Emekli gemici Mehmet Arslan, eski adı Kazla olan Çubuk Köyü hakkında yıllardır biriktirdiği belge ve bilgileri bir kitapta toplamak için çalışmalara başladı.
1949 yılında resmi adı Çubuk olarak değiştirilmesine rağmen halk arasında Kazla olarak bilinen köyün kitabını yazmak için kolları sıvayan Mehmet Arslan, doğduğu topraklar hakkındaki tüm bilgileri gelecek nesillere aktarmayı amaçlıyor.
“12-13 YAŞLARINDAN BERİ BİLGİ VE BELGE TOPLUYORUM”
Emekli olduktan sonra baba ocağı Çubuk Köyü Şehit Mehmet Arslan Mahallesine yerleşen Mehmet Arslan, “Kazla Köyünün tarihi hakkında 12-13 yaşından beri bilgi ve belge topluyorum. Yeterli miktarda bilgi ve belgem var şu an. Daha da eskilere gitmek istiyorum. Gidebildiğim en son nokta 1496 yılı. İkinci Beyazıt dönemi. Ondan öncesine Bizans dönemine kadar gideceğim. Bulabildiğim bütün bilgi ve belgeleri bir kitapta toplayıp köyün örf adeti, iklimi, coğrafyası, tabiatı bunların hepsini toparlayıp kitapta bir araya getireceğiz inşallah.” dedi.
“BEN BUNU YAZMAZSAM BİZDEN SONRAKİ NESİLLER KÖYÜMÜZ HAKKINDA HİÇBİR ŞEY BİLMEYECEK”
Kitabıyla köyüne ve çevre köylere bir kültür hizmeti sunmak istediğini belirten Mehmet Arslan, “Köyümüze böyle bir katkımız olsun. Bunu ben yapmazsam bizden sonraki nesiller bu köy hakkında hiçbir şey bilmeyecek. Hafıza silinecek. Silinmesin örf adetlerimiz yaşasın diye böyle bir hizmette bulunuyoruz.” diye konuştu.
Çubuk köyünün yanı sıra kitabında çevredeki Yuvacık (Zervolu), Üçlüce (Gedefi), Hayrioğlu ve Dibek köyleri ile ilgili de bazı bilgilere yer vereceğini söyleyen Mehmet Arslan, “Önce Kazla köyünden başladık. Fakat daha sonradan komşu köylere de sirayet etti. Kız almışız, kız vermişiz. Bayrama gidiyoruz, cenazeye gidiyoruz, vesaire. Bu 5 köyün adeti örfü bir aynı, oralara da gidiyoruz.” ifadelerini kullandı.
150 BAŞLIK BELİRLEDİ
Yerel araştırmacı Mehmet Arslan, kitabının içeriği ile ilgili de şu bilgileri verdi:
“Kazla (Çubuk) köyümüz için 150 tane madde belirledik. 150 başlık altında yazacağız. Hepsi ayrı konular. Ana konumuz Kazla Köyü, tarihçesi, Kazla köyünün ismolojik olarak hangi dile ait olduğu, örf adet gelenek görenek coğrafya, köyde efsane olmuş anlatılar, kuraklık yılları, kıtlık yılları, savaş yılları, buna benzer konular. Anıt ağaçlarımız var, mezarlıklarımız var. Meşetlik, şehitlik var. 1700 yılından bu yana olan savaşlarda köyümüzden şehit, gazi ve gaip olanların sayısı 34 kişi. Bunlardan 24 şehidimizi net olarak tespit ettik. 8 tane gazimiz var. Bir o kadar da gaip var. Savaşa gidip gelmeyenler var. “
A’DAN Z’YE KAZLA KÖYÜ…
Çubuk Köyünün kitabını yazarken resmi arşivlerden de faydalandığını dile getiren Mehmet Arslan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çubuk köyü ilk kaynaklarda gördüğümüz Amasya’da 2. Beyazıt İmarethanesinin vakfiyesinde geçen ismi Kazula. Bu köyler de oradaki imarethanenin vakfiyesinde bulunuyor. Sonra 1700’lü kaynaklarda Kazla olarak geçiyor. Fakat biz buraya Gaza diyoruz. Daha sonra 1928’den sonraki kayıtlarda hala Kazla, 1949’dan sonraki kayıtlarda Çubuk köyü diye geçiyor. Köyümüz şu anda İnebolu’ya bağlı ama daha önce Küre-i Nühas ilçesine bağlıymış. 1949 senesine kadar Askerlik Şubemiz Küre. Bir ara Bozkurt’a almışlar. Daha sonraki yıllarda 1949’dan sonra İnebolu’ya bağlanmış. Çubuk köyü resmi olarak 3 mahalle. Ama daha öncesinde 8 mahalle var. Kaybolan mahalleler var. Bu mahallelerde ev de yok, sadece mezarlıklar mevcut. Bunlar bu mahallelerde yaşamış insanlar. 3 tane kilise var. Sadece temel kalıntıları var.”
“EN BÜYÜK SORUMUZ CEP TELEFONU VE İNTERNET”
Kitap yazarken karşılaştığı en büyük sorunun köyde internetin olmayışı ve cep telefonlarının çekmeyişi olduğunu aktaran Mehmet Arslan, tüm çevre köylerin ortak sorunu olan sıkıntıyı şöyle anlattı:
“Köyde en çok sıkıntılı şey bilgiye ulaşmak. İnternetimiz yok. Kışın yol kapanıyor, elektrik kesiliyor. Hala gaz lambası yakmak zorunda kalıyoruz. En büyük handikap bilgiye ulaşmak, arşivlere ulaşmak. Mesela bir kelime buluyoruz, o kelimenin anlamını öğrenebilmek için sözlüğe bakıyoruz. Yeni nesil sözlüklerde bunlar yok. Mecburen internete bakmak zorundayız, daha geniş daha teferruatlı bakabilmek için. Ama burada internetimiz yok, cep telefonumuz çekmiyor. Zaman zaman elektrik kesintileri var. Buraya internet de verilmiyor, kota yok. Uydu interneti sordum, o da çok maliyetli. 28 bin lira, 1000-1500 arası da fatura geliyor.”