Bunları yapmadığımız gibi yaşam sevincini sokak hayvanları ile paylaşanları hor görüyoruz...
Daha da kötüsü dışlıyor yerden yere vuruyoruz...
Neden;
Çünkü bencillik ruhumuzu sarmış...
Menfaat peşinde koşmaktan gözümüz hiç bir şey görmez olmuş...
Toplumsal duyarlılık yok olmuş...
İnsanın değeri kalmamış ki, diğer canlılara kıymet verilsin !
Seversiniz yada sevmezsiniz...
Takdir edersiniz yada etmezsiniz...
Her türlü sıkıntıya rağmen, kedileriyle köpekleriyle mutlu ve mesut yaşayan, başkalarının ne düşündüğüne hiç kafa yormayan, pek çoğumuz gibi banane demeyen bir hayvanseverden bahsetmek istiyorum...
O isim Sevim Balaban...
Onu soyadıyla belki tanıyan olmaz ama hayvansever Sevim dediklerinde herkes bilir...
Emekli olana kadar çalışmakla geçen zamanını artık sokak hayvanlarına adamış, onların karnını doyurmak, bakımını yapmak tek gayesi olmuş, bu durumu kendine iş edinmiş bir isim...
Aldığı emekli aylığının yarısını sokak hayvanlarını doyurmak için harcayan tek isim...
Bir şey istemenin çok zor olduğu günümüzde nazı geçen herkese sokak hayvanları için boyun büken yine o isim...
Bir kutu içine kıvrılıp yatmış köpek gördüğünüzde bilin ki köpeğin soğuk taşların üzerinde yatmasına gönlü el vermeyen Sevim abladır...
Sokaklarda başıboş gezen kedi köpeklerin çokluğu İnebolu'da yaşayan hiç kimsenin pek hoşuna giden bir durum değil elbette !
Bunların sorumlusu olarak Sevim abla ya da onun gibi sokak hayvanlarının önüne bir kap yemek ve bir tas su koyanlar gösterilemez herhalde...
O halde tamamen insani duygularıyla hareket eden tüm hayvanseverleri desteklememiz gerekmez mi ?
Evimizde kalan yemek artıkları bir şekilde birileri tarafından toplansa...
Sokak hayvanları başıboş dolaşmasa...
Bir kaç farklı yerde barınakları olsa...
Sevim abla gibi gönüllü insanlar planlama yapılarak toplanan yiyecekleri buraya ulaştırsa...
Çok mu zor ?
Yada çok mu maliyetli ?
Olması gereken bu değil mi ?
Başka yerlerde nasıl yürüyor bu işler?
Bileniniz var mı ?
Aslında yapılması gerekenlerin hepimiz tarafından gayet iyi bilindiğini anlatmaya çalışıyorum...
Sahiplenme duygusu olan ve aynı zamanda taşın altına elini koyacak gönüllü insanların da varlığından söz ediyorum...
Bu durumda toplum olarak bu tarz insanlara yardımcı olmak ve destek çıkmaktan başka çıkar yol görmüyorum.
İçinde hayvan sevgisi taşımayan insanda merhamet duygusunun olduğu pek söylenemez diye düşünüyorum.
Vicdanı olan herkesi şu soğuk kış günlerinde sokak hayvanlarına kendini adamış insanlara destek olmaya çağırıyorum.
Yapılan her iyiliğin mükafatını alacağımızı, kötülüğün ise cezasız kalmayacağını bilmem söylememe gerek var mı ?
Dün 17 Ocak'tı...
Dünya zenginlik günüydü...
Benim için dünyanın en zengin insanları gönül zenginliği olanlardır. Kim ne derse desin Sevim Balaban da bunlardan biridir.