İçinde yaşayanı olmadığı gibi, senede bir defa kapısını aralayan kimsesi kalmamış evlerin yanından geçerken içim hep bir hüzün kaplar.
Eski evler kendi içinde bir tarih barındırır.
Büyük incelikle yapılmış şu an içinde yaşadığımız beton evlerden daha güzel evler…
Cumbalı tahtadan yapılmış, çeşitli süslemelere sahip olan, içlerinde kim bilir ne tür hikâyeler barındıran ve sokağın tarihini bilen evler…
Çocukluk anıları kokan evler…
Kim bilir kimler doğdu, kimler büyüdü bu evlerde…
Yolda yürürken çok dikkatli inceliyor ve evlerin bana gülümsediğini görüyorum…
Harikulade bir perdesi oluyor mesela pencerelerinde… Ya da bahçe kapısının yanındaki sarmaşıklara bayılıyorum…
Mimari yapısı be görüntüsüyle Aşı Boyalı evler insanın ilgisini çeker. Ayrıca evlerin bu yapısı İnebolu insanının yaşayışı hakkında da bize ipuçları verir.
Genellikle 2-3 katlı olup cumba denilen çıkmalar bulunur. İçeriden merdivenli yapılardır.
Evlerin kırmızı beyaz aşı boyalı oluşu dikkat çekicidir.
Her ne kadar günümüz koşullarında memleketin “Doğduğun değil, doyduğun yerdir” denilse de insanların doğdukları, çocukluklarını geçirdikleri, burası buram buram yuva kokan evler, sokaklar, caddeler, aileden birisidir herkes için…
Nereye giderseniz gidin bu yerler, en güzel yerler… Çocukluğunuzun sokaklarına evinize geldiğinizde huzur sizi bekler… Bu güvendir, bu yaşanmışlıkların getirdikleri edindikleriyle sizin bir parçanızdır, kopamazsınız, özlersiniz, hep gitmek istersiniz bu sokaklarda bu evlere…
Yalnızca yıllara meydan okuyacak ayakta kalmış ya da ayakta kalmaya çalışan evler karşılar sizi eski bir dost gibi…
Onlar ki bir ilçenin bir sokağın, yaşanmışlıkların sessiz tanıklarıdır…
Eski bir radyodan dinlediğiniz şarkıların tınısı düşer kulaklarınıza…
“ikimiz bir fidanın güller açan dalıyız
Sen benimle ben seninle bu hayatı yaşamalıyız…”
Ağır ağır açılır kapıları
Eski ahşap evlerin…
Her adımda eski tahtalar,
Farklı ses çıkarır,
Ve sanki biz yıkılmadık,
Buradayız der gibi başkaldırır.
Yalnız olamazsınız
Böyle bir evde bir saniye…
Her dakika bir ses,
Her köşeden bir anı,
Başınızı çevirdiğinizde…
Sararmış fotoğraflar vardır
Eski çatlak duvarlarında
Tavanı da tahtadır,
Sanki eski günlerin ihtişamıyla.
Renkli sedirler yanında
Küçük pencerenin,
Yerde yün minderler,
Ne de rahattır, lüks kanepelerden.
Yalnızlık çekmezsiniz burada,
Eski bir ev kaldı
Şimdi sadece unuttuğumuz sokaklarda…