Bazı yemeklerin üzerine dökülen domates, salça ve baharatla yapılan terbiyeden bahsetmeyeceğimize göre, açık denizlerde uluslararası yardım sinyali olarak kullanılan kelimeyi (S.O.S.) kastettiğimiz anlaşılmıştır herhalde.
Hatta bu kelimenin “mecazi anlam” ifade ettiğini de belirtmeye gerek görmüyorum.
Doğduğumuz, doyduğumuz, her şeye rağmen yaşamak zorunda olduğumuz İnebolu’da, karşı karşıya kaldığımız pek çok sıkıntıyı bir kenara bırakıp sadece SOSYAL YAŞAM konusunda bir şeylerin yapılması gerekliliğini ifade etmek istiyorum.
Hepimiz günlük koşuşturmacalardan, iş hayatından, stresten sıyrılabildiğimiz vakitleri ailemizle en mutlu nasıl değerlendirebiliriz telaşına düşüyoruz.
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımın hatırımdan çıkmayan serzenişi aslında İnebolu’nun geldiği noktayı gözler önüne seriyor. “ Ailece değişiklik olsun diye kahvaltı yapmaya, çocukları eğlendirmek için aqua parka Abana’ya gidiyorsak, hatta piknik yapmak için bile Abana’yı tercih ediyorsak, sinema için Kastamonu’ya gitmek zorunda kalıyorsak, gitmişken alışverişimizi de oradan yapıyorsak İnebolu’da sosyal hayatı canlandırma adına acilen bir şeyler yapılması gerekiyor.”
Evet gerçekten İnebolu’da son yıllarda “hafta sonu Kastamonu’ya gittim, sanki bütün İnebolu oraya taşınmış, nereye gittiysem İnebolulu birileriyle karşılaştım” cümlesini de çok duyar olduk.
Aslına bakarsak insanların özgürlüğünü kısıtlamak gibi bir derdimiz yok.
İnebolu’da yaşayanların Abana’ya, Bozkurt’a, Kastamonu’ya gitmesi kadar doğal bir şey olmadığı gibi, Kastamonu’da yaşayanların İnebolu’ya bir deniz havası almaya veya balık yemeye gelmesi, Abana, Bozkurt, Doğanyurt halkının İnebolu’ya pazara ya da alışveriş yapmaya gelmesi gayet doğal karşılanmalı.
Bizim asıl derdimiz İnebolu’da sosyal yaşam alanlarının çoğalması olmalı.
Ailece oturulabilecek, dinlenilebilecek, hatta eğlenilebilecek yerler oluşturulmalı.
70’li yıllardaki gibi sinemalarıyla, canlı müzikli çay bahçeleriyle cıvıl cıvıl bir İnebolu’ya kavuşmak için projeler üretilmeli.
İnsanlar başka yerlere gitmek zorunda bırakılmamalı.
Gidişat gerçekten iç açıcı değil.
İnebolu’da ekmeğini kazanan insanları burada tutmak için çeşitli imkânlar sunulmalı, el birliğiyle halkımızı mutlu edecek mucizevi formüller arayışına bir an önce girilmeli…