlama çalmadaki ustalığı ve özellikle İnebolu yöresine ait türküleriyle 1940 yılında Ankara Radyosuna Muzaffer Sarısözen tarafından davet edilir. Radyo yayınlarında sürekli bağlama sanatçısı olarak görevlendirilir. Sarı Recep nota bilgisi olmadığı halde çok iyi müzik kulağının olması sonucu Ankara Radyosunda başarılı bir performans sergiler. İnebolu türkülerinden birini de yavrum birini, çayırda buldum seni, indim dere beklerim, Pınarbaşı burma burma, hep beraber başlayalım, çifte çıkar martinimin dumanı ve hani benim recebim gibi türküleri sürekli radyo programlarında söyleyerek İnebolu adını ve türkülerimizi Türkiye’ye dinletmiş ve tanıtmıştır.
Orhan Dağlı ise babasının memuriyeti dolayısıyla 1930 yılında İnebolu’da doğmuş, İnebolu İsmet Paşa İlkokulunu bitirmiş, İnebolu’yu öz memleketi kabul etmiş, İnebolu kahvelerinde bağlama ve kemane çalanları görerek halk müziğine ilgi duymuş ve birazda çalmayı öğrenmiştir. 1946 yılında babası Ankara’ya tayin olur, halk müziği sevdası devam eden Orhan Dağlı, Ankara’da İnebolulu Sarı Recep’ten bağlama dersleri alır ve 1949 yılında Ankara Radyosu bağlama sanatçısı sınavını kazanır. İnebolu Tezenesini Sarı Recep’ten çok iyi öğrenmiş ve İnebolu köy kaşık havası, İnebolu şeker oğlanı, kıydıvanın kızları, yokuşu çıktım terledim adlı türküleri derleyip TRT Türk Halk Müziği repertuarına kazandırmıştır. Hem Ankara radyosu hem de İstanbul Radyosunda özellikle İnebolu türkülerini çalıp söyleyen saz sanatçısı olarak isim yapmıştır. Her zaman İnebolulu olmakla övünen bizzat tanışmaktan ve sohbet etmekten onur duyduğum Orhan Dağlı 13 Nisan 2012’de vefat etmiştir.
Orhan Dağlı ve Sarı Recep Güray gibi değerleri rahmet ve minnetle anıyor, isimlerinin unutulmamasını temenni ediyorum.
NOT: 7 ay gibi kısa bir sürede Kastamonu’ya hizmet gayretiyle, ayak basmadık yer bırakmayan, farklı bir devlet adamı olduğunu yedisinden yetmişine herkese gösteren daha önce pek şahit olmadığımız şekilde ilçemizi de ziyaret edip halkın sorunlarını dinleyen, çözüm üretmeye çalışan Kastamonu Valisi Mesut Yıldırım’ın emekli olmasını üzüntüyle öğrendik. Kendisine yeni yaşamında sağlık, mutluluk ve huzur diliyorum.