Milli mücadele yıllarıydı…
Ülkemizin işgal edilip paylaşılmaya çalışıldığı o kara günlerde çoluk-çocuk, genç-yaşlı, kadın-erkek binlerce İnebolulu bu kötü gidişe dur demek ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni inşa etmek için canla başla mücadele etmişti…
Savaşın demir ve kanla yürütüldüğü gerçeğini Kahraman İnebolu halkı çok iyi biliyordu…
Kurtuluş Savaşı’nın demiri, yani cephanesi deniz yoluyla İnebolu’ya vatanını ve milletini seven bölge halkının üstün gayretleriyle İnönü, Sakarya ve Dumlupınar cephelerine ulaştırılıyordu.
Kayıtlara göre sadece 233 deniz subayının ve 5 ton üzeri yük taşıyan 28 geminin bulunduğu gerçeğinin yanı sıra yüzlerce yiğit İnebolu denizcisinin ve kahraman İnebolu halkının hesaba katılmadığı ortadaydı.
Kazım Karabekir Paşanın 15. Kolordusunun doğudaki zaferi sonrası mevcut savaş malzemeleri batı cephelerine taşınmak üzere Doğu Karadeniz limanlarından deniz yoluyla İnebolu’ya getiriliyordu.
İnebolu’nun İstiklal Madalyası ile ödüllendirilen kahraman kayıkçıları irili ufaklı denk kayıkları ile sadece Kurtuluş Savaşı’nın cephanelerini değil, aynı zamanda bağımsızlık, hürriyet ve ulusal onur ateşini de taşımışlardı.
İnebolulu kayıkçılar 3 yıl boyunca iskele olmadığından dolayı alargadaki gemilerden aldıkları cephane sandıklarını sahile tahliye işini fırtınalı havalarda bile dev dalgalara göğüs gererek başarmış ve Ankara hükümeti tarafından kendilerine verilmesi kararlaştırılan parayı kabul etmemişlerdi.
Onlar sayesinde Atatürk “Gözüm Sakarya’da, Dumlupınar’da, kulağım İNEBOLU’da” diyebilmiş ve İnebolu’nun o yıllardaki önemini tüm dünyaya haykırmıştı.
Türk İstiklaline demir ve kan taşıyan ana arter İnebolu’ydu.
Deniz yolu ile cephane sevkiyatının yanı sıra işgal altındaki İstanbul’dan İnebolu’ya kaçabilen yüzlerce gönüllü Kuvayı Milliyeci de “İstiklal Yolu” olarak bilinen İnebolu-Kastamonu-Çankırı üzerinden Ankara’ya ulaşıyordu.
Evet o günlerde ülkemizi bölmeye ve parçalamaya niyet etmiş dış güçler amacına ulaşamamış büyük zayiatlar vererek ülkemizi terk etmek zorunda kalmışlardı.
Birlik ve beraberliğin minimum seviyeye indiği, iç karışıklıkların baş gösterdiği, halkımızın birbirine düştüğü her dönemde fırsat kollayan düşmanların boş durmayıp ülkemiz üzerinde çeşitli senaryoları yazıp oynadığını görmekteyiz.
Yıllardır terörü başımıza bela edip, güçlü Türkiye hedefine zarar vermek isteyen emperyalist güçlerin amaçlarına ulaşmak için her türlü adiliği yaptıklarına şahit olmaktayız.
Geçtiğimiz günlerde ülkemiz Suriye’nin kuzeybatısında “hudutlarımızda ve bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamak maksadıyla Afrin bölgesinde çeşitli isimlerle anılan terör örgütlerinin etkisiz hale getirilmesi ve dost-kardeş bölge halkının gördüğü baskı ve zulümden kurtarılması için ZEYTİN DALI harekatı” başlatmıştır.
Türk silahlı kuvvetlerinde görev alan ve bu harekata katılan tüm Mehmetçikler hepimizin kardeşi ve canıdır.
Kurtuluş savaşında kahramanlıklarıyla tarihe geçen ecdadın torunları olarak bizler İnebolu’dan Zeytin Dalı harekatına tam destek olduğumuzu ilan ediyoruz.
Dualarımızla Türk silahlı kuvvetlerinin yanında olduğumuzun bilinmesini ve bir asır önce gösterilen yiğitlik ve fedakarlık ruhunu kaybetmeden aynı şekilde taşıdığımızı haykırıyoruz.