Denk kayığı yeterli limanı olmayan İnebolu’nun ticareti için olmazsa olmaz bir kayık tipidir. İnebolu’nun ihtiyaçları için özel bir tasarım yapılmıştır ve zaman içinde geliştirilmiş ve 1980 yılına kadar kullanılmıştır.
İnebolu kayığı ise, limandan limana ticaret için 18 ve 19 yüzyılın ilk yarısında, boyu 15 m.den daha fazla , dümeni yüzdürüldükten sonra takılan, baş ve kıç tarafı birbirinin aynı yelkenli ve kürekli bir kayık idi. 30 ton ve fazlası yük kapasitesi vardı.
Buharlı ve motorlu gemilerinin geliştirilmesiyle, İnebolu önlerine gelip limana yanaşamayan, açıkta demirleyen vapurlardan yükleme ve boşaltma, denk kayıkları ile yapılmıştır.
Denk = balya (çuval da çember marifetiyle paketlenmiş yük demektir)
Üç ayrı boyda yapılmıştır.
1- 6 metre boyunda olana Piyade denir. Üç çifte kürek takılabilen, hızlı kıvrak dalgalı havada da yüzdürülür.. Genelde insan taşımak için kullanılmıştır
2- 9 - 10 metre boyunda olanlar 5 ton yük taşırlardı.
3- 13 metre boyunda olanlar da daha ağır ve hacimli yükleri taşıyorlardı. Kapasiteleri 8 ton civarındaydı. Piyade hariç diğerlerine Denk kayığı denirdi.
Denk kayığının teknik yapım özelliği:
Baş ve kıç bodoslamaları birbirinin benzeri olup karaya çekilip denize kolayca yüzdürebilecek şekilde tasarlanmıştır.. Önce omurgası konur. Baş ve kıç bodoslamaları yerleştirilip, teraziyi alındıktan sonra rehber ip çekilir. Sarma tahtaları 5 santim kalınlığında kestane ağacından, 18 – 20 - 25 cm. eninde biçildikten sonra istiflenir, su içinde bekletilip acı suyu akıtıldıktan sonra, kaynar suda yumuşatılıp gereken yerleri ateşle tavlanarak, ön bodoslamaya demircilerin özel yaptığı kesme çivi ile çivilenir. Boyu önden arkaya yetecek uzunlukta olan bu tahta, ip marifeti ile gerdirilerek kavis verilir, diğer bodoslama’ya kadar getirilip çivilenir. İlk tahta omurgaya çivilenir. Devamında diğerleri yerine alıştırılarak dikine birbirlerinin üzerine içten çivilenir. İçindeki eğriler tahta sarması bittikten sonra çivilenir. Eğrilerde kullanılan kesme çivinin,çivilendikten sonra açığa çıkan ağzı, önceden ikiye yarılmış olup yılan dili gibi çatal haline getirilir her iki tarafa bükülür tahtaya tersine çakılır.
İskele, sancak her iki tarafına 10 santim kalınlığında ikişer yumru çakılır. Denize yüzdürüldüğünde ipten yapılmış usturmaçlar yumrulara destek olur, gemiyle bordo bordoya gelindiğinde çarpmayı önler . Mürettebat iyi hava koşullarında 4 kürekçi, bir dümenci ve bir reis’ten oluşur. Kötü havada iki kürekçi daha ilave edilir, altı kürekçi kürek çeker
Yüzlerce yıllık birikimiyle İnebolu denizcileri, milli mücadele yıllarında İstanbul’dan kaçırılan, Rusya’dan, Trabzon’dan 15 ordudan gelen silah mühimmat ve askeri ihtiyaç malzemelerini, üç yıl boyunca yerine göre dalgalı denizden karaya çıkartıp, kağnılara yükleyip, cepheye ulaştırılmasını sağlamışklardır.. Aileleri ile 500 kişiyi aşan, cefakar memleketini seven, vefalı kayıtçılarımıza Mustafa Kemal Atatürk’ün teklifiyle İnebolu’yu temsilen, 16 Mayıs 1924 de beyaz şeritli İstiklal madalyası verilmiştir. Zamanın değişmesiyle yavaş yavaş denk kayıklarımıza ihtiyaç kalmamış ve molozda karaya çekilip akıbetlerini beklerken, 1980 yılında denk kayıklarının tamamı, (geçmişte yaşananlar hakkında bilgi sahibi olmayan bir karar verici tarafından) toptan kestirilip hamamda yakılıp yok edilmiştir.
Elimizdeki son orijinal piyade kayığı da, 2008 yılında Beşiktaş’taki deniz müzesine verilmiş ve orada sergilenmektedir.
2023 yılında tarihimize sahip çıkan Kaymakamımız Ahmet Vezir Baycar’ın talebiyle bir örneği yeniden yapılarak ayağa kaldırılmış ve gelecek nesiller için görsel miras haline getirilmiştir .
Yazımı sloganımla bitiriyorum. TARİH GEÇMİŞİN KARNESİ ,GELECEĞİN REÇETESİDİR.
Saygılarımla..
Mustafa Sıtkı Fakazlı
Diş Hekimi
Yerel Tarih Araştırmacısı