İşyerimde yemek yerken "Bi kurtulamadık şu İnebolu'dan" diye dertlenen bir bayanın birkaç cümlesi beni hem üzdü, hem de düşündürdü...
Öğretmen olan eşinin tayini dolayısıyla 4.5 yıl önce ilçemize gelmişler. Kendisi ev hanımı olan bayan, İnebolu'nun küçük oluşu, imkanların kısıtlı oluşu, alışveriş merkezinin olmayışı vesaire gibi kıstasları sıralıyor, "bi kurtulamadık şu İnebolu'dan" cümlesiyle final yapıyor ve özellikle şunu da belirtiyor "insanlarından bir kötülük görmedim, bu sözlerim burada yaşayanlara yönelik değil."
İnebolu'da 4.5 yıl yaşamış, bir an önce tayin olup gitmek isteyen bu ailenin nezdinde, aynı düşünceleri taşıyan her kim yaşıyorsa ilçemizde, onlara dilim döndüğünce bir kaç cümle ediyor ve rahmetli Sebahat Cebecioğlu'nun şiirinde anlattığı güzelliklerle cevap vermek istiyorum.
Hayatını İnebolu'da sürdürenler...
İnebolu'da yaşamaktan zevk alanlar...
Mutluluğu İnebolu'da bulanlar...
Her türlü olumsuzluğu dert etmeyenler...
Yazını, kışını İnebolu'da geçirenler...
İnebolu'yu karşılıksız sevenler...
İnebolu'nun güzellikleri ile yetinenler...
Rahmetli büyüğümüz Semahat Cebecioğlu çok uzun yıllar önce yaşadığı ve unutamadığı bu güzellikleri şiirsel bir anlatımla bizlere miras bırakmış...
Hiç bir şey ilave etmeye de gerek kalmamış.
Aslında bu güzellikleri her daim yaşayan bizler için değil de, gurbette olup İnebolu özlemi çekenler için yazmış.
O zamanlar "Coğrafi işaretli ürünler" diye bir kavram yokmuş ama, İnebolu'ya özgü yerel tatlardan herkesin haberi olsun diye kaleme almış.
Belki de zengin Kastamonu mutfağının tanıtımı için geçtiğimiz yıllarda organize edilen "Kastrofest" e İnebolu adına katkı vermek amacı taşımış.
Ne de iyi yapmış...
Yıllar geçse de zevk alarak okunan bir şiir olmuş.
Semahat öğretmenin ruhunu şad ederek bu güzel şiiri okuyalım ve İnebolu'yu bu güzellikleri için sevdiğimizi haykıralım.
Ne dersiniz...
İNEBOLU’M
Şu doğa cenneti İstanbul’un
Yaşamdaki mutluluğun
Unutturamadığı
Bir yer var içimde
Özlemler içinde
Kuvayı Milliye’nin yol başı
Cefa çekmiş dağı taşı
Ankara’nın kapısı
Savaşın kayıkçısı
Mert insanlar diyarı
Doğduğum
Doyduğum
Yoluna gönlümü koyduğum
Karadeniz’in nefesi
Duman duman tepesi
Dalga dalga eteği
Yeşillerin ipeği
Hatıpbağı biberi’m
Dağ çileği’m
Gül reçeli’m
Süt kesiği’m
Bal peteği’m
Ekşi’m
Köy ekmeği’m
Al kiren’im
Göğ inciri’m
Ceviz’im
Kereviz’im, yaprağım
Dalım budağım
Kanlıca mantarı’m
Ispıt’ım
Kara üzüm cımbıtım
Ekim’de bıldırcın’ım
Kalkan balığı’m
Döner’im
Güveç’im
Bardak kebabı’m
Közleme’m, Gözleme’m
Kıymalı pide’m
Fındıklı akide’m
Kestane’m, Ababura’m
Hamur tarhana’m
Yağlıca’m, Ağarmut’um
Bal dut’um
Süzme yoğurdu’m
Cami suyu’m
İnebolu’m..
Karda açan çiçeğim,
Biriciğim,
Tahin pekmezli Bulama’m
Senden güzelini bulamam…