Taksiciler, nakliyeciler, hatta özel araç sahipleri çok dertli.
100-200 metre yolun hesabının yapıldığı günümüzde kilometrelerce yol gitmek zorunda kaldıkları için oldukça tepkili.
Artık çözüm üretmeli, ivedilikle sonuca gidilmeli.
Şehit Er Rahmi Yılmazer caddesi trafiğe açılıp İnebolu'ya giriş ve çıkış yolu tek yön oldu olmasına da, Jandarma komutanlığı ya da terminal karşısından düşünülen köprü bir türlü yapılamadı.
Köprü dedikse boğaz köprüsü istemiyoruz
Bildiğimiz İnebolu çayının üzerine yapılacak köprüden söz ediyoruz.
Dolayısıyla İnebolu'ya ayrı bir değer katacağı düşünülen bu projenin tamamlanıp toplumun yararlandığı bir konuma gelememesinden yakınıyoruz.
Oysa birbirini tamamlayacak şekilde planlanıp ihalesi birlikte yapılmış olsa, bugün "köprü ne zaman yapılacak" diye hiç kimse hayıflanmazdı.
Yıllar önce Devlet Su İşleri'nin ilçemize kazandırdığı dere ıslah projesinde de aynı sıkıntı yaşanmıştı. Yine o projenin tamamlayıcısı niteliğindeki tersip bentlerinin yapımının geciktirilmesi sonucu gelen taş ve benzeri malzemelerle dere tabanı zarar görmüştü.
Yapılan her hizmetin takdir edilmesi ne kadar doğalsa, yapılamayanların eleştirilmesi de aynı ölçüde normal karşılanmalıdır.
Bir köprünün olmaması sonucu gidilmek zorunda bırakılan kilometreler için fazladan yakılan akaryakıt milli servet niteliğindedir.
Halbuki millet olarak tasarruf yapılması gereken bir döneme girilmiştir.
Yolun trafiğe açıldığı günden bu yana havaya uçan benzin parası ile belki de bir kaç köprü yapılırdı.
Toplum menfaatini öncelik olarak görmesi gereken siyasetçilerin bu konuyu bir an evvel halletmesi gerekmektedir.
Mümkünse iki köprü yapılması için çaba sarf edilmelidir.
Ama ne yapılması düşünülüyorsa fazla zaman geçirmeden yapılıp halkın hizmetine sunulmalıdır.