Anasayfa » İNEBOLU
03 Aralık 2024, 19:38 Editör:
VAR MISINIZ DOYMADAN SOFRADAN KALKMAYA?
Herkes tarafından bilinen, fakat çokta önemsenmeyen ve üzerinde durulmayan bir konu İsraf...
Gösterişin ve şatafatın inanılmaz noktalara geldiği, buna paralel israfinda çığ gibi büyüdüğü herkes tarafından biliniyor.
Hele hele bazılarının sadece "DESİNLER" diye yaşadığı görülüyor.
Komşunun açlığı önemsenmiyor, bir bakıma tok açın halinden anlamıyor !
Örnek vermek gerekirse etrafa biraz dikkatli bakmak, yetiyor da artıyor bile...
İsraf her konuda fazlasıyla edilirken ekmek ve yemek söz konusuysa rekorlar kırılıyor.
Evet; işimiz yemek, karnımızı doyuruyoruz, üretiyoruz, ekmek paramızı kazanıyoruz.
En önemli ihtiyacımız yemek, dolayısıyla yemeden olmuyor. Haliyle her gün farklı konularda çeşitli enstantaneler yaşıyor ve bazen bu yaşananları köşemize konu ediyoruz.
Geçtiğimiz günlerde Anne-baba ve 7-8 yaşlarında bir çocuktan oluşan üç kişilik bir aile bir kaç gün sabah kahvaltısı ve akşam yemeği için işyerimi tercih etti. Babanın her sipariş veriş esnasında hiç bir şeyin kalıp israf edilmemesi düşüncesini ailesine aşılama gayreti dikkat çekiyordu. Nitekim dua edilerek bitirilen her öğünün tabakları tam manasıyla sıyırılmış vaziyette bırakılıyor, baba ise hiç bir şeyin israf olmamasından dolayı gayet mutlu oluyordu. İsraf konusunda çok hassas olduğunu anladığımız beyefendi ile yaptığımız kısacık bir sohbet esnasında bizlere de sorumluluk düştüğü gerçeğiyle karşı karşıya kaldık. İsraf edenlerin uyarılması için duvara bir uyarı tabelası asarak bu sorumluluğun bir nebze de olsa üzerimizden kalkacağı bilgisiyle karşılaştık. Akabinde hiç vakit kaybetmeden duvara asılacak uyarı levhası yaptırdık.
"LÜTFEN YİYEBİLECEĞİNİZ KADAR SİPARİŞ VERİN, İSRAF HARAMDIR."
Bilinçli bir müşterimizin tavsiyesi üzerine yazılan bu yazı, belki de pek çok insanın israf etmemesine katkı sunacaktı...
Belki de "Vay be hiçbir lokanta bu yazıyı asmaz, hatta daha çok satılsa diye bakar, helal olsun" yorumlarına sebep olacaktı.
Evet eskiden daha çok şahit olduğumuz yemek yenilen tabağın sünnetlenmesine dikkat edenlerin sayısı çok azaldı.
Sanki tabakta bırakmak alışkanlık halini aldı. Bölünen ekmeğin bitirilmemesi ise başlı başına bir israf konusu oldu.
Günümüzde serpme kahvaltıdaki çeşit sayısıyla insanların gözünü doyurmak isteyen işletmecilere de sorumluluk düşüyor. Sunulan çeşidin yarısının yeterli, kalanların ise israf olduğunu birilerinin hatırlatmasına gerek kalmadan çeşidin azaltılması ve çöpe dökülen her şeye milli servet gözüyle bakılması gerekiyor.
Çocukluğumda sabah kahvaltı soframızı mutlaka akşamdan kalma kereviz, pırasa, ıspanak gibi yemeklerin süslediğini, sabah sabah o yemekleri yemekten zevk almasakta israf olmasın, çöpe gitmesin diye mecburen yediğimiz o günlerin hiç unutulmadığını belirtmeden geçemeyeceğim.
Hele hele iftar sofraları başlı başına sorun. Gösterişin ve israfın her türlüsünü sergilemek için birbirleriyle yarışıyor sanki kendini bilmezler. Varsa yoksa "desinler"!
Sadece işletmelerde değil evlerde de yenilecek kadar yemek yapılması ve tüketilmesi gerekiyor. Dökülen ve ekşitilen her yemek, hem emek israfı, hem de maddi bir kayıp değil mi?
Peygamber efendimizin "yiyiniz, içiniz ama israf etmeyiniz" hadisini düstur edinen bir toplum olmak için gayret etmeliyiz.
Gün gelir, israf ettiğimiz ürünleri bulamayacak duruma geliriz, bunu kulağımıza küpe yapmalıyız.
| Bu haber 730 defa okunmuştur.