İlimizde 18-24 Mayıs Müzeler Haftası etkinlikleri kapsamında Rıfat İlgaz Kültür Merkezi'nde konferans düzenlendi.
Programa Vali Yardımcısı Ahmet Atılkan, İl Kültür ve Turizm Müdürü Fahrettin Şenoğlu, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
"Kültür Varlığı Kaçakçılığı ve Kaçak Kazılar" konusunda sunum yapan Kastamonu Müze Müdürü Erol Kale; "Kültür varlığı günlük yaşantımızda eski eser ve tarihi eserler olarak adlandırılıyor. Yüzyıllar önce yaşayan insanların hayatı hakkında bilgi almamızı sağlayan varlıklardır. Bu varlıklar, o dönemlerde yaşayan insanların kullandığı elbiseler, eşyalar, yazılı belgeler, insanların oturduğu evler, mezarlar gibi birçok şeyi barındırır" dedi.
"KÜLTÜR VARLIĞINI SATMAK HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILAN SUÇLARDANDIR"
Türkiye'nin birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını, bundan dolayı önemli kültürel değerleri bünyesinde barındırdığını dile getiren Kale; "Bu kültürel varlıkların maalesef bir de kaçakçılığı var. Buna da bilimsel amaç ve yöntemlerden uzak olarak, maddi amaç güdülerek kaçak kazılarla bu varlıkların ele geçirilmesi deniliyor. Kültür varlığı kaçakçılığının nedenlerini kısaca özetlemek gerekirse daha önceki medeniyetlere ait olan kültür varlıklarının bulundukları noktadan gelecek nesillere aktarılmasının tam olarak yerleştirilememiş olması.
Sanatsal ve bilimsel yönden değerli olması nedeniyle ticaretinin karlı olması. Eğitim programlarımızda kültür varlıkları ve mirasıyla ilgili konuların yeterli yer almaması ve ihbar mekanizmasının yeterli çalışmaması olarak sıralayabiliriz. Kültür varlıkları yasa gereği devlet malı niteliğinde, eğer kültür varlığı bulduysak bunun 3 gün içinde en yakın müzeye, köylerde muhtarlara, diğer yerlerde ise mülki idare amirlerini bildirmek zorundayız. İzinsiz araştırmak, sondaj ve kazı yapmak, kültür varlığını satmak, satın almak hapis cezası ile cezalandırılan suçlardan sayılmaktadır" diye konuştu.
SUNUMLARLA ANLATIM YAPILDI
Kale, sunumunda ilimizde meydana gelen kaçak kazıları da görseller halinde katılımcılara gösterdi. Ardından Kastamonu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Rabia Aktaş, "Kastamonu İli Küçüksu köyü Caba Üretiminin Tarihsel Arka Planı" hakkında, Kastamonu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Asena Kızılarsalanoğlu, "İnebolu Bozkurt ve Abana İlçeleri Yüzey Araştırma Projeleri" konusunda, Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Doç. Dr. Mevlüt Eliiişük, "Dünden Bugüne Pompeipolis Kazıları" hakkında, Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümii'nden Prof. Dr. Anar Azizsoy ise "Kastamonu Türk Dönemi Yüzey Araştırmaları" konusunda sunum yaptı.
İNEBOLU MUSA MAHALLESİNDE ARKEOLOJİK TOPLU MEZAR BULUNDU
Kastamonu Üniversitesi tarafından yürütülen M.Ö. 1. Binden 10. Yüzyıla konusunda “İnebolu, Bozkurt ve Abana İlçeleri Yüzey Araştırmaları Projesi” kapsamında yapılan arkeolojik çalışmalarda ilçemiz Musa Mahallesi Dikili mevkiinde nekropol (arkeolojik şehirlerde toplu mezar)bulundu.
Ankara Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, yapılan başvuru üzerine Musa Mahallesi Dikili Mevkiinde özel mülkiyet ve Hazine adına tapuda kayıtlı olan 3 parselin “Dikili Mevkii Netropolü Alanı” adıyla 1. Derecede Arkeolojik Sit Alanı olarak tescil etti.
“TURİSTİK POTANSİYELE SAHİP”
"İnebolu, Bozkurt ve Abana İlçeleri Yüzey Araştırması Projesi" hakkında bilgi veren Kastamonu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Dr. Öğretim Üyesi H. Asena Kızılarslanoğlu, "Kastamonu'nun yüzey araştırması çalışmaları çerçevesinde öncelikli olarak inebolu, Bozkurt ve Abana'yı seçtik. Bu bölgeyi seçmemizin sebebi hem Sinop'a yakın olması hem de liman varlığının olması, antik dönemlerde o bölgelerin aktif olması sebebiyle bu bölgeyi seçtik. Dikili mevkiinde adlandırılan bir yer ve yedi tane farklı odalardan oluşan bir mezar kompleksiyle karşılaştık. Kaçak kazı nedeniyle üstündeki toprak tamamıyla kaldırılıyor. Mezarlar tamamen açılmış, iskeletler saçılmış bir vaziyette tespit ettik. Bu bölgenin kültür varlığı kimliği saklı durduğundan dolayı tescilini önerdik. Şu anda burasının tescilli yapıldı. Kurtarma kazısı ve çevre düzenlemesi yapılacak. Bu kazılar ve etrafındaki yoğun duvar örtüsü ile bu bölge tamamen turizme açılabilecek bir potansiyele sahip olacak” dedi.
GERİŞ TEPESİ’NDE MANZARAYI KAPATAN AĞAÇLAR TEMİZLENECEK
Çalışma kapsamında Geriş Tepesi’nin de bulunduğunu belirten Kızılarslanoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geriş Tepesi, İnebolu'ya gittiğinizde size bir kültür varlığı var mı dediğiniz anda herkesin söylediği bir yer. Geriş Tepesi'nde de bir manastır varlığı biliniyor. Bu manastırda ne yazık ki zaman zaman kaçak kazılar olduğu için bir tahribat söz konusu ama yine de halihazırda ayakta durabilecek bir mimariyi görebiliyoruz. Temizlik çalışması için başvurular yapılmıştı, kabul edildi ve izin de çıktı. Müze Müdürlüğümüz programına dahil edince bu bölgede de ağaçların temizlik çalışması yapılacak ve sonrasında da biz kayıt altına almaya çalışacağız. Komple bir İnebolu'yu düşündüğümüz takdirde bütün bu kültür varlıklarının güzel bir restorasyon çalışmasıyla turizme kazandırabileceğini, artı bir de doğa turizminin buna eklendiğini düşünürsek, sadece İnebolu'nun, Kastamonu'nun tarih sürecini belirlemek değil aynı zamanda o bölgenin turizm açısından da potansiyelini görmek ve hayata geçirmek için büyük bir şans olacak.”
Kızılarslanoğlu, ilçemiz Korupınar köyündeki tarihi bezirhane hakkında da, “Tescil edilmiş olan bezirgan yağı üreten bir değirmen aslında burası. Hala da şu an çalışıyor. Tescili yapılmış durumda. Bunun dışında mısır unu değirmenleri bulduk biz. Yapılacak olan çalışmalar da sadece arkeolojik buluntular arasında değil, organik ürünlerin satılabilmesi için potansiyele sahip. Bunlar üzerindeki çalışmalarımız da sürüyor" diye konuştu.