İnsanlık tarihi kadar eskilere dayanan kurban ibadeti İslam’şiarlarındandır. Hicretin 2. yılından itibaren Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem kurban kesmeye başlamıştır. Kurban kişinin malını telef etmek değildir. Allah’a yaklaşmak ve kulluk bilincini ortaya koymak için yaptığı bir eylemdir. Bununla beraber kesmiş olduğumuz hayvanı sadece başkalarına vermek değil hem kendimiz hem de en yakınımızdan başlayarak akraba ve komşularımızla beraber tüketebiliyoruz. Hem etini yiyip hem de Allah’a yaklaşma imkanımız oluyor. Tabi samimi bir şekilde ve ibadet şuuruyla yaparsak.
Kurban aynı zamanda bize verilen sayısız nimetlerin bir şükrü mesabesindedir. Bizler her kurban kesişimizde atamız Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’in Allah’a olan tam teslimiyetini hatırlarız. ‘’ Çocuk, babasıyla beraber iş güç tutacak yaşa gelince babası ona, “Yavrucuğum” dedi, “Rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm; düşün bakalım sen bu işe ne diyeceksin?” Dedi ki: “Babacığım! Sana buyurulanı yap; inşaallah beni sabredenlerden biri olarak bulacaksın.” Her ikisi de (ilâhî buyruğa) teslim olunca ve babası onu yüzüstü yatırınca, “Ey İbrâhim!” diye ona seslendik; “Tamam, rüyanı gerçekleştirmiş oldun.” İşte iyileri biz böyle ödüllendiririz. Bu, kesinlikle apaçık bir imtihandı. Biz, (oğlunun canına) bedel olarak ona iri bir kurbanlık verdik. (Saffat 102-107) Ve o yüce insanların aziz hatırasını da canlandırdığımızı bilerek nimetin şükrünü en iyi şekilde yerine getirmiş oluruz.
Kurban biz Allah’a yaklaştıracak maddi bir ibadettir. Ama rabbimize ulaşacak olan hayvanın ne eti nede kanıdır. Ona sadece takvamız ulaşacaktır. Bütün ibadetlerde olduğu gibi mükâfatımızı niyetimiz ölçüsünde alacağız. Kestiğimiz hayvan ibadet için mi kesildi yoksa et ihtiyacımızı gidermek yada başka amaçlarla mı? Bu soruyu kendimize sorup, daha kurbanımızı kesmeden niyet kontrolüne girelim. Yoksa bu kestiğimiz kurban et olacak ibadet ortadan kalkacak. Hz. Adem’in iki oğlunun başından geçen kurban hadisesini hatırlayalım. Habil güzelini vermiş Kardeşi Kabil ise böyle yapmamıştı. Mâide Sûresi’nde; ‘’Onlara Âdem’in iki oğlunun haberini gerçeğe uygun olarak anlat: Hani ikisi de birer kurban sunmuşlar, birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, diğerine, “Andolsun seni öldüreceğim!” dedi. O da dedi ki: “Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder. (Maide 27) hitabını okuyoruz. Kurbanımız ancak takva ile kurban olacak. Bunu tekrar hatırlamış olalım.
Hiç şüphesiz kurban bir ibadet olduğu için uymamız gereken pek çok kural var. kurban kesmekle kim sorumlu, hangi hayvanlar kurban olur, hayvanların vasıfları, kurbana engel olan kusurlar, ortaklıklar ve sıkıntıları, vekaletle kurban vs. gibi çoğunu bildiğimiz ama bazen unuttuğumuz konular var. Bizde bayrama kadar kurbanla alakalı konuları elimizden geldiği kadar sizlere sunmaya çalışacağız. Şimdiden Rabbim niyetlerimizi kabul buyursun! Amin.