Başlığı okuyanların "Buda nereden çıktı" dediklerini duyar gibi oluyorum.
Bazen ilgimi çeken bu tarz cümleleri de köşeme taşımadan edemiyorum.
Halk arasında sıkça duyduğumuz bu sözün ne anlama geldiği aslında gayet açık...
Yüzde yüz gerçeklik payı olduğu kesin.
Yaşadığımız hayatın olmazsa olmazı halini almış bir yaşam biçimi...
Yuva kurmak ve aile olmak amacıyla çıkılan yolda hazır olunması gereken en önemli konu herhalde "ele karışmak" olsa gerek !
Bazen farklı bir ülkede doğmuş ve yaşamış, değişik kültür yapısıyla yetişmiş birisiyle evlenildiği gibi, bazende çok iyi bilinen tanınan bir aileden kız alarak mutluluğa ilk adım atılmıştır.
Tabii ki hiç tanımadığın biriyle anlaşmak tanıdık bildik birine göre daha zordur. Ama iki durumda da ortak kanı şudur ki; herhalde temenniden öteye geçemez ve "Allah helal süt emmiş birini karşına çıkarsın "diye dua edilir.
Burada önem arzeden konu, Ana-babaya saygıda kusur etmeyen evlatların yetiştiği bir toplumda çocuklar evlensede komşu gibi davranmayıp, ana-baba ile aynı evde yaşıyormuş gibi hareket ederek komşu olmadıklarını hissettirmeleridir.
Bunun yanı sıra yeni kurulan her yuvanın yaşatılması ve bireylerin sorumluluklarını yerine getirmesi amacıyla ortaya çıkmış bir söz olduğu da düşünülebilir.
Eskiden büyüklerimizin takdiriyle çocuklar baş göz edilir ve aynı çatı altında 3-5 ailenin sorunsuz ve mutlu bir şekilde yaşadığı gözlemlenirdi.
Aslında aile büyüklerinin yanında sürdürülen hayat farklı tecrübeler edinilmesine fırsat verdiği gibi, çocukların yetişmesinde de etkin rol oynayabiliyordu.
Birlik ve beraberlik içinde hareket etmenin olumlu yanları çok açık görülüyordu.
Ne zamanki ayrı eve evlenme isteğine onay verildi ve kalabalık ailelerin birlikte yaşama serüveni tarihe karıştı.
Bunun sonucunda "Doğurdum oğlum oldu, everdim komşum oldu " sözü ortaya çıktı.
Artık büyükler çocuklarının mutluluğu için komşu gibi yaşamaya katlanan ebeveynler konumuna geldi.
Kayınvalidesiz hayat mutlu olabilmenin olmazsa olmazı halini aldı.
Özgür yaşamak için nasıl bir ortam gerekiyorsa onu oluşturma çabası her şeyin önüne geçti.
Bu durumun olumlu ya da olumsuz anlamda nelere sebep olduğu yaşanarak görülüp ona göre doğru ve yanlışların tesbiti yapılacaktır.
Ama bir gerçek vardır ki kesinlikle göz ardı edilmemelidir.
Büyüklerin hayat tecrübesine erişebilmek en az onlar kadar yaşamak ve onların dönemindeki zorluklarla mücadele ederek o yaşa gelmekle mümkündür.
Her ebeveyn çocuklarının iyiliğini ister . Çocuklar ise kendi büyüklerine nasıl davranmışsa zamanı geldiğinde ektiğini biçer.
Aslında yaşadığımız hayatın her dönemi ders alabilen için çok çeşitli tecrübelerle doludur.