Anasayfa » İNEBOLU
30 Nisan 2021, 18:53 Editör:
BEN KASTAMONU'YUM
Karadeniz'in dalgalı sularında ışığını arayan eski bir gemi.
Üsküdar'a kadar olan toprakların eski sahibi.
Bir çok devre imzasını atan yedi bin yıllık eski bir şehir.
Ben Kastamonu'yum...
On yedi bin evliya nefes aldı bağrımda.
Kaysül Hamedani'den Hazreti Pir'e, Ahmet Siyahi'den Abdul Fettah'i Veli'ye...
Maneviyat akar damarlarımda; Cami cami, türbe türbe.
Ben Kastamonu'yum.
Öyle kolay Türk yurdu olmadım ben,
Şehit kanlarıyla sulandı her karış toprağım.
1921 de Halime Çavuş, Şerife Bacı ve binlerce kahramanla milli mücadeleyi başlatan İnebolu'yum.
Gazi Mustafa Kemal Paşanın "Gözüm Sakarya'da Dumlupınar'da, lakin kulağım İnebolu'da" dediği Kastamonu'yum.
Ramazan Bayramı sabahı Yunan savaş gemileri Kılkış ve Panter zırhlıları tarafından bombalanan İnebolu'yum.
Bağrımda yetişen yiğitlerle kazandım kurtuluş savaşını...
Sakarya'da, Çanakkale'de beş bin şehit veren...
Ben Kastamonu'yum.
İlk devlet madalyası alan İnebolu'yum.
Aşıklı Sultan'dan Yunus Mürebbi'ye, Şerife Bacı'dan Tosyalı Nazife'ye.
Allah Allah nidaları yankılandı dört ufkumda.
Ilık ılık bir kan akar, rengi al al süzülür dere yatağında,
Ben Kastamonu'yum
İlim yurduyum, irfan ocağı, alim yatağı...
İlk darüşşifalardan biri bende, ilk lise bende, ilk sanat okulu bende.
Medreseler, kütüphaneler deste deste.
Taşköprülü zadeler yetiştirdim ben, Cem Sultanlar, Ömer'ül Fuadi'ler, İsmail-i Rumi'ler.
Latifiler tüttürdü ilim ateşini kalem kalem, kitap kitap.
Ben Kastamonu'yum.
Bakmayın şimdi giydiğim yamalı urbaya,
Ben huzur şehri, zenginlik ve refah ülkesi.
Küre'nin bakırından Azdavay'ın taş kömürüne, Tosya'nın pirincinden Taşköprü'nün sarımsağına...
Alın teriyle sulanan, nasırlı ellerle çapalanan toprağımın her bir karışından fışkıran nimete bulandım...
Tırpan tırpan, tezek tezek, emek emek.
Ben Kastamonu'yum.
Evliyalar diyarı, şüheda yatağıyım.
Biliyorum çok uzun zaman geçti aradan.
Eski heybetim eski ihtişamım kalmadı.
Ne de çok değiştim, ne de ağır bir çöküntü içindeyim.
Bana batının doğusu diyorlar. Gücüme gitmiyor değil hani.
Neydim be bir zamanlar ben, hatırlıyorum da...
İbni Batuta adında Afrikalı bir seyyah gelmişti, Candaroğlu Süleyman zamanında yurduma.
Beş asır önce hayran kalmıştı bendeki zenginliğe, bendeki bolluğa, ucuzluğa, refaha...
Sonra İstanbul'un fethinde önemli rol oynayan kızakların kalasları benim ormanlarımdan temin edilmiş.
Şahi adındaki topların dökümünde kullanılan demir ve bakır madenleri Küre'den getirilmişti.
Uzağa gitmeye gerek yok, daha seksen yıl öncesinde Erzurum ve Sivas Kongrelerinin finansmanını Kastamonulu Murat bey karşılamıştı.
Şimdi batının doğusu oldu öyle mi? Gücüme gitmiyor değil hani.
İstanbul'un Fatihinin Annesi Hatice Halime Hüma Hatun yaşadı bağrımda ve şehzade Cem Sultan.
Sonra Osmanlı'nın en büyük şairlerinden Latifi, kadın şairlerinden Zeynep, Ahmet Siyahi Efendiyi, Hazreti Pir'i ve Mehmet Feyzi Efendiyi besledim topraklarımda.
Hatta ve hatta bir Sahabeyi Kaysül Hamedani'yi misafir ettim yurdumda.
Hazreti Muhammed (S.A.V) Efendimizi görmek ve O'nunla sohbet etmek şerefine nail olmuş Sahabe misafirim asırlardır toprağımda.
Bu ne büyük bir şereftir bilirmisiniz.
O halde neden kaçıyorsunuz benden, neden İstanbul'daki Kastamonulu nüfusu Kastamonu'dakini üçe beşe katlıyor.
Neden toprağında doğanı toprağında tutamaz oldum. Neden insanını besleyemez hale geldim.
Çoraklaştım, güçsüzleştim, dermansız kaldım.
Ama Ben Kastamonu'yum, bırakmadım memleketimi.
Yedi bin yıllık çınarı bekliyorum. On yedi bin evliyanın vasiyetini tutuyorum. Aşıklı Sultan türbesinde dua ediyorum. Şerife Bacıyı, Halime Çavuşu yaşıyorum. Destanlar yazmış Kastamonu'yu bekliyorum.
Bayramdan bayrama değil, cenazeden cenazeye hiç değil, birlikte tarih yazmak için elele kolkola yürüyelim diyorum.
Evet YILMAZ CESUR adındaki hemşehrimizin sosyal medyada dolaşan BEN KASTAMONU'YUM şiirini ben çok beğendim, sizlerin de beğeneceğinizi ümit ediyorum.
| Bu haber 4448 defa okunmuştur.