Anasayfa » İNEBOLU
21 Şubat 2020, 17:48 Editör:
BİR EMEKLİLİK HİKAYESİ
Yıl 1994 Mayıs yada Haziran ayı...
Geçmiş gün, tam olarak tarihi hatırlayamasamda ilkbahar sonu yada yaz başı olduğu kanaatindeyim.
İlk defa araba sahibi olmamın heyecanını ve mutluluğunu yaşadığım günler...
Bir de ilçemizin susuz kalmaması için tasarruf tedbirlerinin alındığı ve uygulamaya konulduğu günler.
Belediye hoparlöründen sık sık anonsların yapıldığı, şehir şebeke suyunun "bahçe sulamada ve araç yıkamada" kullanılmaması için ilçe halkının uyarıldığı günler.
Bir pazar sabahı erkenden dükkanımı açıp sabah telaşı bittikten sonra dükkanın önüne park ettiğim aracımı yıkamak düştü aklıma. Zaten çarşı boş, caddelerde kimse yoktu. Araba yıkamak yasaktı ama sabah sabah kimse görmez düşüncesiyle hortumu taktım musluğa, yeni aldığım arabayı başladım sabunlamaya. Fırçayla köpürttükçe köpürtüyorum. O sırada caddenin başında bir araç göründü. Yaklaşan araç Belediye Başkanı Kadir Karatay'ın özel aracıydı ve tatil günü de olsa erkenden kalkmış şehri kolaçan ediyordu. Tam yanımdan geçerken eline telsizi aldığını gördüm ve bu telsiz görüşmesini hayra yoramadım. Aklıma gelen ilk şey Belediye Başkanı'nın, o gün nöbetçi olan zabıta memuruna yasağı delen kişiyi (yani beni) haber veriyor olduğuydu. Ben bu arada biraz hızlanıp hem arabayı sabunlamaya devam ediyor, hem de bir yetkili gelirse ne yapacağımın planlarını yapıyordum. Aradan 1-2 dakika geçmemişti ki yine caddenin başında gayet hızlı adımlarla ve öfkeli olduğunu yürüyüşünden belli eden birisi geliyordu. Bu görünen kişi Cemal Çavuştan başkası değildi. Bu manzarayı görmemle köpüklü aracıma binmem bir oldu.Hızla oradan uzaklaştım. Cemal Çavuşun söylene söylene hortumu ve fırçayı (yani suç unsurlarını) toplayıp belediyeye gittiğini aracımı park edip dükkana dönünce öğrendim ve derin bir oh çektim. "Giden hortum ve fırça olsun" diye içimden geçirip, en az zararla bu durumu atlatmanın şükrünü ettim. O gün benim gördüklerimin ve yaşadıklarımın dışında nelerin yaşandığını uzun zaman sonra tesadüfen öğrenecektim.
Daha sonra bu konuyla alakalı bir ceza-i durumla karşılaşmasam da bir daha dükkanın önünde araç yıkama girişimim olmadı, çünkü dersimi almıştım.
Yaşananlar anılarda kalırken, hayat normal seyrinde geçip gidiyordu.
Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum herhalde 7-8 ay olabilir, Belediye Başkanımız Kadir Karatay'ın bir İneboluspor maçı dönüşü Seydiler yakınlarındaki trafik kazasıyla aramızdan ayrılışı tüm İnebolu'yu yasa boğdu.Takdir-i İlahi'ye boyun eğmekten başka çaremiz yoktu. Allah-ü Teala rahmetiyle muamele etsin İnşallah.
1-2 sene geçmişti, bir gün İskelle istikametinden çarşıya doğru aracımla gidiyorken aynı yöne doğru yürüyen Cemal Çavuşu gördüm ve yanında durup arabama aldım. Nasılsın-iyimisin faslından sonra Cemal Çavuşun bana "Bülent benim emekli oluşuma sen sebep oldun, biliyormusun?" demesiyle o günü tekrar yaşadım."Arabayı yıkadığın için yediğim azarla, emeklilik dilekçemi yazmam bir oldu. Nasipte o kadar çalışmak varmış, ertesi gün emekli oldum" dedi. Olan olmuş, artık yapılacak bir şey kalmamıştı. Ben de "Hayırlısı olsun" diyebildim.
Bu arada Cemal Çavuşu tanımayanlar için uzun yıllar İnebolu Belediyesi'nde Zabıta memuru ve amiri olarak çalışan, görevini layıkıyla yapan, otoriter, işinin gereği sert mizacıyla tanıdığımız fakat pırlanta gibi kalbi olan birisiydi desek herhalde yanlış anlatmamış oluruz. İşini severek yapan Cemal Çavuş benim araç yıkama girişimim sonucu emekli olmuştu. Belki bir müddet daha çalışacak, ilçemize hizmete devam edecekti. Fakat gelecekte yaşayacaklarımızı sadece Allah'ın bildiğini ve gelecek planlarının bizlere değil, nasibe bağlı olduğunu düşünürsek, kadere razı olmaktan başka yapılabilecek hiçbir şeyin olmadığı aşikardı.
Geride otoritesiyle iz bırakmış, kurallara uymayan kim olursa olsun gereğini yapmış bir CEMAL ÇAVUŞ ismi anılarda ki yerini aldı. Bizlere de şu anda aramızda olmayan bu isme üç İhlas bir Fatiha yollayıp hayırla yad etmek kaldı.
| Bu haber 6640 defa okunmuştur.