"Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli" Şarkısındaki gibi, İnebolu sevgisini uzaktan haykıranların, özlem duyanların, anılarıyla yaşayanların farkına varıyoruz kimi zaman...
"Örükler oldu mu"
"Ganluca mantarı çıktımı"
"Bu sene palamut çok mu"
"Kestane zamanı İnebolu'ya gitmelü"
"İnebolu'ya gidip bi göveç yemelü"
"İnebolu'dan gelüken ekmeğnen helva götümeden gelme sakın" gibi cümleleri sıklıkla duyuyoruz.
Geçimini İnebolu dışında sağlamak zorunda kalan binlerce hemşehrimizin İnebolu özlemini, sadece İnebolu'ya özgü tadı,kokusu ve aroması olan yöresel ürünlerimizle gidermeye çalıştığının haykırışı olduğunu biliyor ve hak veriyoruz.
Hatta İnebolu'muzun doğası, yeşilliği, havası, suyu,iklimi, denizi ve bozulmamışlığıyla sevginin tavan yaptığını görüyoruz.
Öncelikle bu sevgiye kimsenin söyleyecek sözünün olamayacağını ifade ederek yazımın başlığını biraz açmakta fayda görüyorum.
İnebolu'muzu bir tık ileride sevmesi gerekenlerin hepimiz tarafından gayet iyi bilindiğini anlatmaya çalışıyorum.
Allah'ın yürü ya kulum dediği...
Tamamen kendi gayretleriyle, çalışma azmiyle, başarılarıyla mesafe katetmiş, kendini kanıtlamış, kurduğu firmayı uluslararası konuma getirmiş, İnebolu'lu olmasından gurur duyduğumuz ve isim isim saymasakta her biri kendi sektöründe dereceye girmiş değerlerimizden söz ediyorum.
Yine içimizden çıkmış bürokraside ve siyasi arenada söz sahibi olmuş büyüklerimizi kastediyorum.
İnebolu'da doğan her bireyin,İnebolu'da doymasını sağlamak için harekete geçme zamanının çoktan gelipte geçtiğini hatırlatıyorum.
İnebolu'nun tanınmasına, gelişmesine, büyümesine katkı verecek herkes birlik ve beraberlik içinde hareket edildiğini, ilçemizin yalnız olmadığını ve sahip çıkıldığını göstermek zorundadır artık.
Yaklaşık iki yıl önce İnebolu ticaret ve sanayi odası heyeti olarak Çanakkale'nin Biga ilçesi ziyaretimiz sırasında Biga ticaret ve sanayi odası Başkanı olan ve Doğtaş mobilya fabrikasının sahibi ve kurucusu Şadan DOĞAN'ın "Ben bu fabrikayı İnegöl'de kurmuş olsaydım, daha az maliyetle, daha karlı bir üretim yapmış olurdum ama kendi memleketime kurarak Biga'lı 1200 kişiye istihdam sağladım, ekmek verdim " ifadeleri çokgüzel bir örnek teşkil etmiyor mu?
Tabiki bu örnekler çoğaltılabilir.
Firmasını memleketinin ismiyle birlikte büyütmüş, memleketine yatırım yaparak öncü olmuş nice oluşumlar sayılabilir.
Eti markası Eskişehir'le
Güral porselen Kütahya ile
Kale bodur markası Çanakkale ile
Sabancı Kayseri ve Adana ile
Özdeşleşen isimler olarak hafızalarımızda duruyor.
Peki bizim neyimiz eksik?
Neden Cennet İnebolu'muz geri kalmışlıkla boğuşuyor?
Yatırım ve yatırımcıya aç bölgemiz insanı artık doğduğu topraklarda doymak istiyor.
İnebolu sevgisini yatırıma dönüştürecek memleket sevdalılarını bekliyor.
NOT : 1970 li yıllarda İnebolu yeni mahallede kurduğu küçük sanayi tesisinde maşon üretimi yapan geçtiğimiz günlerde yeni modern makineler ilave ederek ilk günkü heyecanla üretime devam eden ve bugüne kadar yüzlerce İnebolu'luya ekmek veren Ömer URGANCI'nın ellerinden öpüyor saygılar sunuyorum.
TİCARET BİREYLERİ, SANAYİ İSE TOPLUMU ZENGİNLEŞTİRİR.