Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul'da tedavi gören bir yakınımıza günü birlik bir hasta ziyareti gerçekleştirdik.
Yolculukta üç kişiydik...
Gidiş ve dönüş esnasında ihtiyaç hasıl olduğunda göze hitap eden yerlerde molalar verdik...
Özellikle dikkatimizi çeken husus, abdest alınan yerlerin modern bir şekilde dizayn edildiği, ortamın temiz tutulduğu, sıcak suyun ve abdest aldıktan sonra kullanılan havlu peçetenin mutlaka bulunduğuydu...
Mola verdiğimiz her yerde bu hizmetlerden faydalanıyor, emeği geçenlere "Allah razı olsun " diye dua ediyor, fakat bu küçük ayrıntıların hiç birinin İnebolu'da bulunmadığını konuşmaktan da kendimizi alamıyorduk...
Çok mu zordu İnebolu merkezindeki Camilerin şadırvanından sıcak suyu akıtmak !
Çok mu zor sıvı sabun ve havlu peçete koymak...
Her şeyin devletten beklenmesi yerine toplumun ortaklaşa istifade ettiği bu tarz hizmetlere öncü olacak birileri yokmuydu?
Bu işler imece usulü ile hemen hayata geçirilebilecek ufak tefek şeyler gibi görünse de organize edip devamlılık sağlanması için gayret edecek insanlara ihtiyaç duyulduğu aşikardı...
Aslında İnebolu dışına çıkıldığında bizim dikkatimizi çeken hususlar herkes tarafından görülmekte ve bilinmekte...
Fakat ne hikmetse toplum yararına yapılacak bu tarz işler çok önemsenmeyip dikkate alınmamakta...
Yoksa bu hizmetler ulaşılamayacak kadar zor, kavuşulamayacak kadar imkansız mı görülmekte ?
Yada "Siz bunu hak etmiyorsunuz" diye düşünülüp ilçe halkına çok mu görülmekte ?
Bunların hiçbirini kabul etmiyor, halkımızın her zaman her yeniliğe ve hizmete layık olduğunu düşünüyorsak en kısa zamanda elini taşın altına koyacak hayırseverlerin icraata geçmesi gerekmekte...
İnebolu'nun bazı köylerinde bile bu güzel hizmetler varken ilçe merkezindeki cami şadırvanlarında olmaması bizleri bir hayli üzmekte...
Gün geçmiyor ki İnebolu'da merkez Cami olarak geçen Yahya Paşa Cami'inin şadırvanında abdest alan birine, bir yabancı misafir tarafından "Bu Caminin tuvaleti yokmu? Bayanlar nerede abdest alabilir? " gibi sorular sorulmasın !
Evet maalesef bu konularda çözüm bekleyen eksiklikler olarak göze çarpıyor...
Bunlar için herhangi bir çaba gösteren, proje üreten olmamış herhalde bugüne kadar !
Ben görmedim, duymadım...
Ama pek çok yerde yerin altına girip bu hizmetleri halkın istifadesine sunuyorlar.
28 Eylül 2018 tarihli Yeni İnebolu gazetesindeki "Cenaze namazında ıslanınca" başlıklı yazımda Yeni Cami avlusunda cenaze namazı kılan cemaatin 6 aydır güneşte kavrulduğunu, yağmurda ise iliklerine kadar ıslandığını dile getirmiş avlunun bir şekilde korunaklı bir hizmete kavuşması gerektiğini yazmıştım. Aradan 4 ay daha geçtikten sonra açılır kapanır tente hizmetine kavuşmuş avlu...
Belki benim köşe yazımın etkisi oldu, belkide olmadı, önemli olan sonuca ulaşılmış ise halkımız adına bize Allah razı olsun demek düşer...
İnşallah önümüzdeki günlerde İnebolu çarşı merkezindeki Camilerin şadırvanından sıcak su akar, düzenli olarak sıvı sabun ve havlu peçete koyulur. Biz de Allah rızası için yapılan bu hizmetlerin maddi manevi destekçisi olur dualarımızı eksik etmeyiz.
Halka hizmet Hakka hizmettir düsturunu benimseyen hayırseverlere işte fırsat...
"Allah'ın mescitlerini Allah'a ve ahiret gününe iman edenler, namazı dosdoğru kılanlar ve zekatını verenler imar eder, onarır" ayeti kerimesinde buyurulduğu gibi hayırlı hizmetlere öncü olan ve katkı verenlerden olmak için çaba sarf edenlere ne mutlu...
Yaptığı her hayırlı hizmette reklam ve menfaatten uzak durup sadece Allah'ın rızasını kazanmak isteyenlerin Allahü teala birini bin etsin İNŞALLAH.
Not: Bu arada bu konuyla direk alakalı olduğu için bir müşterimin anlattıklarını okuyucularımla paylaşmadan geçemeyeceğim. Müşterim her hafta salı günleri Kastamonu'dan yola çıkarak belli noktalardaki müşterilerinden sipariş alan bir gıda toptancısı...Salı günleri öğle namazını İnebolu girişindeki Hacı Şerafettin Camiinde eda etmekte, doğal olarak abdestini de aynı caminin şadırvanında almakta. Bu durum rutin olarak her hafta bu şekilde devam ederken havaların çok soğuk gittiği 3-4 hafta bu misafir camide görülmeyince cami imam hatibi Cemal hocanın dikkatini çeker ve misafirin aşırı soğuk havalarda yol boyunda sıcak suyu bulunan başka bir camiyi tercih ettiğini öğrenir. Bu durumdan üzerine vebal düştüğünü düşünen Cemal hoca bir hafta sonra şadırvanı sıcak su sistemine kavuşturur. Bu hassas davranıştan etkilenen abimiz her hafta Hacı Şerafettin Camiinin müdavimi olur. Bize de her ikisine Allah razı olsun demek düşer. Müşterimle sohbet esnasında durup dururken bu yaşananların anlatılması ve bu hafta için hazırladığım yazının konusuna uyması bir tevafuk diye düşünülmelidir. Bu durum belki ilgimizi çekebilir; üzerimize vazife çıkarmamıza vesile olabilir...!